# taz.de -- Efsaneden direnişe: Kürtlerin Newroz’u
       
       > Kürtler için Newroz bayramı, Afrin'de heykeli yıkılan Demirci Kawa
       > efsanesine dayanıyor; „Ne yasaklar ne çözüm süreçleri, Kürtlerin Newroz’a
       > atfettiği tarihsel manayı değiştirmedi.“ İrfan Aktan yazdı.
       
 (IMG) Bild: „Newroz, Kürt kimliğini egemen Türk kimliğinden ayıran kullanışlı bir ortam oluşturdu.“
       
       1990’lı yıllardan itibaren Türkiye Kürtlerin her sene 21 Mart’ta, başta
       Diyarbakır olmak üzere çeşitli merkezlerde kitlesel olarak kutladıkları
       Newroz, elbette sadece Kürtlerin bayramı değil. Newroz’u çeşitli Orta Doğu
       ve Orta Asya halkları Noruz, Naras, Navrız, Nevruz olarak adlandırsa da
       neredeyse tüm kaynaklar aynı sonuca çıkar: Farsça’da “nev“ (yeni) ve “roz“
       (gün) kelimelerinden türemiştir. Tarihçi [1][Ayşe Hür’e göre] 21 Mart
       eskiden pek çok kültürde yılbaşı günü sayılırdı:
       
       “Babillilerin Akitu bayramı, Hititlerin Purulliyas festivali de bir çeşit
       Newroz töreni idi. Bugün İran’da, Afganistan’da, Azerbaycan’da ve pek çok
       Orta Asya (Türkî) devletinde yeni yıl 21 Mart’ta başlar. Zerdüştlerde,
       Alevilerde, Bahaîlerde Newroz kutsal gündür.“
       
       Çok sayıda halkın gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’ı bayram olarak
       kutlamasına rağmen bu günü kitlesel bir politik ritüel olarak kutlayan tek
       halk Kürtlerdir. Kürtlerin Newroz bayramıyla ilişkileri, İran edebiyatının
       önemli şairi Firdevsi’ye dayanır. Firdevsi'nin Şehnâme’sine göre hükümdar
       Dahhâk, omuzlarında bulunan iki yılanı her gün iki gencin beynini sökerek
       besleyen bir tirandır.
       
       Ermayil ile Rermayil isimli iki arkadaş, Dahhâk’ın sarayına aşçı olarak
       girer ve her gün, beyni sökülmek istenen iki gençten birini kurtarıp
       kaçmasını sağlar. Bu gençlerin dağlara veya ovalara gönderildiğini ve
       Kürtlerin, Dahhâk’ın yılanlarından kurtulmuş olan bu gençlerin torunları
       olduğu söylenir. ([2][Şehnâme, sayfa 59])
       
       Efsaneye göre de Dahhâk’a isyan edip, tiranın sonuna getiren kişi ise
       sıradan bir demirci olan Gave/Kawa’dır. Dahhâk’ın yerine geçen yeni
       hükümdar Feridun, tahta çıkarken çadırının tepesinden kırmızı, sarı, mor
       kumaşlar sarkıtır ve ona “Gave’nin bayrağı“ adını verir. Kürtler daha sonra
       bu renkleri yeşil, sarı, kırmızı olarak benimseyecektir.
       
       ## Newroz'un politik geçmişi
       
       Demirci Kawa’nın zalim Dahhâk’a karşı giriştiği direniş ve yılanlardan
       kaçarak dağlara sığınan gençler efsanesi, politik Kürt hareketlerinin
       sıklıkla başvurduğu tarihsel bir miras halini aldı. Türkiye’deki Kürt
       isyanı da bu söylem etrafında her yıl daha da artan bir kitlesellikle
       Newroz kutlamalarını ortaya çıkardı. Akademisyen Yücel Demirer, „Tören,
       Simge, Siyaset- Türkiye’de Newroz ve Nevruz Şenlikleri“ başlıklı kitabında
       Newroz’un “politik geçmişini“ ele alıyor.
       
       Tekçi ve Türklük merkezli siyasal-kültürel politikalar karşısında Kürt
       kimlik ve siyasetinin, özellikle 1970’li yıllardan itibaren Newroz
       üzerinden kendisini sistemli bir biçimde ifade etmeye başladığını söyleyen
       Demirer, “Devlet politikalarına bir yanıt olarak o sıralarda çoğunlukla
       öğrenci ve genç aktivistlerden oluşan Kürt siyasi liderliği Newroz’u bir
       Kürt etnik anlatısı olarak kullanmaya başladı ve yaygınlaştırdı…Böylece
       Newroz, Kürt kimliğini egemen Türk kimliğinden ayıran kullanışlı bir ortam
       oluşturdu.“
       
       ## „Aslında Türk bayramı“
       
       Elbette Türkiye devleti, Kürt hareketinin Newroz üzerinden kazandığı
       kitleselliğin önünü almak için çeşitli karşı-efsaneler üretmekte gecikmedi.
       1985’te “Türkçü“ tarihçi Abdülkadir Çay Nevruz/Ergenekon Bayramı adlı
       kitabında Nevruz’un (yazılışta w’nin yerini v almıştı ve bu durum ileriki
       yıllarda ideolojik savaşın simgelerinden biri olacaktı) aslında bir Orta
       Asya geleneği olduğunu, ancak bayram olarak kutlanmasına Cumhuriyet’le
       birlikte başlandığını, hatta Mustafa Kemal’in 1925’te Ankara’da bir Nevruz
       kutlamasına katıldığını iddia etti. Devlet, kitaptaki tezler uyarınca
       1991’de bir genelge yayımladı. Buna göre bütün illerde “Nevruz, Türk
       Ergenekon Festivali“ kutlanacaktı. 21 Mart 2002 tarihinde dönemin Kültür
       Bakanı İstemihan Talay, parlamentoda yaptığı konuşmada Newroz’un aslında
       bir Türk bayramı olduğunu iddia etti.
       
       Türkiye devleti, Kürtlerin Newroz bayramına karşı Türklerin “Nevruz“
       bayramını hiçbir zaman kitleselleştiremedi ve bu çaba parodinin ötesine
       geçemedi. 1992 yılında ise iş, Kürtlerin Newroz kutlamalarının kanlı bir
       biçimde bastırılmasına kadar vardı. Başta Diyarbakır olmak üzere çeşitli
       illerde kutlamalar ateşli silahlarla bastırıldı. Eyüp Demir, „Yasal
       Kürtler“ isimli kitabında o yıl resmi rakamlara göre 57, gayriresmi
       rakamlara göre ise 124 kişinin öldürüldüğünü aktarıyor.
       
       1992 Newroz’u, gazeteci İzzet Kezer’in de arkadaşlarının gözü önünde
       panzerden açılan ateşle öldürüldüğü gündür. 1994 yılında ise Newroz
       kutlamalarına dört gün kala, 17 Mart’ta PKK lideri Abdullah Öcalan, tek
       taraflı ateşkes ilan ettiğini açıklayınca, kutlamalar önceki yıla olaysız
       geçti. Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde uluslararası bir operasyonla
       Türkiye’ye tesliminden sonraki en kitlesel kutlama 2005 yılında yapıldı.
       Diyarbakır başta olmak üzere pek çok şehirde Abdullah Öcalan portreleri,
       Kürdistan haritaları, “Devletsiz Konfedaralizm“ yazılı afişler eşliğinde
       kutlandı. Newroz kutlamaları sonraki yıllarda politik atmosfere göre olaylı
       veya olaysız, kanlı veya kansız geçti.
       
       ## 2013 Newroz'u ve sonrası
       
       Kürt siyasi tarihinin en önemli Newroz kutlamalarından biri ise 21 Mart
       2013 tarihinde Diyarbakır’da gerçekleşti.AKP hükümetinin çözüm sürecini
       başlattığı günlere denk gelen Newroz’a bir milyondan fazla insan
       katılırken, kutlama alanında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın „silah bırakma
       çağrısı yaptığı“ mektubu okundu. 2014 ve 2015 yıllarındaki Newroz da bir o
       kadar kitlesel kutlamalara sahne oldu. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu,
       2015 Newroz’u dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Nevruz bütün insanlığın
       bayramıdır. Nevruz Türklerin, Kürtlerin, Acemlerin bütün kadim halkların
       bayramıdır“ diyor ve ekliyordu: “Çözüm süreci, ne pahasına olursa olsun
       mutlaka başarıya ulaşacaktır.“
       
       Davutoğlu, bu açıklamasından sadece beş ay sonra, 24 Temmuz 2015 tarihinde
       çözüm sürecini fiilen bitirdi. Çözüm sürecinin sonlanmasıyla birlikte
       Newroz kutlamaları 2016 ve 2017 tekrar coşkudan ziyade hüznün paylaşıldığı
       etkinliğe dönüştü. Ancak ne yasaklar ne çözüm süreçleri, Kürtlerin Newroz’a
       atfettiği tarihsel manayı değiştirmedi.
       
       21 Mar 2018
       
       ## LINKS
       
 (DIR) [1] http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ayse-hur/soylence-bayram-ve-serhildan-olarak-newroz-1318852/
 (DIR) [2] http://www.fakirane.org/wp-content/uploads/2014/12/Firdevsi-%C5%9Eehname-1.pdf
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) İrfan Aktan
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Toplum
 (DIR) Kurdendossier
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA
       
 (DIR) Pro & Contra Deutsche Linke und Kurden: Rojava – eine realisierte Utopie?
       
       Das kurdische Rojava ist für viele deutsche Linke ein Ort gelungener
       Revolution. Ist es das zu Recht – oder eine Projektionsfläche?