# taz.de -- 2020'ye doğru: Kadınlar her yerde
> Türkiye'de 2019 yılında en az 318 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
> Kadınların sokaklarda ve sosyal medyada verdiği mücadele giderek büyüyor.
(IMG) Bild: Beşiktaş'taki Las Tesis eylemine polis müdahalesi olmadı.
Kadıköy’den Beşiktaş’a geçen vapurun alt katında bir grup kadın,
seslendirecekleri şarkının koreografisi üzerinde çalışıyor: “Patriyarka bir
yargıç, suçlar bizi en başta…“ Bir, iki, üç dört… “Suçlu sensin, tecavüzcü
sensin.“
Şili’den tüm dünyaya yayılan Las Tesis eylemine katılmak için birazdan
vapurdan inecek olan kadınların söyleyecek çok fazla sözü var. 2019 yılı
boyunca erkek şiddeti hayatın her alanında kendini gösterdi. Resmi sayılara
göre Türkiye’de bu yıl en az 318* kadın erkekler tarafından öldürüldü- bu
neredeyse her gün bir kadın demek. Cinayet haberleri karşısında her yıl
olduğu gibi “O saatte ne işi varmış orada,“ diye sorular sorulmaya devam
etti. Medya, erkeklerin öldürdüğü kadınları hedef gösterdi. Erkekler
işledikleri cinayetlerden yargılandıkları mahkemelerde “iyi hal
indirimleri“ aldı. Bu yıl da erkekler kadınlara tecavüz etti. Yolda, evde,
sokakta ya da okulda. Bu yıl da kadınların giydikleri kıyafetler
eleştirildi.
Kadınlar tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleyi büyüttü. 8 Mart’ta, 25
Kasım’da bir araya geldiler; polis müdahalelerine rağmen sokakları terk
etmediler. Bir hafta önce Kadıköy’de gerçekleştirilen ilk Las Tesis
eyleminde gözaltına alınan altı kadının elleri ters kelepçeli, başları
yukarı dönük, gülümseyen bakışları fotoğraf karelerine yansıdı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcilerinden Ayşen Ece
Kavas, fotoğraflar için “O gülüş, o duruş 'Bizi yıldıramazsınız’ demek“
ifadesini kullanıyor. Kavas, sistematik saldırılara karşı 2019 yılında
örgütlü mücadeleye katılanların sayısının arttığını söylüyor. Kadın
cinayetlerinin artması nedeniyle duyulan öfkeye ve toplumun bunu
sahiplenmesinin etkisine dikkat çeken Kavas, bunun en görünür olduğu
yerlerden birinin de sosyal medya olduğunu belirtiyor.
## Kadın mücadelesinde sosyal medyanın gücü
Kadınlar kendilerini tehdit ya da taciz eden erkekleri sosyal medyada
teşhir ediyor, şiddete yönelik başvurularına kayıtsız kalan yargı
kararlarına karşı kamuoyu oluşturmak için sosyal medyayı kullanıyorlar. Her
gün bir kadının ismi etiket olarak karşınıza çıkıyor. Boşandığı eşi
tarafından çocuğunun önünde öldürülen Emine Bulut’un son sözleri olan
“Ölmek istemiyorum“ duyulduğunda artık geç olmuş oluyor. Bu noktada
kadınların isimlerinin yanında “adalet“ kelimesinin eklendiği yeni bir
mücadele süreci başlıyor.
Tecavüz edildikten sonra öldürülen [1][Şule Çet için adalet] mücadelesi
buna bir örnek. 29 Mayıs 2018’de öldürülen Şule Çet’in arkadaşları bunun
bir cinayet olduğunu anlatmak için sosyal medyada “Şule Çet İçin Adalet“
hesabını açtı. Şule Çet’in arkadaşları “Bir şey yapmamız lazım“ diyerek
çıktıkları yolda yaşananları anlatmaya başladıklarında, kamuoyu bunun bir
cinayet mi yoksa intihar mı olduğunu tartışmaya başladı. Yargı sürecini
gözler önüne sermek için otopsi raporlarından sanık ifadelerine her şeyi
tane tane kamuoyuna aktarmaya uğraştılar. Bu sürecin yaşattıklarının
kendileri için “çok zor“ olduğunu belirtiyorlar.
