# taz.de -- AKP ile büyüyen gençlik: Dislike Kuşağı
> Türkiye'nin Z kuşağı, 2023 seçimlerinde belirleyici bir rol oynayacak.
> Gençlere bir gelecek sunamayan siyasi partiler, muhafazakar seçmene
> odaklanıyor.
(IMG) Bild: AKP’nin ve muhalefet partilerinin kırmızı çizgilerini “sallamayan“ bir kuşak geliyor
2000’den sonra doğan ve dolayısıyla Türkiye’de AKP iktidarının
şekillendirdiği siyasi ortamda büyüyen Z kuşağı, 2023’te gerçekleşecek olan
bir sonraki seçimlerde 7 milyon kişilik bir seçmen grubunu oluşturuyor. Z
kuşağı, son dönemde AKP’nin korkulu rüyası, muhalefet partilerinin ise umut
ışığı oldu. AKP’nin bu kuşakla diyalog kuramadığını, bu nedenle de
desteğini alamayacağını düşünen muhalefetin bütün yatırımı iki varsayım
üzerine dayanıyor: Birincisi gelecekte adil koşullarda seçim yapılacağı, i
kincisi ise AKP’den yüz çeviren gençlerin umudu kendilerinde arayacakları.
Oysa ufukta bu iki varsayımı doğrulayan herhangi bir gelişme yok. Tayyip
Erdoğan’ın imtiyazlı ortağı Devlet Bahçeli, seçim sisteminde yapacaklarını
belirttiği kimi değişikliklerle “şeytana pabucunu ters giydireceklerini“
söyledi. Şeytana pabucunu ters giydirmek, “ustaca hile yapmak“ anlamına
geliyor. Gençlerin, AKP’den kurtulmak için mevcut muhalefet partilerine
yönelecekleri fikri şimdilik uçuk bir rüya. Niye mi?
AKP Tanıtım ve Medya Başkanlığı, 16 Haziran akşamı, partinin Genel Başkan
Yardımcısı Mahir Ünal öncülüğünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir sunum yaptı.
“Dijital dönüşüm ve yeni medya düzeni“ başlıklı bu sunumun amacı, Türkiye
için bir “sibervatan“ stratejisi belirlemekti. AKP’nin 2023’te yapılması
planlanan seçimlerde nasıl bir yol-yordam izlemesi gerektiğini irdeleyen
sunumda şu ifadelere yer verildi: “Onların içine doğdukları yeni medya
düzeni, veri ve içerik sağlayıcılar tarafından devlet otoritesi, egemenliği
ve siyaseti de aşan bir meydan okumayla karşımıza çıkmaktadır.“
Bu meydan okumanın en somut örneği, üniversiteye giriş sınavlarının
gerçekleştiği Haziran ayının sonunda yaşandı. Pandemi sürecini eve
kapatılarak ve stresli bir ortamda geçirmek zorunda kalan 20 yaş altındaki
grup, sınavın önce ertelenmesine, sonra da keyfi biçimde tekrar öne
alınmasına tepki göstermişlerdi. Öğrencilerin itirazları, sınava bir hafta
kala hemen her akşam Twitter’ın trend listesindeydi. Kimse onları
dinlemedi.
Sınavdan bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere ne kadar önem
verdiğini göstermek için YouTube’da bir canlı yayın gerçekleştirdi.
Yüzlerce genç hem YouTube’da hem Twitter’da #oymoyyok etiketiyle Erdoğan’a
oy vermeyeceklerini söylemeye başladılar. Bunun üzerine yayın yorumlara
kapatılınca gençler çareyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın videosunu
“dislike“lamakta buldular. Tam da Mahir Ünal’ın power point sunumunda tarif
ettiği gibiydiler: Ne devlet otoritesi tanıyor, ne sözlerini
sakınıyorlardı, üstelik internette nerede nasıl tepki gösterileceğini iyi
biliyorlardı. AKP’den yapılan açıklamalar şaşırtmadı. Onlara göre tepkiler
terör örgütleri tarafından organize edilmişti. Sorumlular
cezalandırılacaktı.
## „Dindar nesil“ ateistleşirken
Peki mevzu buralara nasıl geldi? 2013’te Gezi Direnişi’nin olduğu günlerden
itibaren Erdoğan açık açık bir “dindar nesil“ projesinden bahsetmeye
başlamıştı. Ondan bile önce, AKP üniversite öncesi eğitimi dörder yıllık
modüller halinde tasarlayarak çocukların evde, aile içinde eğitim görmesini
mümkün kıldı. Bu, kızların daha az okula gitmesi demekti. Yetmedi, ilk ve
ortaöğretimde din derslerinin payı artırıldı. Pek çok düz lise imam-hatip
lisesine dönüştürüldü. Kim bilir belki de bu ısrar yüzünden, AKP’nin
gücünün zirvesinde olduğu bir dönemde, herkes ağız birliği etmişçesine
gençlerin deistleştiklerini, ateistleştiklerini söylemeye başladı.
