# taz.de -- Yurttaş gazeteciliği: „Ana akım medyanın içi boş“
       
       > 106 binden fazla insan, Elif Ilgaz’ın mahkemelerden ve eylemlerden attığı
       > tweetleri takip ediyor. Yurttaş gazeteciyle basın özgürlüğünü konuștuk
       
 (IMG) Bild: „Berkin vurulalı 1052 gün oldu! Katili hala açıklanmadı! #BerkininKatiliYargılansın“ (3 Mayıs 2016)
       
       [1][Für die deutschsprachige Version dieses Beitrags klicken Sie bitte
       hier.] 
       
       taz. die günlük gazete: Elif Ilgaz, Türkiye’nin ilk “ Twitter gazeteciler
       “inden biri olarak tanınıyorsunuz ve haberlerinizi takip eden 106.000 den
       fazla takipçiniz var. Neden klasik bir haber merkezinde çalışmıyorsunuz? 
       
       Elif Ilgaz: Ben seneler boyunca profesyonel gazeteci olarak çalıştım zaten.
       Sonra çocuklarımdan biri rahatsızlandı ve o yüzden işi bir süre bırakmak
       zorunda kaldım. İşe dönmek istediğimde basın çok kötü durumdaydı. Doğru
       dürüst haber yapabileceğim bir yer yoktu.
       
       Ama muhalif medya yok muydu? 
       
       Tabii ki vardı ve hala var ama genel olarak zaten gazeteciler için şöyle
       bir durum var: Türkiye’de özgürce haber yapmanız ve aynı anda aldığınız
       maaşla geçinmek gibi bir seçenek şu an açıkçası yok. Dolayısıyla sektör
       değiştirdim, reklam ve belgesel yapımcısıyım. Bir yerden para kazanıp,
       diğer taraftan da elimden geldiği kadar davaları takip edip haber
       paylaşmaya çalışıyorum.
       
       Bunun için Twitter’ı kullanmak aklınıza nereden geldi 
       
       Başta Twitter’ı herkes gibi kullanıyordum. Eş, dost birbirimizi takip
       ediyorduk 2010 gibi. Zaten o zamanlar Türkiye'de Twitter'ın çok fazla
       kullananı da yoktu. Sonra Cihan Kırmızıgül'ün “poşu davası“ başladığında,
       gazetelerin bu konuyla pek fazla ilgilenmediklerini fark ettim. Çocuğun
       orada yaşadığı çaresizlik ve uğradığı haksızlık beni çok rahatsız etti. İlk
       katıldığım duruşmadan gelişmeleri paylaşmaya başladım. O an takipçilerimde
       ufak bir artış oldu.
       
       Peki takipçi sayınızda aniden büyük bir artışa yol açan bir haber oldu mu? 
       
       Tek bir haberle öyle geliştiği söylenemez. Ahmet Şık ve Nedim Şener
       tutuklandıklarında Twitter’dan bir eylem düzenledim arkadaşlarla. Ahmet
       benim eski arkadaşım, beraber Cumhuriyet’te çalışmıştık ve haberciliğini
       çok beğendim her zaman. Canım çok acıdı tutuklandığında, çünkü yaptığı
       haberlerin arkasında durmayı bilen özel gazetecilerden biridir. Twitter’dan
       kaç gün tutuklu kaldıklarını ve kaç gündür hala iddianamenin
       hazırlanmadığını sayıyordum. Sonra OdaTV davasını geçtim. Ciddi bir şekilde
       teşekkür mailleri almaya başladım. İnsanlarda böyle bir açlık olduğunu fark
       ettim.
       
       Sizce Twitter Türkiye’de haber okuma konusunda neden bu kadar popüler? 
       
       Basın özgürlüğünün Türkiye’de çok ciddi şekilde baskı altında olmasından
       dolayı Twitter tercih ediliyor. Çünkü insanlar bazı haberleri gazetelerde
       bulamıyorlar artık. Tabii BirGün olsun, Evrensel veya Özgür Gündem, bu tür
       gazeteler alternatif haber sunuyor ama bunlar da Twitter’dan daha çok
       yayılıyor. Ayrıca Twitter’dan eylem düzenleniyor, bu Gezi’den önce de
       böyleydi. İnternet yasağı eylemleri olsun veya kürtaj yasasıyla birlikte
       ortaya çıkan feminist yürüyüşler olsun, hepsi Twitter üzerinden organize
       ediliyorlardı.
       
       Gezi döneminde de çok aktiftiniz… 
       
       Yani günler boyunca çadırlarda yaşadım diyemem ama çok sık oradaydım.
       Gezi’den sonra da eylemcilere açılan davaları ve Gezi olaylarında öldürülen
       gençlerin davalarını takip etmeye çalıştım.
       
       Gezi olaylarında polis tarafından öldürülen gençlerden biri de Berkin Elvan
       ’dı. Onunla ilgili her gün bir tweet paylaşıyorsunuz. 
       
       Evet. Berkin hastaneye yattığından beri, hükümetin açıklamalarından dolayı
       bu olayın da cinayet dosyaları arasında kaybolacağını düşünerek, her günü
       saymaya başladım. “Berkin vurulalı şu kadar gün oldu ve katili hala
       bulunamadı. #BerkininKatiliYargılansın“ diye her gün yazıyorum. Bununla
       insanlara olanları hatırlatmak istiyorum, çünkü bu olay hala soruşturma
       aşamasında kalan bir dosyadan başka bir şey değil. Hala bir sanık
       çıkarılmadı karşımıza.
       
