# taz.de -- Moria kampı ve yeni sınır politikaları: Türkiye ve Yunanistan arasında sıkışan hayatlar
> Türkiye'den Yunan adalarına ulaşan mültecilerin sayısında Ağustos ayından
> beri yeni bir artış var. İki ülke de daha sert politikalar uygulama
> konusunda kararlı.
(IMG) Bild: Yağan yağmurun ardından Moria kampında kalan sığınmacılar çadırlarını tamir ediyorlar.
Yunanistan'ın Midilli adasındaki Moria kamp duvarlarının 400 metre kadar
dışındaki Zeytinlik alan, 29 Eylül Pazar günü alev aldı. Dumanların her
yeri sarmasından kısa bir süre sonra kampın içinde bir konteynerde ikinci
bir yangın çıktı. Konteyner Afganistanlı sığınmacı Ali'nin çadırının 20
metre uzağındaydı. Ali (41), yetkililerin ilgisizliği yüzünden mültecilerin
yangını kendi çabalarıyla söndürmeye çalıştığını anlatıyor: “Konteynerin
penceresinden insanların yandığını gördük. Yetkililerin yangını söndürmeye
çok geç gelmesini protesto edince daha fazla polis geldi ve protesto
edenlere saldırdı.“
Yunanistan makamlarının resmi açıklamasına göre bir elektrik kablosu
nedeniyle çıkan yangında 49 yaşındaki Ferida Tajik hayatını kaybetti. Görgü
tanıkları ise yangında başka insanların da hayatlarını kaybettiklerini
iddia ediyor. Dört ay önce Türkiye üzerinden adaya gelen Ali, yangında
herkesin çok korktuğunu söylüyor. Moria kampındakilerin Avrupa tarafından
kendi kaderlerine terk edildiğini düşünen Ali, buradan kurtulmak istediğini
belirtse de, Midilli’de bulunan binlerce Afgan mülteci gibi Afganistan’a
geri gönderilmekten korkuyor.
Avrupa Birliği’nin uyguladığı güvenlik politikaları sonucu an itibariyle 30
bin 500 sığınmacı Yunanistan adalarında sıkışıp kalmış durumda. Ancak
adalar arasında en büyük sorumluluk Midilli adasına düşüyor. Kapasitesi 3
bin civarında olan Moria kampında 12 bin 500 civarında sığınmacı yaşam
mücadelesi veriyor. Eski bir askeri bölge olan Moria'nın duvarları içindeki
alana sığmayan sığınmacılar, “Jungle“ adını verdikleri zeytinlik alanda
toprak üstüne kurulmuş çadırlarda yaşıyorlar. Son günlerde, büyük kitleler
halinde birikmiş ve toplanmayan çöp yığınları nedeniyle çadırlarda yaşayan
bazı çocuklarda alerjik hastalık belirtileri görülüyor. Koşulların
yarattığı stresten ötürü kampta neredeyse her gün kavga çıkıyor. Adaya
gelişlerin yeniden artması nedeniyle, yeni gelen sığınmacılara verilecek
yeterli sayıda çadır bulunmuyor.
## Yabancı düşmanlığı düzensiz göçü tetikliyor
BMMYK verilerine göre Yunan adalarına ulaşan mültecilerin sayısında Ağustos
ayından itibaren yeni bir artış yaşanıyor. 23-29 Eylül tarihleri arasında
Ege adalarına 3 bin 164 kişi ulaşırken, Midilli adasına günde ortalama 300
kişi geliyor. Türkiye Sahil Güvenliği’nin düzensiz göç istatistikleri ise
bu sayıların çok daha üstünde insanın engellenerek Türkiye’ye geri
götürüldüğünü ortaya koyuyor.
İzmir'de mültecilere destek veren bir dernek olan Mülteci-Der'den Pırıl
Erçoban'a göre Türkiye'den Yunanistan'a geçişlerin artmasının sebeplerinden
biri Türkiye'deki yabancı karşıtı söylemlerin yaygınlaşması. „Suriyelilerin
ülkelerine geri gönderilecekleri ya da Suriye'nin kuzeyinde açılması
planlanan güvenli bölgeye taşınacakları“ gibi söylemlerin insanlarda büyük
tedirginlik yarattığını ifade eden Erçoban, Türkiye'deki ekonomik sorunlar
ve son dönemde İstanbul'da kayıtlı olmayanların şehirlerine gitmek
durumunda kalması nedeniyle Avrupa'ya geçmeye çalışanların sayısında ciddi
bir artış olduğunu vurguluyor.
Son dönemde düzensiz göç sayılarındaki artıştan endişe duyan Almanya
İçişleri Bakanı Horst Seehofer ise, 3-4 Ekim tarihleri arasında Türkiye’yi
ziyaret etti. AB-Türkiye arasında 2016 yılında yapılan anlaşmanın „daha
başarılı bir şekilde“ uygulanması için Türkiye’ye daha fazla mali yardım
yapılması gerektiği görüşünde olan Seehofer, Türkiye hükümeti ile sahil
güvenlik çalışmalarının artırılması ve düzensiz göçün engellenmesi gibi
konularda işbirliğini artırma kararı aldıklarını belirtti. Seehofer, Ankara
ziyaretinin ardından Yunanistan’a gitti. Yunanistan'daki yeni hükümet de
sığınmacılar hakkında önceki yıllarda uygulanandan daha sert bir politika
yürütmeyi amaçlıyor.
