# taz.de -- Türkiye'de Seçim: Türklerin Yeni Başkan Baba'sı
> Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana hiçbir siyasetçi Türkiye'ye Erdoğan
> kadar damgasını vurmadı. Cumhurbaşkanı seçildiğinde, cumhuriyetin
> kurucusunu, oturdulduğu heykel kaidesinden indireceğe benziyor.
(IMG) Bild: Türkiye'nin Erdoğan iktidarında yaşadığı gelişme çelişkilerle dolu.
Cumhurbaşkanlığı Köşkü başkent Ankara'nın tepelerinden birine kurulmuş.
Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki günlerde oraya
yerleştiğinde, bunun simgesel önemi büyük olacak. Çünkü bu villada, Osmanlı
İmparatorluğu'nun yıkıntıları üzerinde bugünkü cumhuriyeti kuran ve bu
yüzden Atatürk ünvanına layık görülen ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal hüküm
sürmüştü.
Heykellerinin Türkiye'nin bütün şehirlerini süslediği bu Ata'dan beri,
hiçbir siyasetçi, ülkeyi, mutlak çoğunlukla on yıl başbakanlık yapan
Erdoğan'ın bu yıllar içinde değiştirdiği kadar değiştirmedi. Erdoğan, kimi
eleştiricilerinin gözünde, kırın kente, muhafazakâr dindar kesimin laik
seçkinlere, karanlığın ilerlemeye karşı zaferini, kısacası, Atatürk'e
tepkiyi temsil ediyor.
Atatürk, yukarıdan aşağıya radikal bir kültür devrimini emretmişti.
Türkiye'yi Avrupalılaştırmak için kamusal alanda fazlaca şarklı gördüğü ne
varsa yasakladı, Batı takvimini, haftalık tatil olarak Pazar gününü ve
Latin alfabesini getirdi. Fes bile yasaklandı. Atatürk'ün demir yumruğu
eski çokuluslu imparatorluğun kalıntılarından homojen bir ulus çıkardı.
Dinsel ve etnik ayaklanmalar, örneğin Kürt isyanları, şiddetle bastırıldı.
Bu miras Türkiye'ye halen damgasını vuruyor. Bürokrasi ve seçkinler ve en
başta ordu, kendilerini her zaman, Türkiye toplumunda İslamiyetin daha
fazla rol oynamasını isteyen gruplar ve Kürtlerin özgürlük çabaları
karşısında sağlam bir kale olarak gördüler.
Erdoğan ordunun iktidarına nihai olarak son vermeyi ancak son yıllarda
başardı. Bunun için kullandığı araçlardan biri, hükümeti düşürme çabaları
içinde olmakla suçlanan yüksek rütbeli askerlere karşı açılan "Ergenekon"
davasıydı. Bunu yaparken, iktidarı döneminde yaşanan eşi benzeri görülmemiş
iktisadi gelişme de elini güçlendirdi. Ekonomideki atılım, ülkenin
batısındaki metropollerin çok uzaklarında da farkediliyor, Orta Anadolu'nun
bir zamanlar geri kalmış illerinde, Karadeniz bölgesinde ve Kürtlerin
yaşadığı doğu bölgelerinde; buralarda alışveriş merkezleri ve üniversiteler
topraktan fışkırırcasına boy verdi. Böylece Müslüman özellikleri ağır basan
bir orta sınıf ve eski seçkinlere rakip bir iş dünyasının yeni seçkinleri
ortaya çıktı.
Türkiye'nin Erdoğan iktidarında yaşadığı gelişme çelişkilerle dolu.
Türkiye, hem dünyaya daha açık, hem de daha Müslüman bir ülke haline geldi,
hem daha modern, hem daha geleneksel, hem daha çoğulcu, hem daha otoriter.
Türkiye'de ev içi şiddete karşı kampanyalar ve İstanbul'da gay pride onur
yürüyüşleri düzenleniyor, ama aynı zamanda Müslüman muhafazakar özelliklere
sahip yeni bir tutuculuk ve Erdoğan'ın giderek daha otoriterleşen tarzı da
bu ülkenin gerçeği.
Erdoğan, Türkiye siyasetini onyıllar boyunca felce uğratan birçok tabuyu
sarstı. Kürtlerle barışmaya çalıştı ve dindar muhafazakâr seçmenlerine
vaadettiği üzere, üniversitelerde ve devlet hizmetinde başörtüsü yasağını
kaldırdı. Ancak, bütün popülistler gibi Erdoğan da, belirgin bir sağ-sol
şemasına uymuyor: Erdoğan İsrail'le ittifaka son verdi, ama Ermenistan'a
yakınlaşmaya çalıştı; 2014 Nisanında, soykırımın yıldönümünde, ülkesinin
ilk başbakanı olarak soykırım kurbanlarının yakınlarına başsağlığı diledi.