Sonuçta sosyal medya adalet mücadelesinin bir ayağı oldu. Öyle ki sanıklar
ve avukatları mahkemede “sosyal medya baskısı nedeniyle tutuklandık“, gibi
bir argüman öne sürdü. Kadın örgütlerinin de başından beri takip ettiği
davanın karar duruşmasına katılmaya gelen insanlar salona sığmadı. Sonuçta
iki sanık iyi hal indirimiyle de olsa ceza aldı.
Anonim kalmayı tercih eden Şule Çet’in arkadaşları, adalet mücadelesine
başladıklarında bu kadar ses getirmeyi ummadıklarını söylüyorlar. Ancak
gelinen noktada sesini duyurmak isteyenlerin kendilerine ulaştığını
anlatıyorlar. Şule Çet artık öldürülen diğer kadınlar için bir sembol.
Çet'in davası, kamuoyu baskısı olmadığı takdirde serbest kalabilecek
sanıkların cezalandırılması açısından iyi bir örnek teşkil ediyor. Çet’in
arkadaşlarına neredeyse her gün birileri ulaşıyor. 60 bin takipçisi olan bu
twitter hesabının yöneticileri, kadınların sesini bundan sonra da duyurmaya
devam edeceklerini söylüyorlar: „Geçtiğimiz günlerde erkek arkadaşının
tecavüz ettiği bir kadın bize ulaştı. Biz de onun sesini duyurduk,
sonrasında yetkili merciler onun şikayetlerini dikkate aldılar. Şimdiye dek
neredeydiler?“
Ayşen Ece Kavas da, insanların yargıya ve ana akım medyaya inançlarını
yitirdikleri için adaleti kendi mücadeleleri ile sağlayacaklarının farkında
olduğunu ifade ediyor. Kavas, 2020’nin çözüm yılı olmasını istediklerini
söylüyor. Yürürlükteki yasa ve sözleşmelerin uygulanmasının önemine dikkat
çekerken yetkililerin bunu yapmak zorunda olduğuna işaret ediyor.
Gözaltından çıktıklarında dile getirdikleri sözü yineliyor: “Yetkililer
adım atmayacaksa biz atarız.“
## 6284'ü korumak
Kadınların yeni yılda, geçmişte kazandıkları hakları korumak için de
mücadeleye devam etmesi gerekiyor. 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin
Önlenmesine Dair Kanun ve kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığı
olan İstanbul Sözleşmesi, bu yıl “aileyi hedef alması, toplumsal değerlere
uymaması“ gibi ifadelerle hedef gösterildi. 2019’un son ayında Adalet
Bakanlığı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
Kanunun Uygulanması“ isimli bir genelge yayınladı. Genelge, kadınların
verdiği mücadele sonucu atılmaya zorlanan bir adım olsa da, içinde yer alan
bir madde soruşturma evresiyle ilgili delillerin sosyal medya gibi
platformlarda paylaşılmasının engellenmesini amaçlıyor. Bu maddenin
kadınların sosyal medyada edindiği görünürlüğü ve gücü zayıflatacağına dair
eleştiriler var.
Las Tesis eylemi için Beşiktaş vapurundan inen kadınlar polis araçları ve
çevik kuvvet polisleri tarafından karşılanıyor. Bir hafta önce Kadıköy’de
yapılan eylemde yaşanan polis saldırısı, bu kez kentin Avrupa yakasında
yapılacak eyleme katılımı etkilememiş- belki de bir arada olmanın ve
haklılığın verdiği güç nedeniyle. Bu sefer polis eyleme müdahale etmiyor.
Aynı gün aynı eylemin yapıldığı İzmir’de ise durum farklı. Eyleme katılan
kadınlar hakkında soruşturma başlatılıyor. Akşam olduğundaysa, İzmir’de
evli olduğu erkek tarafından öldürülen Filiz Tekin’in ismi bir etiket
olarak sosyal medyada paylaşılıyor.
** bianet erkek şiddeti çetelesine göre 2019’un ilk 11 ayında 305 kadın
erkekler tarafından öldürüldü. Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu ise
erkeklerin öldürdüğü kadın sayısını 430 olarak açıkladı.
27 Dec 2019
## LINKS
(DIR) [1] https://www.gazete.taz.de/tr/article/?article=!5571361
## AUTOREN
(DIR) Beyza Kural
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Özgürlükler
(DIR) Toplum
(DIR) taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA