# taz.de -- Gezi Davası: Aksakoğlu'na tahliye, Kavala'nın tutukluluğuna devam
       
       > 16 kişinin müebbet hapis istemiyle yargılandığı Gezi Davası'nda mahkeme,
       > Yigit Aksakoğlu'nun tahliyesine, Osman Kavala'nın ise tutukluluğunun
       > devamına varar verdi.
       
       Gezi davasının ilk duruşmasının görüleceği mahkemenin Silivri Cezaevi
       Kampüsü’ndeki salonuna gelirken jandarma kontrol noktasında trafik sıkışmış
       durumdaydı. Kontrol noktasını geçince dışarıdaki alanda yüzlerce kişi
       vardı. Bu, İstanbul'un 80 km uzağındaki Silivri’deki mahkemede şimdiye
       kadar görülen en büyük katılımlardan biri. Mahkeme salonuna giriş
       prosedürleri her zamanki gibi keyfiydi. İçeride ise Gezi Direnişi sanıkları
       hakkında hazırlanan iddianamenin absürdlüğünü yansıtacak sayıda kolluk
       görevlisi vardı.
       
       16 hak savunucusunun ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı
       davada 2013'te meydana gelen eylemleri, bir „darbe girişimi“ olarak
       nitelendiriliyor. Sanıkların eylemleri örgütleyen ve finanse eden kişiler
       olduğu ileri sürülüyor. Haklarındaki dokuz suçlama arasında „Türkiye
       Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını
       engellemeye teşebbüs etmek“ de var.
       
       İddianamede Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Ayşe Mücella Yapıcı, Ayşe
       Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz Handan, Meltem
       Arıkan Hanzade, Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Mehmet Ali Alabora,
       Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve
       Yiğit Ali Ekmekçi’nin isimleri yer alıyor.
       
       ## İddianame firari savcı tarafından hazırlandı
       
       2013 yılında meydana gelen Gezi Direnişi'nin burada yargılanan 16 kişi
       tarafından organize edildiğini söylemek için yazılmış 657 sayfalık
       iddianame beklendiği üzere duruşma sırasında okunmadı. Mahkeme Başkanı’nın
       sunduğu oldukça kısa bir özetten sonra ifadelerin alınmasına iki tutuklu
       sanıkla beraber başlandı. Duruşmanın ilk gününde sanıkların savunma yönünde
       ortak bir strateji belirlemediği görüldü. Bazı sanıklar Gezi’nin
       değerlerini savunulması gerektiğine vurgu yaparken, diğerleri soruşturmanın
       Türkiye’de Fethullah Gülen cemaatine (FETÖ) bağlı savcılarca başlatıldığına
       dikkat çekti.
       
       Gezi Direnişi ile ilgili daha önce Mart 2014’te bir kez dava açılmış, Nisan
       2015’te mahkeme tüm sanıkların beraatine karar vermişti. Ancak eylemlerden
       6 yıl sonra, Mart 2019'da sanıkları yeni suçlarla itham eden ikinci
       iddianamenin kabul edilmesiyle Gezi davası yeniden açılmış oldu. Bu ikinci
       davayı açan savcı Muammer Akkaş, şu anda „FETÖ“ soruşturmaları nedeniyle
       firari durumda.
       
       ## Kavala'nın 600 gün sonra gelen savunması
       
       Çoğu siyasi davanın aksine, tutuklu sanıklar Osman Kavala ve Yiğit
       Aksakoğlu salona getirildiğinde kopan alkışlar, mahkeme heyeti tarafından
       kesintiye uğratılmadı. Kavala 600 gündür, Aksakoğlu ise 7 aydır cezaevinde
       bulunuyor.
       
       Savunması için söz alan iş insanı Osman Kavala'nın soğukkanlı ve sakin
       duruşu [1][savunmasına] da yansıyordu. Hukuksuz telefon dinlemelerle ve
       birbiriyle hiçbir bağlantısı olmayan olayların sadece yan yana konulmasıyla
       oluşturulan iddialar yüzünden 600 gündür tutuklu olmasına rağmen öfkeli
       değildi. Üyesi olduğu Açık Toplum Vakfı’nın George Soros bağlantılı Açık
       Toplum Enstitüsü ile ilişkili olduğu ve bu enstitünün çeşitli ülkelerde
       isyanlar kurguladığı iddiasına cevap verirken halk hareketlerinin neden
       iddianamede anlatıldığı gibi “dış güçlerce“ finanse edilmiş olamayacağını
       Mısır ve Tunus'tan da örnekler sunarak anlattı.
       
       Osman Kavala, her şeyden önce hangi gerekçelerle tutuklu olduğunu bilmek
       istiyordu: „Gezi'yi finanse ettiğim yönünde tek bir delil yokken, MASAK
       raporları da bunları tespit etmişken tutukluluğumuz devam etti. Hangi
       delile dayanarak bu oldu?“
       
       Tutuklu yargılanan bir diğer sanık, Anadolu Kültür çalışanı Yiğit Aksakoğlu
       da hakkındaki suçlamaları reddederken aynı soruyu soruyordu: „Gezi’de bir
       gece yatmışlığım bile yok. 220 gün cezaevinde yatacağımı bilseydim, bir
       gece Gezi’de yatardım. Gezi ile ilgili bir tane tweetim yok. Koca eylemi
       organize etmişim ama bir tane WhatsApp grubum yok. O zaman ben neden
       aylardır tutukluyum?“ Aksakoğlu, [2][yaptığı savunmada], bunun hayatında
       gördüğü ilk iddianame olduğunu, eğer tüm iddianameler böyleyse, bunun
       yargının mevcut durumunu gösterdiğini belirtti.
       