Konda Araştırma Şirketi'nin 2008-18 yılları için yaptığı araştırmaya göre
kendisini dindar olarak görenlerin oranı yüzde 55’ten 51’e düşmüş, kendini
ateist olarak görenlerin oranı ise yüzde 1’den 3’e çıkmıştı. Haziran ayında
Gezici Araştırma’nın Z Kuşağı üzerine yayınladığı rapor ise gençlerin
mevcut siyasetin ve önceki kuşakların sınırlarını çoktan yürürlükten
kaldırdığını gösterdi. 20 yaş ve altını temsil eden ve yaklaşık yarısı
kadın olan 1062 katılımcı ile yapılan görüşmelere göre, düzenli olarak
ibadet ettiğini söyleyenlerin oranı yüzde 15,7, inançsız olduğunu
söyleyenlerin oranı ise 28.5 idi. AKP’nin en iddialı olduğu konulara
ilgisizdi gençlik. İlgilendikleri konularsa AKP döneminde en çok ihmal
edildiğini düşündükleri idi. Yüzde 83’ü çevre politikalarını önemserken,
yüzde 78,6’sı AB’yi destekliyordu.
## Muhalefete de “dislike“
Muhalefet partileri, bu esnada hallerinden memnun görünür ve hatta
Erdoğan'ın kendi sonunu hazırladığına dair açıklamalarda bulunurken,
çeşitli kamuoyu temsilcileri, muhalefetteki partileri bir arada hareket
etmeye, seçimi beklemeden bir ittifak müzakeresine başlamaya çağırdılar.
Ancak muhalefet partileri, AKP-MHP ittifakının 2015’ten beri mütemadiyen
kriminalize ettiği HDP ile ne yapacaklarını henüz bilmiyorlar. Mevcut halde
toplumun yüzde 72,8’i HDP’ye mesafeli olduğunu ve oy vermeyeceğini
söylüyor. Genel seçimlerin yapılacağı 2023’te yedi milyon kişilik bir
seçmen grubu oluşturacağı söylenen Z kuşağında ise durum farklı.“HDP’yle
olmaz“ diyenlerin oranı yalnızca yüzde 32,6. Geriye kalanlar, herkesin
mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalıştığı HDP’ye ya olumlu ya da nötr
bakıyor. Yani altı milyonluk HDP seçmeninin yanına, her türlü iktidara
türlü çeşit meydan okuyan, yedi milyonluk, öngörülemez ve Kürt meselesi
üzerinden kutuplaştırılamayacak bir kitle daha eklenecek.
Hükümetin Z kuşağı raporunun açıklanmasından bu yana televizyonlar ve
sosyal medya Z kuşağını konuşuyor. Bu yayınların hemen hiç birinde Z kuşağı
temsil edilmiyor. Hiç kimse “toplanıp bu gençlere ne önereceğimizi
konuşmalıyız, niye bizi seçsinler, ne farkımız var AKP’den?“ diye
tartışmıyor. Hülasa, AKP’nin ve muhalefet partilerinin kırmızı çizgilerini
“sallamayan,“ hayatının ve geleceğinin hiçe sayıldığının gayet farkında,
kendini ifade edecek kanalları mutlaka bulan bir kuşak geliyor. AKP
yıllardır süren ekonomi politikalarıyla bu kuşağı ağır bir borç yükünün
altına soktu. Adı konmamış bir ekonomik buhran eğitimli gençler arasında
işsizliği rekor seviyelere taşıdı.
Sosyal Demokrasi Vakfı’nın Mart ayında yayınladığı bir araştırmaya göre
gençlerin yüzde 62.3’ü, imkân bulursa yurt dışına gitmek istiyor. Hal böyle
iken ülke sanki olağan koşullardaymış gibi siyaset yapan muhalefet
partileriyle AKP arasında çok da fark kalmıyor. Çünkü hepsi, ihtiyarlamaya
yüz tutmuş muhafazakâr kitlelerin gönlünü çelmeye çalışıyorlar. Oysa AKP’yi
senelerce iktidarda tutarak gençlere dev bir borç yükü bırakan da, onları
kendi savurganlıklarının bedelini ödemeye mahkûm eden de o muhafazakâr
kitleler. Haliyle, Z kuşağı şu anda kimsenin hazır ve ucuz rüyası, askeri,
mü’mini, partizanı ya da seçmeni olacak gibi değil.
25 Jul 2020
## AUTOREN
(DIR) Ayşe Çavdar
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Toplum
(DIR) Politika
(DIR) taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA