# taz.de -- Türkiye-Yunanistan sınırı: İki ateş arasında
> Türk kolluk kuvvetlerinin gözetiminde Yunanistan sınırına yönlendirilen
> onbinlerce insan, korkunç bir tiyatronun oyuncuları haline getirilmek
> isteniyor.
(IMG) Bild: “Bizi suya attılar. Yani diyorlar ki, 'Ölün, gidin, umurumuzda değilsiniz.’“
İstanbul-Edirne yolu üzerinde bir petrol istasyonu. Beyaz minibüsün içinde
çoğunluğu çocuk ve kadın olan 20 kişi var. İstikamet: Pazarkule Sınır
Kapısı. Araçtakiler, grup adına konuşması için bir kişiyi işaret ediyor.
Suriyeli Muhiddin Muhammed, başta konuşmakta kararsız olsa da şoförün de
ısrarıyla anlatmaya başlıyor: “Biz oraya keyfimiz için değil, çocuklarımızı
yaşatmak için gitmek istiyoruz. Avrupa devletlerine sesleniyoruz: bu
çocuklar için müsaade etsinler bize.“
Muhiddin Muhammed aslında iki gün önce eşi ve çocuklarıyla birlikte
Avrupa’ya ulaşmış. Kara sınırı üzerinden Yunanistan’a geçen ve saatlerce
yürüdükten sonra Dedeağaç’a ulaşan Muhammed, Türkiye sınırından yaklaşık 25
kilometre uzaklıktaki bu liman kentinde sigara almak için girdiği dükkânda
ihbar edildiğini söylüyor. Aktardığına göre, dükkandan ayrıldıktan kısa bir
süre sonra askeri kamuflaj giyen, yüzleri kapalı kişiler tarafından
alıkonuluyor ve darp ediliyor. Meriç Nehri üzerinden Türkiye tarafına geri
gönderildiklerini anlatırken her iki elindeki çizikleri gösteriyor: “Bizi
suya attılar. Yani diyorlar ki, 'Ölün, gidin, umurumuzda değilsiniz.’“
Muhammed, buna rağmen Perşembe günü ailesiyle birlikte bir kez daha
[1][sınırı geçmeye çalışacak.]
Sınır kenti Edirne’de yaşanan kriz birinci haftasını doldurdu. 28 Şubat’tan
bu yana bölgeye gelen ve sınır hattında dağınık şekilde bekleyişini
sürdüren onbinlerce insan, 3 Mart’tan itibaren Türk kolluk güçleri
gözetiminde Pazarkule Sınır Kapısı ve çevresine taşınmaya başlandı. Sınırın
her iki tarafında sıkışıp kalan insanların durumu gün geçtikçe kötüleşiyor.
Türkiye ve Yunanistan hükümetleri için bu insanlar sayılardan ibaret.
Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Edirne’den Yunanistan’a geçen
göçmen sayısının 139 bin 70 olduğunu öne sürerken, bu sayıyı yalanlayan
Yunan hükümeti şu ana kadar bin 500 kişinin sınırı geçtiğini, 26 bin
kişinin ise sınırda durdurulduğunu iddia etti.
Perşembe günü Edirne'yi ziyaret eden Soylu, Valilik önünde yaptığı
açıklamada „geri itmeleri engellemek“ amacıyla tam donanımlı bin özel
harekat polisinin bu sabah sınır hattına konuşlandığını söyledi. Son birkaç
gün içinde Yunan güçleri tarafından yakalanıp Türkiye'ye geri gönderilen
birçok göçmen ise iki ülke arasında sıkışmış durumda.
## „Türk askeri sizi botla geçirecek“
4 Mart günü sosyal medyada paylaşılan bir video, Türk güvenlik güçlerinin
yaşanan krizdeki sorumluluğunu gözler önüne serdi. Sınır hattında bir
otobüsün içinde çekilen iki dakikalık videoda yer alan görüntülerde Türk
polisi olduğu anlaşılan bir kişi, araçtaki göçmenlere “İnin aşağıya haydi.
Karşıya geçiyorsunuz şimdi,“ diyor. Aralarından biri Arapça “Çocuklar var,
nasıl gidelim“ yanıtını veriyor. Bunun üzerine aynı kişi, sivil kıyafetli
bir diğer kişiyi işaret ederek “Türk askeri sizi botla geçirecek“ diyor. Bu
cevap göçmenleri ikna etmeye yetmiyor. Günlerdir bir yerden diğerine
taşınmaktan yorulan insanlardan “Yalan“, “İstemiyoruz“ tepkisi yükseliyor.
Asker olduğu belirtilen kişi ise “O zaman niye geldiniz?“ diye sorduktan
sonra belindeki silahı çıkarıp herkesi araçtan indiriyor.
Suriye, Afganistan, Etiyopya, Fas, Filistin, Irak, İran ya da Pakistan...
Tanıklıklarını paylaşanların neredeyse hepsi sınır hattı boyunca
gitmedikleri yerin kalmadığını söylüyorlar. İpsala’ya bağlı Yenikarpuzlu
beldesindeki düğün salonuna getirilen yüzlerce insan da jandarmanın sunduğu
tercihle karşı karşıya: “Ya Edirne ve İstanbul’a giden araçlarla buradan
gidin ya da Pazarkule’ye giden araçlara binin“. Pazarkule yakınlarındaki
Vael Filistin'den gelmiş. Beş gündür Edirne sınır hattında dolaştıklarını
belirtiyor: “Türk askerlerinin bizi götürmediği yer kalmadı.“
Avrupa’ya geçmek isteyen insanları birkaç gündür Pazarkule Sınır Kapısı ve
çevresine sıkıştıran Türk yetkililer, sürecin kontrol altında olduğu
izlenimini vermek istiyorlar. Perşembe günü sınıra yığılan Türk özel
harekat polisleri, bölgede kontrolü sağlamaktan çok göçmenlerin maruz
kaldığı şiddetin artmasına yol açabilir. Türk kolluk kuvvetlerinin
gözetiminde kaçakçılar aracılığıyla Meriç Nehri üzerinden Yunanistan
tarafına yönlendirilen ve orada şiddete maruz kalan binlerce insan, korkunç
bir tiyatronun parçası haline getirilmek isteniyor.
Tunca Köprüsü'nün yanındaki alanda duran Suriyeli Salih, artık bu
tiyatronun bir parçası olmak istemiyor. Geceyi 100 kadar insanla birlikte
brandalar altında ve kurdukları derme çatma çadırlarda geçirmiş. Burası
Pazarkule Sınır Kapısı'na beş kilometre uzaklıkta. Önceki gün botla
Yunanistan'a geçmesinin ardından sivil milisler tarafından yakalanan,
şiddete maruz kalan ve Türkiye'ye geri gönderildiğini söyleyen Salih ve
ailesi için artık geriye tek seçenek kalmış: Kapıların açılması. „Türkiye
bizi botlarla karşıya göndermek istiyor ama artık yeter. Kapılar açılana
kadar buradan ayrılmayacağız.“
5 Mar 2020
## LINKS
(DIR) [1] https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5668230
## AUTOREN
(DIR) Vecih Cuzdan
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Politika
(DIR) Toplum
## ARTIKEL ZUM THEMA