# taz.de -- Rabia Naz'ın aydınlatılamayan ölümü: Değişen tanık ifadesi, değişmeyen gazeteci baskısı
> 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümüyle ilgili bir yıldır
> savunduğu iddiayı tanık ifadesi doğrultusunda değiştiren savcılık,
> bölgeye inceleme yapmak için giden gazetecileri gözaltına aldırdı.
(IMG) Bild: Belgeselci Kazım Kızıl ve gazeteci Canan Coşkun, nezarette kaldıkları bir gecenin ardından serbest bırakıldılar.
12 Nisan 2018’de evinin önünde ağır yaralı halde bulunan ve kaldırıldığı
hastanede hayatını kaybeden Rabia Naz'ın ölümü, hala aydınlatılamadı. Olayı
intihar olarak değerlendiren soruşturmada şu ana kadar yaşanan her gelişme,
Rabia Naz'ın ölümüyle ilgili belirsizliği artırmaktan başka bir sonuç
vermedi. [1][Ailenin mücadelesi] ve yoğun kamuoyu baskısı sonucu Ekim
ayında TBMM bünyesinde kurulan araştırma komisyonu, ilgili isimleri
dinlemek ve inceleme yapmak için geçtiğimiz Cuma günü bir grup gazeteciyle
birlikte olayın gerçekleştiği Giresun'un Eynesil ilçesine gitti. Giresun’a
gelen TBMM araştırma komisyonu, ilk önce Eynesil’deki aileyi dinledi;
ardından da soruşturmayı irdelemek üzere Giresun Cumhuriyet Başsavcısı
Abdurrahim Alan ile görüştü.
Savcılık, bu zamana kadar Rabia Naz’ın okuldan döndükten sonra yaşadığı
[2][binanın çatısına çıkıp aşağı atlayarak intihar ettiği iddiasını] temel
alan bir soruşturma yürütüyordu. Bu iddianın gerçek olamayacağına dair
ciddi şüpheler vardı. Her şeyden önce Rabia Naz’ın bulunduğu yere çatıdan
atlaması için binanın en alt katında bulunan babasının işyerine ait 4,5
metre yatay uzunluktaki sundurmayı aşması gerekiyordu. Normal şartlar
altında çatıdan atlayan birinin o sundurmaya düşmesi beklenirdi. Polis ve
savcılık, 11 yaşında ve 70 kilo ağırlığındaki Rabia Naz’ın çatıdan koşarak
atladığını düşünüyordu. Ancak Başsavcı Abdurrahim Alan, ziyaretleri
sırasında TBMM komisyonuna savcılığın bu iddiasının değiştiğini söyledi.
Artık yeni bir teori vardı: Rabia Naz binanın yan cephesindeki fındıklığa
düşmüş, daha sonra sürünerek bulunduğu noktaya gelmişti.
Başsavcılığın yeni iddiasının temel dayanağı, ifadesini bir yıl sonra
değiştiren bir tanıktı. Rabia Naz’ı bulunduğu yerde yaralı olarak ilk gören
kişi Mürsel Küçükal, 14 Mayıs 2019’da savcılığa verdiği yeni ifadesinde,
önceki ifadesini yalanladı. “Rabia Naz’ın fındıklıktan itibaren beton zemin
üzerinde sırt üstü ve sadece dirseklerinden güç alıp sürünerek bulunduğu
noktaya geldiğini“ gördüğünü söyleyen Küçükal, dakikalarca süren bu sürünme
hareketini hiçbir şey yapmadan izlediğini beyan etti. Daha önceki
ifadesinde herhangi bir düşme sesi duymadığını söyleyen tanık Mürsel
Küçükal, yeni ifadesinde “100-150 metre ötedeki çeşme başında bulunduğu
sırada bir 'güm’ sesi duyduğunu“ ve bu nedenle o tarafa yöneldiğini
belirtti. Tanığın ifadesinde yer alan bir diğer değişiklik, Rabia Naz’ın
yanında bulunan ayakkabıyla ilgiliydi. Mürsel Küçükal sürünme sırasında o
ayakkabının çıktığına tanık olduğunu anlatıyordu. Tüm bu „gelişmeler“,
savcılığın yeni iddiasının temel dayanağını oluşturdu.
## Tanıkla konuşan gazeteciler gözaltına alındı
Heyetle birlikte Giresun’a gelen gazeteci Canan Coşkun, 13 Kasım akşamı
Mürsel Küçükal’a ulaşıp, onu evinde ziyaret etti. Küçükal yeni ifadesinin
doğruluğunu kanıtlamaya çalışıyordu. Birlikte olay yerine gittiler. Mürsel
Küçükal, eşi ve gazeteci Canan Coşkun olay yerindeyken arabasının içindeki
Şaban Vatan ile karşılaştılar. Yanında belgeselci Kazım Kızıl ve gönüllü
çalıştığı kurum için görüntü hazırlayan gazeteci Tuba Demir de vardı. Şaban
Vatan arabanın içinden seslendiği Mürsel Küçükal’a “Niçin yalan ifade
verdin“ diye sordu. Mürsel Küçükal’ın eşi, “Kuran’a el basmazsan yemin
geçerli olmaz,“ diye cevap verdi.
Şaban Vatan, Mürsel Küçükal’dan izlediğini iddia ettiği sürünme sahnesini
canlandırmasını istedi. Mürsel Küçükal da yere yatıp göstermeye başladı.
Beş dakikanın ardından Mürsel Küçükal’ın sırtı ve kafası sürtünme etkisiyle
kanadı. Baba Şaban Vatan, yaşananları telefonunun kamerasıyla kaydetti.
Önce gazeteciler, ardından Şaban Vatan ve Küçükal çifti olay yerinden
ayrıldı. Fakat bir ihbar üzerine olay yerine polis ekibi geldi ve Mürsel
Küçükal’ın evine gitti. Mürsel Küçükal kandırıldığını, tehdit edildiğini,
zorla götürüldüğünü ve darp edildiğini anlatan bir şikayet dilekçesi
imzaladı.
Bu dilekçe nedeniyle gazeteciler Canan Coşkun, Kazım Kızıl ve Tuba Demir,
13 Kasım Çarşamba akşamı gözaltına alındı. Rabia Naz’ın babası Şaban Vatan
da 14 Kasım sabahı aynı iddialar nedeniyle gözaltına alındı. Giresun
Valiliği, Şaban Vatan ve beraberindeki üç gazetecinin Rabia Naz'ın ölümüyle
ilgili soruşturmanın tanığı Mürsel Küçükal'ı bir atölyeye kapatıp tehdit
ettiklerini iddia eden bir açıklama yaptı. “Şantaj-Kasten Yaralama, Tehdit,
Hakaret, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Adil Yargılamayı Etkilemeye
Teşebbüs“ suçlamalarıyla karşı karşıya olan gazeteciler ve Şaban Vatan,
Perşembe akşamı serbest bırakıldılar.
Eynesil’de yaptığı incelemelerde elde ettiği görüntülerin ortaya çıkmaması
için bilgisayarına ve telefonuna el konulduğunu söyleyen gazeteci Canan
Coşkun, “Keşke bizim dosyamız için gösterdikleri çabayı Rabia Naz’ın
dosyası için de gösterselerdi. O zaman, bu olay çoktan çözülmüştü.“ dedi.
Ancak 19 aydır aydınlatılamayan bir ölümü araştırmak için bölgeye giden
gazetecilere böyle bir suçlama yöneltilmesinin nasıl bir gerekçesi
olabilirdi?
Gazetecilerin Mürsel Küçükal’a ulaşması, örtbas çabasının planlayıcılarını
telaşlandırdı. Savcılığın ve emniyetin bünyesindeki bazı yetkili kişiler,
gazetecilerin bu girişiminin savcılığın planını bozacağından endişe duydu.
Nitekim, yargılanma sonucunda gazeteciler ve Şaban Vatan serbest bırakılsa
da, bu insanların Mürsel Küçükal’a yaklaşmaları yasaklandı. Herhangi bir
tehditle karşı karşıya olmamasına rağmen Mürsel Küçükal’a koruma verildi.
Koruma, Küçükal’ın başına bir şey geleceği endişesiyle mi verildi, yoksa
kendisine soru sormak isteyen gazetecilerin engellenmesi için mi?
Geçtiğimiz hafta boyunca yaşanan olayların ardından gelinen noktada, Rabia
Naz’ın o çatıdan uzun atlamayla intihar ettiğini iddia eden kimse kalmadı.
Ancak çürütülmesi gereken yeni bir iddia ortaya çıktı: Rabia Naz’ın yan
cephedeki fındıklığa düşüp sürünerek bina önüne geldiği iddiası. Rabia
Naz’ı muayene eden ortopedistin, “Felç derecesinde“ zarar gördüğü ve kopma
derecesindeki bileğiyle açık yarası bulunan birinin sadece dirseklerinden
güç alarak önce fındıklıkta, sonra beton zemin üzerinde metrelerce
sürünmesi mümkün görünmüyor. Ayrıca Rabia Naz'ın dirseklerinde ya da
sırtında, sürünmeden kaynaklı oluşması beklenen izlerin, otopsi raporunda
da yer almadığını belirtmek gerekiyor.
15 Nov 2019
## LINKS
(DIR) [1] https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5613758
(DIR) [2] https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5597180&searchterm=rabia+naz
## AUTOREN
(DIR) Metin Cihan
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Toplum
(DIR) Özgürlükler
## ARTIKEL ZUM THEMA