       ## „İddianame film senaryosu olsa reddedilirdi“
       
       Daha önce aynı kanıtlar temelinde benzer suçlamalarla yargılandığı davadan
       beraat ettiğini hatırlatan Taksim Dayanışması sözcülerinden Mücella Yapıcı
       ise mahkeme heyetine şu soruyu yöneltti: „Aynı iddianame, aynı taleplerle
       altı yıl sonra yine yargılanıyorum. Bu kez ağırlaştırılmış müebbet, 2.970
       yıl hapis, 160 bin TL para cezası ile cezalandırılmam isteniyor. Şimdi ben
       soruyorum, ben nasıl bir savunma yapmalıyım?“
       
       Sanıklardan film yapımcısı Çiğdem Mater ise hukuka aykırı yolla toplanan
       delillerden türetilip kendisine yöneltilen suçlamalardan bahsetti: „Olmayan
       bir filmi çekmekle suçlanıyorum“. Ve ardından iddianameyi bir sinemacı
       gözüyle değerlendirerek „Bu iddianame eğer bir film senaryosu olsaydı
       mantıksız hataları nedeniyle reddedilirdi ama burada hayatın sinemadan daha
       kurgu olduğunun göstergesidir“ dedi. Bu beyanların ardından duruşma, ertesi
       sabah devam etmek üzere sona erdi.
       
       ## „Gezi barışma, kucaklaşmadır“
       
       Gezi Davası'nın ikinci gününde sanıkların Gezi Direnişi ile ilgili
       beyanları ve iddianemenin eylemleri kriminalize etme çabasına yönelik
       tepkileri öne çıktı. Şehir ve bölge plancısı ve akademisyen Tayfun
       Kahraman, Gezi Direnişi'nin hangi politik koşullarda ortaya çıktığını
       anlatırken „Gezi, temsil eksikliği hissedenlerin tepkisidir. Gezi barışma,
       kucaklaşmadır“ ifadelerini kullandı. İddianamenin somut olaylardan ne kadar
       kopuk olduğunun altını çizen Kahraman, „İddianamenin başarısız bir
       senaryodan farkı yoktur. Hiçbir kurum, para ya da örgüt böyle birbirinden
       farklı kitleleri bir araya getiremez,“ dedi.
       
       Aynı davada yargılanan Taksim Dayanışması sözcüsü avukat Can Atalay ise
       iddianamedeki ithamlarla Gezi sürecinin şaibeli hale getirilmesine karşı
       çıktı: „Gezi bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur. Bu ise
       iddianame Türkiye tarihinin en onurlu toplumsal olaylarını karalama
       çabasıdır. Gezi öyle bir şey ki aradan 6 yıl geçmesine rağmen hiç
       karalanmamış bir umut. İnsanların barışma kararlılığının iradesi.“
       
       Davada yargılanan Mine Özerden de Gezi Direnişi'nin anonim karakterine
       dikkat çekti ve „Gezi onurlu ve toplumsal bir olaydır. Buradaki 16 kişinin
       omuzuna yüklenemeyecek kadar büyük bir harekettir“ açıklamasında bulundu.
       
       Sanıkların ifadelerinin ardından tutuklu sanıkların avukatlarının
       savunmalarına geçildi. Osman Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar, Gezi
       eylemlerinin cebir ve şiddet içermediğine vurgu yaptı: „İstifa çağrısı,
       hükümeti eleştirmek, hükümet aleyhine protesto yapmak hiçbir zaman
       ‚Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu‘ içerisinde değildir“ dedi.
       
       Yiğit Aksakoğlu'nun avukatı Turgut Kazan ise „Sivil itaatsizlik eylemlerini
       TCK 312'den (halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla) yargılamak hukuk
       katliamıdır“ açıklamasında bulundu. Ardından iddianemeden şu anektodu
       aktararak yargılama sürecini eleştirdi: „Kanıtlar arasında müvekkilim
       elinde kocaman bir paket tuvalet kağıdı ile ofisine girdiği bir fotoğraf
       var. Savcılık bunu örgütsel faaliyet olarak ele almış.“
       
       Savunmaların ardından duruşma savcısına mütalaası soruldu. Savcı, Osman
       Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’nun, üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyetinin
       dikkate alınarak tutukluluk hallerinin devamını istedi. Ara kararda Yigit
       Aksakoğlu tahliye edilirken Osman Kavala'nın tutukluğuna devam kararı
       verildi. Bir sonraki duruşma, 18-19 Temmuz'da Silivri'de görülecek.
       
       25 Jun 2019
       
       ## LINKS
       
 (DIR) [1] http://www.osmankavala.org/tr/aciklamalar/671-osman-kavala-nin-savunmasinin-tam-metni
 (DIR) [2] https://yigitaksakoglu.com/yigit-aksakoglunun-savunmasinin-tam-metni/
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Barış Altıntaş
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Özgürlükler
 (DIR) Politika
 (DIR) Film
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA
       
 (DIR) „Nuestro Tiempo“ von Carlos Reygadas: Die Gesetze der Kampfstiere
       
       Der Film „Nuestro Tiempo“ von Carlos Reygadas erzählt vom Ende einer
       offenen Beziehung. Er ist eine waghalsige Annäherung an die Liebe.