Mısır'da Müslüman Kardeşler karşısında Türkiye'deki laik anayasa modelini
savundu. Ama kendi ülkesinde, yurttaşlarına yaptığı, kaç çocuk doğurmaları,
nasıl yaşamaları gerektiği hakkındaki çağrılarla insanların sinirini bozdu
ve içki satışına sınırlamalar getirdi. Onyıllar boyunca öğrencilerin ulusa
bağlılık yemini etmek zorunda bırakıldıkları milliyetçi andı kaldırdı. Ama
aynı zamanda Türkiye medyasını kendi denetimine aldı. Elinden gelse
YouTube, Facebook ve Twitter'i de sansürleyecek.
Gezi direnişi, bu tutumun kuşaklar arasında oluşturduğu ve birçok aileyi
ikiye bölen kırılma çizgilerini ortaya çıkardı. Ama taraftarları,
Erdoğan'ın kendisi ve ülkesi için açık bir vizyona sahipmiş gibi
görünmesinden ve Türkiye'yi bölgesel bir güç haline getirmek istemesinden
memnun. Birçok seçmeni de iktisadi refahlarını, yurttaş olarak sahip
oldukları özgürlüklerden daha fazla önemsiyor; ne içki içtikleri, ne
muhalif gazeteleri okudukları, ne de internette dolaştıkları için bu
özgürlüklere zaten değer vermiyorlar.
Erdoğan Kürt sorununu hafifletti. Dil yasaklarını gevşetti ve PKK lideri
Öcalan'la pazarlığa oturdu. Türk devlet televizyonu TRT'nin Kürtçe yayın
yapan bir televizyon kanalına sahip olması, eskiden hayal edilemeyecek
birşeydi, Diyarbakır gibi Kürt nüfusunun ağırlıkta olduğu şehirlerde kamu
binalarında bugün görülen iki dilde levhaların asılı olması da öyle.
Erdoğan'ın partisi yeni genel seçimlerden sonra da anayasayı değiştirecek
çoğunluğa ulaşamazsa, Kürtlerin gereken desteği sağlaması bile mümkün. Kürt
bölgelerinin daha fazla özerkliğe sahip kılınması ve PKK lideri Abdullah
Öcalan'ın hapis cezasının basit bir ev hapsine dönüştürülmesi karşısında
Kürt partisi BDP Erdoğan'a daha fazla yetki verecek bir başkanlık sistemi
anayasasını onaylayabilir. Uzun süre marjinalleştirilmiş olan iki kesim
olan muhafazakar Müslümanların ve Kürtlerin yeni bir anayasayı kabul
ettirebilecek olması, neredeyse bir devrim.
Erdoğan, cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ü, yerleştirildiği heykel
kaidesinden nihai olarak indirmeye ve Türkiye'ye yeni bir yön vermeye
hazırlanıyor, Avrupa'dan uzaklaşan, Erdoğan Devleti'ne doğru çizilen bir
yön. 2023'e, yani cumhuriyetin yüzüncü kuruluş yıldönümüne kadar bu yön
değişiminin tamamlanmış olması öngörülüyor. O güne kadar da, müthiş inşaat
projeleriyle kendi heykelini dikmek niyetinde. Bu projeler arasında üçüncü
Boğaz köprüsü, İstanbul Boğazı'na paralel seyredecek ve Karadeniz'le
Marmara Denizi'ni birleştirecek yeni bir kanal, İstanbul'da dünyanın en
büyük havalimanı ve İstanbul tepelerinde taht kuracak bir dev cami
yeralıyor. Günün birinde kendisini buraya gömdürebilir, deniyor. O zaman,
mezarı da, Atatürk'ün anıt mezarından, o devasa Anıtkabir'den daha
ihtişamlı olacak.
8 Aug 2014
## AUTOREN
(DIR) Daniel Bax
## TAGS
(DIR) Schwerpunkt Türkei
(DIR) Recep Tayyip Erdoğan
(DIR) Ergenekon
(DIR) Schwerpunkt Türkei
(DIR) Recep Tayyip Erdoğan
(DIR) Schwerpunkt Türkei
## ARTIKEL ZUM THEMA
(DIR) „Ergenekon“-Prozess in der Türkei: Berufungsgericht kippt Urteil
Der „Ergenekon“-Geheimbund soll einen Putsch gegen die AKP-Regierung
geplant haben, so der Vorwurf. Die Entscheidungen im Verfahren wurden
revidiert.
(DIR) Präsidentschaftswahl in der Türkei: Der neue Übervater
Kein Politiker seit Kemal „Atatürk“ hat die Türkei so stark geprägt wie
Erdogan. Als Präsident würde er den Staatsgründer wohl endgültig vom Sockel
stoßen.
(DIR) Türkiye'de Seçim: Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Entelektüel Vaziyet
Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecince sürekli „paralel
yapı“ (Fethullah Gülen cemaati ve Hizmet grubu) üzerinden bir politika
yapıyor.
(DIR) Türkiye'de Seçim: Bir ütopya denemesi
Türkiye bir süredir Schengen üyesi ülkeleri arasında yer alıyor, Türk ve
Kürt vatandaşları vize muafiyetinden yararlanıyor. TEM Otoyolu’nda trafik
kazası...