# taz.de -- Türkiye'de ateizm: Tabanda şekillenen yeni sekülerizm
> Dört akademisyenin yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye'de İslamı
> reddeden gençlerin sayısı artıyor. Bunun başlıca sebebi, AKP'nin
> uyguladığı politikalar.
(IMG) Bild: Araştırmaya katılanların çoğu, inançlarını yaşadıkları kişisel bir olay sonucu kaybetmiş
“Blickwechsel – Çağdaş Türkiye Araştırmaları“ adlı disiplinlerarası
programın üç gün süren kapanış konferansında, Türkiye’de ateizm söylemi
etrafında şekillenen tartışmaları ele alan bir projenin sonuçları kamuoyuna
sunuldu. Akademisyenler Kaya Akyıldız, Ayşe Çavdar, Ivo Furman ve Pierre
Hecker, 15 Kasım Cuma günü Berlin Humboldt Üniversitesi’nde düzenlenen
“Çağdaş Türkiye’de Haklar ve Eşitlik“ konferansında, AKP iktidarının dindar
bir muhafazakarlığı toplumsal norm haline getirme çabalarına tepki olarak
artan ateizm üzerine yaptıkları çalışmayı tanıttı.
AKP iktidarının Sünni İslam’ı dinden çok hegemonik bir projeye
dönüştürdüğünü söyleyen Ayşe Çavdar, uzun süredir İstanbul’daki yeni
Müslüman-muhafazakar orta sınıfın yaşadığı sitelerdeki yaşam üzerine
araştırma yapıyor. Söz konusu yaşam alanlarının geleneksel orta sınıfın
katı laikliğiyle arasına mesafe koyarak ortaya çıktığını dile getiren
Çavdar, “Aydınların AKP’nin sözde akıl dışılığıyla dalga geçmesinin, AKP
tabanını kaynaştırdığını“ belirtti. Çavdar’a göre söz konusu araştırma
projesinin odağında Müslümanlığı geri kalmışlıkla özdeşleştiren eski
Kemalist elitlerden çok, geçtiğimiz yirmi yılda dindar ailelerde yetişmiş
insanlar yer alıyor.
## „Kişisel olan politiktir“
Kaya Akyıldız’a göre AKP’nin kendinden önceki hükümetlerden çok daha uzun
süre iktidarda kalabilmesinin en önemli nedenlerinden biri, “AKP’nin İslam
ile demokrasiyi bir araya getirmedeki becerisi“ydi. AKP, 17 yıllık iktidarı
boyunca devletin tüm resmi kurumlarıyla birlikte, din üstündeki bu devlet
denetimini ele geçirmeyi başardı. Atatürk tarafından kurulan ve Almanya’da
tartışmalara yol açan DİTİB’in de bağlı olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı,
bu denetimde belirleyici bir rol oynuyor. Diyanet İşleri Başkanı Ali
Erbaş’ın Nisan 2018’de deizmi “sapık, batıl bir anlayış“ olarak
nitelendirmesi ve Kuran’a dayanmayan her tür tanrı inancını lanetlemesi,
Twitter’da büyük bir tartışmaya yol açmıştı.
Ivo Furman, bu konuyla ilgili atılan toplam 22 bin tweet’in 5 bin 325’ini
ayrıntılı bir değerlendirmeye tabi tutmuş. Söz konusu tweet’lerin bir
bölümü, Türkiye’nin seküler karakterinden dem vuran ya da genel olarak din
ve inanç özgürlüğünü savunan muhalif kamuoyunun sesi niteliğindeydi.
Bununla birlikte birçok Twitter kullanıcısı da, İslam’ı neden
reddettiklerine dair kişisel açıklamalarda bulundu. Furman, bu insanların,
herhangi bir kolektif anlatıya gönderme yapmadan, genelde kamuoyuna
yansımayan konular hakkında söz söylediklerine de dikkat çekti: “Her şeyden
önce, kişisel olanın politik olduğunu gösterdiler.“
Araştırma, post-Kemalist “Yeni Türkiye’nin“ normatif değerlerine uymak
istemeyen ya da uyamayan insanların kendilerini ifade etmesinin bir
beraberlik hissinin doğmasına yol açtığını gösteriyor. “Burada söz konusu
olan ateizm, zaten seküler olarak yetişen insanların altkültürü olarak
ateizm değil. Dindar çevrelerde yetişmiş şahısların ateizmi,“ diyen
Marburglu İslam bilimci Pierre Hecker’in aktardığına göre görüştüğü
insanların çoğu, inançlarını yaşadıkları kişisel bir olay sonucu kaybetmiş.
Genç bir erkek, arkadaşları tarafından votka içmeye davet edildiğini ve
orada Allah’a inanmadığını itiraf ettiğinde -utanç duymaksızın eşlerini
aldattıklarını anlatan alkollü erkekler tarafından- dövüldüğünü Hecker'e
anlatmış. Bu vakanın belki de en çarpıcı yanı, görüşülen şahsın
üniversitede İlahiyat eğitimi alması. Hecker, “Mütedeyyin kesimden gelen,
ancak dine inanmayı ve gereklerini yerine getirmeyi bırakan bu insanların
hikayeleri bir tehdit teşkil ediyor,“ dedi.
Din yorgunu genç kuşak
Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, resmi İslam’dan bıkmış “din yorgunu“ genç
kuşaktan bahsettiği Eylül 2017 tarihli makalesinde, “hepimizde 'İslâmî
serüven kırılıyor’ duygusu hakim,“ demişti. İlahiyatçı İhsan Fazlıoğlu’nun
Mart 2018’de bir panelde, darbe girişiminden bu yana 17 başörtülü
öğrencinin odasına gelerek tanrıya inanmadıklarını söylediğini anlatması da
büyük yankı uyandırdı. Fazlıoğlu iktidara hitap ederek, “Bunun nedeni
sahnede dini temsil ettiğini söyleyen insanların eylemlerinin sonucudur,“
demişti. KONDA'nın Mart 2019'da yayınladığı bir araştırmanın sonuçlarına
göre, son on yılda kendisini „dindar muhafazakar“ olarak nitelendiren
gençlerin oranı yüzde 28'den 15'e geriledi.
Pierre Hecker’e göre Sünni İslam’daki çarpıcı cinsiyet eşitsizliği,
Türkiye’de çok sayıda gencin Müslümanlığı reddetmesine yol açmış. Hecker,
görüştüğü 30 kişinin 29’unun, inançlarını kaybetmelerinin nedeni olarak
cinsiyet eşitsizliğini gösterdiğini ifade etmiş. İnsanların yine neredeyse
hepsi, AKP’nin politikalarından duydukları hayal kırıklığını ya da karşı
karşıya kaldıkları adaletsizliği de dini inançlarını yitirmelerine gerekçe
olarak göstermiş. Endişelerinin Kuran'a da yönelik olduğunu söyleyen bir
görüşmeciyse, metnin “buyurgan ses tonundan“ ve eril söylevlerinden
rahatsızlık duymuş.
Ayşe Çavdar bu durumu, “Tabanda şekillenen yeni bir sekülerizm“ şeklinde
değerlendirdi ve ekledi: “İnançlılarla inançsızlar arasındaki sözde
kutuplaşmaya inanmıyoruz. Müşterek adaletsizlik deneyimlerinde bu iki kesim
kesinlikle yan yana hareket edebilir.“
Almancadan çeviren: Levent Konca
18 Nov 2019
## AUTOREN
(DIR) Oliver Kontny
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Toplum
(DIR) taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA