# taz.de -- Sanat sokakta: Sur'a renk veren kadınlar
> Resim öğretmeni Nazılı Ergen, Diyarbakır'ın Sur mahallesindeki duvarlara
> çizdiği resimlerle şehrin yaralarını sarmayı amaçlıyor.
(IMG) Bild: Nazlı Ergen: „Canım acıdı, çocuklar öldü. Sanatçı olarak birşey yapmalıyım dedim.“
Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki arnavut kaldırımı döşeli dar sokak, pandemi
nedeniyle gelen yasakların hafifletilmesiyle yeniden hareketlenmiş. Sokağın
duvarlarını yeni çizilmiş kadın resimleri süslüyor. Resim Öğretmeni Nazlı
Ergen, geçen hafta bu duvarlara çizdiği kadın figürlerinin rötuşunu
yapıyor. Duvarın karşısındaki mahalle fırınına pişirilmek üzere yemekler
getiren kadınlar, pide dolu leğenleri omuzlarında taşıyarak fırından
ayrılıyorlar. Fırında çalışan çocuk bir işçi, bisikletinin yırtık selesine
oturmuş, sepetinin ekmekle doldurulmasını beklerken duvardaki kadın resmine
bakıyor. Sepeti dolunca ekmek servisi yapmak için yola çıkıp, bir süre
sonra geri geliyor. Beklerken gözleri yine duvardaki resme takılıyor.
Ergen, savaşa tanıklık etmiş mahallede yaptığı resimlerin, çocuklar için
bir „açık alan terapisi olduğunu“ söylüyor.
Üniversiteyi Antalya'da okuyan Nazlı Ergen, güzel sanatlar bölümünü
bitirdikten sonra bir süre İstanbul'da yaşamış. İstanbul'da yaptığı sokak
sanatının „sıradan“ olduğunu hisseden Ergen, bunun üzerine memleketi
Diyarbakır'a dönme kararı alıyor. Şimdi bir devlet okulunda ücretli resim
öğretmenliği yapan Nazlı Ergen, atanmayı bekliyor. Sanatı kapalı kapılar
ardından çıkartıp, sokakla buluşturma fikri onu her zaman heyecanlandırmış.
2015 yılındaki çatışma sürecinde kendini „bitik“ hissettiğini anlatıyor:
„Sur'a yakın oturuyorum. Geceler boyunca patlama ve silah sesleri ile
irkildim. Dört ay boyunca uykusuzdum, her gün ağlıyordum, odaklanamadım.
Canım acıdı, çocuklar öldü. Sanatçı olarak birşey yapmalıyım dedim.“
Ergen, yerle bir olan tarihi Sur mahallesinde oluşan „yaraları sarmak“ için
sokaklara resim yapmaya karar veriyor. 2019 yılında çatışmaların yoğun
olarak yaşandığı Bağlar'da, çocuklarla birlikte sokaklarda resim yapmaya
başlıyor. Duvarlarda açılmış mermi oyuklarının etrafına papatya yaprakları
çizip ortasını boş bıraktığını söyleyen Ergen, amacının „savaşın izini
korurken hafızayı da diri tutmak“ olduğunu belirtiyor. Ergen, çocuklarla
birlikte geçirdiği zamanın onda derin izler bıraktığını ifade ediyor:
„Belki hiçbir zaman apartman dairesinde yaşayamayacak çocuklar derme çatma
yapılarda büyüyor. Onların yaşamına dokunmamız lazım.“
Nazlı Ergen, korona virüsü nedeniyle insanların zor günler geçirdiği bu
günlerde tekrar sokakta sanat yapmaya başladığını belirtiyor. Aslında ilk
önce Dicle Üniversitesi Hastanesi duvarına pandemi günlerinde görev yapan
kadın sağlık çalışanlarını çizmek istemiş, fakat izin süreci uzayınca
kendini tarihi Sur sokaklarına atmış. Mayıs sonundaki Şeker Bayramı'nda,
herkes sokağa çıkma yasakları nedeniyle evdeyken, belediyeden aldığı izin
sayesinde duvarlara resim çizmeye yeniden başladığını söylüyor: „O an sanki
evimde bir tuvalde resim çiziyormuşum hissine kapıldım. Sessizlik beni
derinleştirdi. Sokağa çıkma yasaklarında, tüm ressamlar dünyada sokaklara
resim çizmeli diye düşünüyorum. İnsanlar evden çıktıktan sonra moral olur.“
## Sur sokaklarına kadın portreleri
Sur'daki tarihi Cemil Paşa konağında açılan Kent Müzesi'nde eserleri
bulunan Şermin Cemiloğlu'nun çalışmalarının kendi sanatı üzerinde etkisi
olduğunu ifade eden Ergen, Cemiloğlu'nun eskizlerini ve yaşamını kentin
sokaklarında yaşatmak istediğini söylüyor. „Bakışları, masumiyeti ve başına
sardığı tülbentinden“ etkilendiği bir kadını çizmiş önce. Resmin hemen
yanında olan bir evin siyah demirden kapısını da rengarenk boyamış. Bundan
mutlu olan ev sahibi, sokağa çıkma yasağının olduğu ıssız günde aşağı inip,
ona teşekkür etmek için kayısı ikram etmiş.
Yasakların esnetilmesiyle sokağın hengamesi geri döndüğünü, mahalleli
gençlerin, zaman zaman gelip ona „ne zaman boyamayı bitireceğini“
sorduklarını aktarıyor Ergen: „Kavgaya tutuşacaklar ama önce benim
boyalarımla burdan çıkmamı bekliyorlar. Bir anda kavga başlayabiliyor
burda. Gerginlik kopuyor.“ Bu sokaklardaki kavgaların daha büyük nedenleri
var. 2015 yılında başlayan kent çatışmalarında siviller, devlet güçleri ve
silahlı gençlik yapılanmasının arasında kalmıştı. Genç nüfusun yoğun olduğu
mahallede, gelen can kayıpları umutsuzluk hissini derinleştirmişti.