       Paylaştığınız tweet ’lerden dolayı size olumsuz tepki gösteren var mı? 
       
       Genel olarak zaten AK-Troller muhalif olan herkese saldırıyorlar,
       profesyonel bir ekip olarak yapıyorlar ve buna ben de maruz kalıyorum.
       Berkin’le ilgili tweet’lerimden dolayı yıllardır hakaret ve tehdit aldım.
       Günleri saymam bile bazı insanları sinirlendiriyor, her türlü küfür
       ediyorlar. Özellikle havuz medyasında bir kaç köşe yazarı beni hedef
       gösterdikten sonra çok ciddi sayıda tehditler almaya başladım. Bir ara
       hepsine dava açmayı düşündüm ama açıkçası bana hakaret eden çok fazla kişi
       vardı. En kolayı onları Twitter’da engellemek oldu.
       
       “Yurttaş gazeteci“ tanımalamasını kendiniz için uygun buluyor musunuz? 
       
       Evet. Yurttaş gazeteciliğini seviyorum ama diğer yandan çok tehlikeli bir
       tarafı olduğunu da düşünüyorum. Doğru ellerde yapılmadığı zaman çok yanlış
       yerlere gidebiliyor. Her habere güvenmemek gerekiyor. Sadece bildiğim
       gazetecilerin haberlerini paylaşıyorum. Çok spekülatif haberler dolanıyor
       sürekli. Haberi paylaşmadan önce mutlaka kontrol etmek ve bir kaç yerden
       doğrulatmak lazım.
       
       Klasik gazeteciliğin ve Twitter gazeteciliğinin arasındaki en büyük fark
       nedir? 
       
       140 karaktere sınırlanmak zorunda kalıyorum. En büyük fark bu. Her ne kadar
       devamında yazsam da hep birinden kopuk cümleler oluşuyor ve rahat
       okunabilen bir şey değil. Mümkün olduğu kadar hızlı ve en kısa şekilde
       yazmaya çalışıyorum. Ama Twitter’ı sadece kendi haberlerimi yayınlamak için
       kullanmıyorum.
       
       Peki nasıl kullanıyorsunuz? 
       
       Son dönemde bazı internet haber sitelerinde yayınlanan yazıları daha çok
       paylaşıyorum. Zaten bir takipçi kitleniz oluştuğu an, onlar sizin belirgin
       bir bakış açınız olduğunu düşünüyorlar ve sizden ne tür haberler
       alacaklarını biliyorlar. Benim de ilgilendiğim alanlar zaten belli. Ekonomi
       haberi paylaşmam mesela. Evet ilgileniyorum ve okuyorum ama hakim olduğum
       bir alan değil. Daha çok insan hakları ile ilgileniyorum, çocuklar ve
       kadınlar çok duyarlı olduğum konular. Basın ve basın çalışanlarıyla da
       ilgileniyorum. Beni takip eden insanlar haber sitelerine tek tek bakmak
       zorunda kalmıyorlar çünkü ben onlar için haberleri derliyorum zaten. Çoğu
       zaman yeni haber üretmiyorum yani. Sadece paylaşıyorum.
       
       Ana akım medyada eksik bulduğunuz konu nedir? 
       
       Ana akım medyanın içi zaten boş. Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Durum
       çok kötü. Mesela çevreci haberler hiç yer almıyor, öğrenci ve kadın
       haberleri de öyle. Sadece kadın şiddet olunca yer buluyor. Politik gündem,
       haberleri öyle bir işgal ediyor ki, aslında geri kalan haberler çok az yer
       buluyor. Aynı zamanda her muhalif haber hakkında dava açılıyor. Artık hangi
       birine şaşıracağınızı bilmiyorsunuz.
       
       3 May 2016
       
       ## LINKS
       
 (DIR) [1] /Pressefreiheit-in-der-Tuerkei/!5299185
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Fatma Aydemir
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Lesestück Recherche und Reportage
 (DIR) Pressefreiheit in der Türkei
 (DIR) Pressefreiheit in der Türkei
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA
       
 (DIR) Türkisch-kurdische Zeitung in Istanbul: Jeden Tag ein Kampf ums Leben
       
       Özgür Gündem ist die einzige türkisch-kurdische Zeitung. Wer für sie
       schreibt, muss täglich mit einer Festnahme oder Anklage rechnen.
       
 (DIR) Deutsch-türkische Sonderausgabe: Für die Pressefreiheit und ihr Gemüse
       
       Die taz hat am Tag der Pressefreiheit die türkisch-deutsche Sonderausgabe
       am Maybachufer verteilt. Die Resonanz: eher durchmischt. Ein Besuch
       
 (DIR) Pressefreiheit in der Türkei: „Die Medien sind ein schwarzes Loch“
       
       Über 106.000 Menschen verfolgen Elif Ilgaz' Tweets aus Gerichtssälen und
       von Straßenprotesten. Ein Gespräch über Bürgerjournalismus und Trolle.