# taz.de -- 2020'ye doğru: Yeni yıl göçmenler için ne getirecek?
       
       > Bugün Uluslararası Göçmenler Günü. Türkiye’de yaşayan göçmenler, 2019
       > yılını zorla sınır dışı edilme tehlikesi altında geçirdi. TBMM’ye sunulan
       > yasa teklifi, 2020'de yaşanacaklara dair bir fikir veriyor.
       
 (IMG) Bild: İçişleri Bakanlığı'na göre yıl sonuna kadar 95 bin göçmen ülkelerine sınır dışı edilmiş olacak
       
       Türkiye’de göçmen düşmanlığı, 2019 yılında önceki yıllara kıyasla çok daha
       görünür oldu. Ülkede toplam 6 milyon göçmen yaşıyor. Bu sayının 3.7
       milyonunu oluşturan Suriyeliler, 31 Mart'taki yerel seçimler öncesi yapılan
       anketlerde özellikle İstanbul’un en büyük problemlerinden biri olarak öne
       çıktı. Derinleşen ekonomik kriz de göçmenlere yönelik olumsuz algıyı
       pekiştirdi. Bu nedenle Temmuz başında İstanbul Valiliği’nin yaptığı
       açıklama çok fazla tepki çekmedi. Yeni seçilen Belediye Başkanı Ekrem
       İmamoğlu’nun da üstü örtülü bir şekilde desteklediği bu valilik kararına
       göre İstanbul’da bulunan ama kaydı başka şehirlerde olan Suriyelilerin
       şehri terk etmesi gerekiyordu.
       
       Kararın ardından gelen süreçte göçmenlere yönelik bir cadı avı başlatıldı.
       Hedefte yalnızca Suriyeliler yoktu. İstanbul’da göçmenlerin yoğun olarak
       yaşadığı semtlerde, toplu taşım araçlarında ve iş yerlerinde kimlik
       kontrolleri yapılmaya başlandı. Göçmenler arasında büyük bir paniğe ve
       korkuya sebep olan bu uygulamaların bilançosunu İstanbul Valiliği açıkladı:
       12 Temmuz-15 Kasım tarihleri arasında, İstanbul ilinde kayıtlı olmayan
       6.416 Suriyeli geçici barınma merkezlerine, 42 bin 888 „kaçak“ göçmen ise
       geri gönderme merkezlerine sevk edildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
       yılbaşından Eylül ayına kadar sınır dışı edilen göçmenlerin sayısını 75 bin
       172 olarak açıkladı ve yıl sonu itibariyle bu sayının 90-95 bin civarında
       olacağını ifade etti.
       
       Ancak bunlar buz dağının görünen kısmıydı. Zira 2016’dan bu yana Suriye’nin
       kuzeyindeki toprakların bir kısmını kontrolü altına alan Türkiye, ülkesinde
       yaşayan Suriyelileri bu bögelere göndermeye başladı. 9 Ekim’de sınırlarını
       koruma amacıyla Suriye’nin kuzeyine yönelik Barış Pınarı Harekatı’nı
       başlatan iktidar, 145 kilometre uzunluğunda, 30 kilometre derinliğinde yeni
       bir bölge oluşturdu. Bu bölgeye toplamda 1 milyon Suriyelinin
       yerleştirilmesi öngörülüyor.
       
       İHD (İnsan Hakları Derneği) ve Af Örgütü gibi STK’ler yayınladıkları
       raporlarda Suriye’ye yapılan geri göndermelerin hukuksuz bir şekilde
       gerçekleştirildiğini ifade etti. Raporlarda yer alan bilgilere göre, pek
       çok Suriyeli gözaltına alınıp zorla sınır dışı edildi. Göç İdaresi Genel
       Müdürlüğü bunun üzerine bir açıklama yaparak geri göndermelerin “zorla“
       değil, “gönüllü“ biçimde gerçekleştiğini, 25 Ekim itibarıyla gönüllü geri
       dönüş belgesi imzalayarak ülkesine dönen Suriyeli sayısının 364 bin 663 bin
       olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Aralık ayında
       yaptığı açıklamadaysa sayının 371 bine ulaştığını ifade etti.
       
       ## Avrupa'ya geçişlerde de artış var
       
       Hükümetin uyguladığı politikalar sonucuyla Türkiye’den Avrupa’ya giden
       göçmen sayısında yeniden bir artış yaşandı. UNCHR’nin (Birleşmiş Milletler
       Mülteciler Yüksek Komiserliği Bürosu) 8 Aralık’ta güncellediği sayılara
       göre Türkiye’den yola çıkan 69 bin 214 kişi Yunanistan’a ulaştı. 2018
       yılında bu sayı 50 bin 508’di.
       
       Bu durum Avrupa’da endişe yarattı. Göç sayılarındaki artıştan endişe duyan
       ve sağcı görüşleriyle tanınan Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, 3-4
       Ekim tarihleri arasında Türkiye’yi ziyaret etti. AB-Türkiye arasında 2016
       yılında yapılan anlaşmanın “daha başarılı bir şekilde“ uygulanması için
       Türkiye’ye daha fazla mali yardım yapılması gerektiği görüşünde olan
       Seehofer, Türkiye hükümeti ile sahil güvenlik çalışmalarının artırılması ve
       düzensiz göçün engellenmesi gibi konularda işbirliğini artırma kararı
       aldıklarını belirtti. Batı’nın 6 milyar Euroluk mali yardımını yetersiz
       bulan Erdoğan ise, Türkiye’nin şu ana kadar Suriyeliler için 40 milyar
       dolar harcadığını iddia etmeye devam ediyor.
       
       ## 2020 için yasa değişikliği
       
       Elbette bu gelişmelere rağmen Türkiye’de yaşayan göçmenlerin büyük
       çoğunluğu Türkiye’den ayrılmayı düşünmüyor. İş bulmayı başaran göçmenler de
       hem ağır hem de güvencesiz çalışma koşulları altında eziliyor, hatta
       hayatını kaybediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporu yılın
       ilk 11 ayında 1606 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini ortaya
       koydu. Bunun 102’sini göçmenler oluşturuyor.
       
       Geçtiğimiz günlerde AKP tarafından TBMM’ye sunulan yeni bir yasa
       değişikliği teklifi, 2020’nin göçmenler için nasıl geçeceğine dair bir
       ipucu veriyor.
       
       Konuyla ilgili çeşitli bürokratik sorunları hafifletme iddiasında olan
       teklif, aslında göçmenleri ve destekçilerini tehdit edici düzenlemeler de
       içeriyor. Teklifte artık Türkiye’yi yasa dışı şekilde terk etmeye “teşebbüs
       edenlerin“ de cezalandırılacağı belirtiliyor. Ancak bu teşebbüsün nasıl
       belirleneceğine dair somut bir ölçüt yok. Haklarında sınır dışı kararı
       verilen mülteciler için 15 gün olan iptal davası açma süresi 7 güne
       düşürülüyor. Öte yandan, kayıtsız mültecilerle dayanışma içinde olanlara da
       para cezası kesilmesinin önünü açılıyor.
       
       Yaşanan gelişmelere bakıldığında 2020 yılı, Türkiye’de yaşayan göçmenler
       için 2019’dan daha da zor geçecek gibi görünüyor.
       
       18 Dec 2019
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Meral Candan
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Toplum
 (DIR) Özgürlükler
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA
       
 (DIR) Serie: Was von 2019 bleibt: Ein Jahr voller Angst
       
       Rassismus gegen syrische Geflüchtete hat in der Türkei 2019 zugenommen.
       Nicht registrierte Geflüchtete wurden umgesiedelt oder abgeschoben.