## Yeni hükümetin sözcüsü: „Yunanistan üzüm bağı değildir“
7 Temmuz’da yapılan genel seçimlerde iktidara gelen Yeni Demokrasi
partisinin programı, Yunanistan’daki ekonomik krizin çözülmesi ile göçü
önlemek adına sınır güvenliğinin artırılmasını ve Moria gibi sığınmacıların
yaşadıkları yerlerin kapalı kamplar haline getirilmesini öngörüyordu. Aşırı
sağ parti Altın Şafak son seçimlerde mecliste kendine yer bulamasa da,
Altın Şafak’ın temsil ettiği mülteci düşmanı politikalar benimseniyor. Yeni
hükümet, aynı zamanda daha da sıkılaştırılmış bir göç yasası taslağı
hazırlıyor.
„Bugüne kadar alınan kararların ne Yunanistan ne de Türkiye tarafından tam
uygulandığını“ söyleyen Hükümet sözcüsü Stelios Petsas, 1 Ekim günü yaptığı
açıklamada Türkiye’ye geri gönderilen göçmenlerin sayısının çok az olduğunu
ifade etti. Önümüzdeki 14 ay boyunca, önceki yılların beş katı sayıda
insanın AB ve Türkiye arasında yapılan anlaşmalar kapsamında Türkiye’ye
geri gönderilmesinin planlandığını söyleyen Petsas, inşa edilmesi planlanan
kapalı geri gönderme merkezlerinin, Avrupa’ya gelmek isteyen insanlara
özgürce hareket edemeyeceklerine dair bir mesaj olacağını belirtti:
“Yunanistan çitlerle çevrilmemiş bir üzüm bağı değildir.“
Midilli Adasında sığınmacılara hukuki destek sağlayan bir dernek olan Legal
Center Lesvos’dan Lorraine Leete, Yunanistan hükümetinin yeni göç
politikalarını uygulamasının çok kolay olmadığını söyledi. Alınan
kararların hukuk kurallarına aykırı olduğunu ve Avrupa mevzuatıyla
çatıştığını ifade eden Leete, „Kısa bir süre önce hükümet sığınmacıların
başvurularında temyiz sürecini kaldıracağını söylemesine rağmen bundan
hızlıca caymak zorunda kaldı. Muhtemelen 'ekonomik göçmenleri’ de kolayca
geri gönderemeyeceğini görecek, çünkü bu da hukuka aykırı.“ dedi.
Yunanistan Sığınma Hizmetleri’nin yetersiz kapasitede olduğunu söyleyen
Leete, “10 bin kişinin başvurusunun 2020 sonuna kadar değerlendirilme
ihtimalinin ‚çok zor‘ olduğunu belirtti.
Kapalı kamplar kurulmasının ve yeni gözaltı merkezlerinin inşa edilmesinin
endişe verici olduğunu ifade eden Leete, “Gelen insanların sayısı bu kadar
fazlayken korkunç insan hakları ihlallerinin yaşanmaması için alt yapıyı
çok güçlü hazırlamaları gerek.“ ifadelerini kullandı. Öte yandan 1 Ekim
tarihinde 234 kişi, Moria’dan anakaraya gönderildi. Yunanistan, adadaki
yoğunluğun azaltılması için Ekim sonuna kadar yüzlerce kişinin daha
Moria’dan anakaraya gönderileceğini bildirdi.
Moria kampında kalan Ali, buradan bir an evvel kurtulmak ve anakaraya
geçmek istediğini söylese de, fazla umudunun olmadığını belirtiyor. Ali'nin
karşı karşıya olduğu bir diğer seçenek ise Türkiye'ye iade edilmesi.
Mülteci-Der'den Pırıl Erçoban, Yunanistan'ın bireysel sığınma başvurularını
hızlandırılmış bir mekanizma ile değerlendirmesi durumunda zincirleme hak
ihlalleri riskinin artacağına dikkat çekiyor: „Türkiye eğer binlerce
kişinin geri gönderilmesini kabul ederse, gelenler geri gönderme
merkezlerine yerleştirilecek ve sınır dışı işlemleri başlatılacak.“
Türkiye'de uluslararası koruma kayıt süreçleri ile ilgili de ciddi
sıkıntılar yaşandığını söyleyen Erçoban, „gönüllü geri dönüş“ kapsamında
birçok Suriyeli'nin sınır dışı edildiği yönünde ciddi iddialar olduğunu
beliriyor.
7 Oct 2019
## AUTOREN
(DIR) Begüm Başdaş
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Toplum
(DIR) Politika
## ARTIKEL ZUM THEMA