Sokaktaki fırının sahibi Hüsnü Çiçek iskemlesine oturmuş, Ergen'i ve
çizdiği resimleri izliyor. Hamurlu ellerini önünde kavuşturmuş, kafasını
umutsuzca sallıyor: „Bunların ömrü uzun olmaz.“ Kendi dükkanına geçenlerde
astığı ekmek afişinin, gece yerinden koparıldığını anlatıyor. Çiçek,
mahallede artan uyuşturucu kullanımı nedeniyle karanlıkta sokakların tekin
olmadığını belirtiyor: „Savaş sonrası günlerde uyuşturucu satışı ve
[1][kullanımı çok arttı.“] Sur doğumlu olan fırıncı, 2015 yılındaki
çatışmalar yüzünden eskiden fırının iki sokak arkasında olan evinden
taşınmak zorunda kaldığını söylüyor. Bunu ailesinin güvenliği için
yaptığını ifade eden Çiçek, dört çocuk babası. Üç çocuğunun üniversite
okuduktan sonra iş bulamadığını, bu nedenle bir çocuğunun fırında
çalıştığını ifade ediyor.
Nazlı Ergen o sırada başka bir kadın figürünü renklendirmek için yan duvara
geçiyor. Tarihi ilçenin ilk kez bu kadar renkle tanıştığını aktarıyor: „Sur
sokakları için bu renkler çok yoğun, burası daha çok gri siyah ağırlıklı.“
Semtin tarihi öneme sahip olması nedeniyle çizdiği resimler zaman zaman
tepki çekmiş. Sadece sıvalı duvarlara çizim yapsa da, yeni döşenen bazalt
taşları kapatıp üzerini boyadığını düşünenler olmuş. Ergen'in sanatını
tehdit eden başka etkenler de var. Bu etkenler, Ergen'in resimlerinde
kullandığı renklere zaman zaman temkinle yaklaşmasına neden olabiliyor.
Ergen yere eğiliyor ve çizdiği kadının sepetini renklendiriyor. Sepetteki
elmaların orjinalinde yeşil kırmızı renkte olduğunu, fakat sepetin dış
işlemesinde sarı tonları olması nedeniyle yeşil elmaları çıkarttığını
belirtiyor. Sarı-kırmızı-yeşil renklerin Kürt ulusunun renkleri olduğunu ve
bazılarının bu renklerin yan yana gelmesini „sakıncalı bulunabileceğini“
ifade ediyor. Bu durum insanların sanatına önyargılı bakmasına yol
açabileğinden endişe duyuyor.
## Boyaları da kadınlar üretiyor
2019 yılındaki çalışmalarının ardından 2020 yılında „Sanat Sokakta“
kolektifinin parçası olan Nazlı Ergen, sanatını yeniden sokağa taşımak için
sosyal medya üzerinden bir kampanya başlatıp destek arıyor. Diyarbakır'da
bulunan bir boya fabrikası olan Capua, bu arayışa yanıt olmuş ve Ergen'in
kullandığı boyları tedarik etmeye başlamış.
Capua ismini Spartaküs'ten alıyor. Fabrikanın kurucusu Nevin İl, fabrikanın
ismini „Başarıya koşmuş, kendi aidiyetini özgürlüğünü oluşturmuş
Spartaküs'ün galip geldiği, ezilenlerin baskı altından kurtulduğu İtalya'da
ki arenanın adı. Her şeyin bir hikayesi olmalı, biz kadınlar hikaye ile
başarı yazıyoruz.“ sözleriyle açıklıyor. Sur'da doğup büyümüş olan İl, aynı
zamanda Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Meclisi Kurucusu. Capua
boya fabrikasında çalışan kimyagerler, forklift sürücüleri genellikle
kadın. İl, çalışanların yüzde 60'ının kadın olduğunu belirtiyor. 8 Mart'ta
tüm fabrika bir günlüğüne anma ve kutlamalar için tatil ediliyor.
„Üretim üzerinden toplumsal cinsiyet algıları dönüşüyor. Erkek egemen bir
sektördeyiz ama hayatın kendisi erkek egemen bir yaşam biçimi zaten.“ diyen
Nevin İl, „Kendimize alan açma anlamında büyük sıkıntı yaşıyoruz, bir işi
alabilmek için iki kat daha fazla efor sarfetmek zorundayız.“ ifadelerini
kullanıyor.
„Beş kat daha fazla“ diye araya giriyor, geçen yıl fabrikaya yatırım yapan
iş ortağı Nurten Muhsinoğlu. Birbirlerine bakıp gülüşüyorlar. Muhsinoğlu
aslında Köln'de yaşıyor. Üzerinde boyalı beyaz bir önlük var. Ergen'in
sokakta kadın resimleri fikrini heyecanlandırıcı bulduğunu, kimyagerlerden
formülleri alıp duvarda çizmeye imkan veren boyaları bizzat kendi elleriyle
hazırladığını anlatıyor.
Nevin İl, ressam Ergen'in yaptığı işleri „Sokaklara neşe taşıyan,
karamsarlığı ve umutsuzluğu kıran bir ışık taşı“ olarak tanımlıyor:
„‚Çocuklarımız hayal kurmayı unutmuştu‘ diyenler oldu, karanlık yerine bunu
görecekler şimdi.“
6 Jun 2020
## LINKS
(DIR) [1] https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5598139
## AUTOREN
(DIR) Figen Güneş
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Toplum
(DIR) taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA