# taz.de -- Berlin'de bahis dükkanları ve bağımlılık: Bir sonraki golü kim atacak?
       
       > Berlin'deki spor bahis bayilerinin sayısı, son altı yılda 291'den 409'a
       > çıktı. Berlin Senatosu işletmeleri kontrol altına almak istiyor.
       
 (IMG) Bild: Alman Spor Bahisçileri Birliği'ne göre geçtiğimiz yıl Almanya’da 8 milyar avroluk spor bahisi oynandı.
       
       Enes* bir zamanlar tamamıyla kaybolmuştu. Kumar, uyuşturucu ve borç. Daha
       fazla kumar, daha fazla uyuşturucu ve daha fazla borç. İçinde bulunduğu
       durumu kendisine itiraf etmesi kolay olmadı. Ardından her şeyi teyzesine
       anlattı. Sonra Berlin’in batısında başka kumar bağımlılarıyla birlikte
       terapiye başladı. 14 hafta boyunca terapi merkezinde kaldı. Ancak dışarı
       çıktıktan üç hafta sonra kendisini bir kez daha kaybetti. Kız arkadaşı onu
       terk etti. Aşağı yukarı iki sene evvel yaşandı bütün bunlar. Kumar
       bağımlılığı uzun süredir Enes'in hayatının bir parçası.
       
       Enes bugün 28 yaşında. Ekonomi psikolojisi bölümündeki lisans eğitimini
       bitirmek üzere olan Enes, üzüntü verici konulardan bahsederken bile şakalar
       yapan, dalgalı saçlı genç bir adam. „Bağımlılıklardan kurtulmanın ilk adımı
       utanmaktan vazgeçmek ve açıkça konuşmak oldu,“ diyor. Her soruyu -en
       kişisel olanları bile- açıkça yanıtlıyor. Zaman zaman bakışlarını yere
       doğru indiriyor, zaman zaman duraksıyor. Konuyu saptırdığını düşündüğünde
       özür diliyor.
       
       Enes her şeyin nasıl başladığını iyi hatırlıyor: Spor bahisleriyle. 13
       yaşındayken ziyaretine gittiği amcaları, onu da yanlarına alıp bahis
       bayilerine götürmüşler. Bir süre sonra amcalarıyla bu bahis dükkanlarında
       zaman geçirmek Enes için normal bir aktivite haline gelmiş. Bağımlılığından
       bahsetmenin ona eskiden ne kadar zor geldiğini düşündüğünde şöyle diyor:
       „Her şeyi gizlemeye çalıştım, halbuki beni bu şekilde sosyalleştiren
       ailemdi.“
       
       Kumar, Enes’in ailesinde günlük hayatın bir parçasıymış. Etrafındaki herkes
       futbola bayılıyormuş. Daha sonraları arkadaş çevresinde okul çıkışı „Haydi
       iki avroluk bir kupon yapalım“, diyen birileri olmuş her zaman. Bahis
       oynamak zor da değil. Üç seçenek var: Ev sahibi takımın kazandığı „1“,
       misafir takımın kazandığı „2“, ya da ‚X‘, yani beraberlik. Yatırdığınız
       para tahmininizin oranlarıyla çarpılır ve böylece kazanabileceğiniz meblağ
       ortaya çıkar. Bugün bahis bayilerinde hangi oyuncunun gol atacağına ya da
       bir sonraki korneri hangi takımın atacağına dair bile bahis oynamak mümkün.
       
       Enes’in hafızasında oynadığı büyük bir bahis canlanıyor: 2011’de, yirmi
       yaşında bir delikanlıyken FC Barcelona ile Manchester United arasında
       oynanacak bir Şampiyonlar Ligi finalinde ev sahibi takıma 400 avro
       yatırmış. Maçı Barcelona 3:1 kazanınca Enes de kazanmış. 16 yaşında oyun
       makineleriyle başladığı kumarı, git gide daha hızlı oyunlara, daha
       yüksekten uçuşlara, daha büyük heyecanlara sürüklemiş onu. Sonra günün
       birinde kokain çekip oynamış. Ardından, parası kalmadığında ise kokain
       satmaya başlamış.
       
       ## Bahis bayileri sayısı son altı yılda 291'den 409'a çıktı
       
       Ailesi, Enes daha iyi bir çevrede büyüyebilsin diye Steglitz semtine
       taşınmış. Okula kalburüstü bir diğer semt olan Zehlendorf’da başlamış.
       Ancak bahis bayilerine Berlin'in her köşesinde rastlamak mümkün. Bazı
       sokaklarda beşten fazla bahis bayisi yer alıyor. Berlin Eyalet Parlamentosu
       Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) vekilleri Clara West ve Daniel
       Buchholz’un Berlin Senatosu'na verdikleri bir soru önergesine aldıkları
       cevaba göre, 2013 yılının Aralık ayında resmi olarak 291 bahis bayisi
       varken bu sayı 2019 yılı Nisan ayında 409 olmuş. Berlin’in bütün semtleri
       arasında en fazla bayi Neukölln'de (80). Bu semti Friedrichshain-Kreuzberg
       (77) ve Mitte (73) takip ediyor.
       
       Bahis bayileri, dışarıdan afişlerle kapatılmış vitrin camlarından hemen
       fark ediliyor. Bu afişlerde, örneğin Tipico için reklam yapan eski kaleci
       Oliver Kahn’ı görmek mümkün. Kahn’ın görevi futbol fanatiklerini bu
       dükkanlara çekmek. Afişlerle kapatılmış pencereler ise mahremiyeti
       sağlıyorlar. Bahis bayilerinin içi tamamen farklı, kendine has bir dünya.
       
       Eylül ayının bir Çarşamba akşamı, Kottbusser Tor yakınlarındaki bir Tipico
       bayisinde genç adamlar gri masalarda oturmuş Şampiyonlar Ligi grup
       maçlarını izliyorlar. Arkadaki bankonun üzerinde kartondan yapılmış bir
       Oliver Kahn figürü sağ elini kaldırmış, bıyık altından gülüyor. Hemen
       altında „Oynadığınız bahis güvenli ellerde“ yazıyor. Masalarda oturan
       adamların bir kısmı oran listelerine ya da duvarları neredeyse tamamen
       kaplayan televizyonlara bakıyorlar. Bazılarıysa maçın başlamasına dakikalar
       kala, dokunmatik ekranlı kırmızı makinelerde son bahislerini oynuyorlar:
       Devreyi hangi takım önde kapatacak? İlk golü kim atacak? Üçten fazla gol
       olur mu?
       
       Maçın başlamasıyla mekâna hâkim olan gürültünün niteliği değişiyor. Her şey
       hâlâ çok canlı ve hareketli, ama insanlar artık konsantre olmuş durumda.
       Zaman zaman alkış sesleri ya da küfürler duyuluyor, ya da şaşkınlık ifade
       eden bir bağırış yükseliyor. Dinamo Zagreb, 42. dakikada Atalanta
       Bergamo’ya karşı isabetli bir şutla üçüncü golü atınca adamlardan biri
       elindeki kuponu buruşturup köşedeki çöp kutusuna doğru fırlatıyor. Ama onun
       şutu isabetli değil.
       
       Şehirde Tipico dışında başka bahis firmaları da var: Albers, Xtip veya
       Arena. Ama Berlin’de yapılan kısa bir tur, Tipico’nın kırmızı bahis
       dükkânlarının hepsinden daha yaygın olduğunu gösteriyor. Bu firma Almanya
       pazarının lideri. Kendi verilerine göre Almanya ve Avusturya’da bin 200
       bahis bayisi işletiyor, bunlardan 43’ü Berlin’de.
       
       ## Bir yılda oynanan toplam bahis: Sekiz milyar avro
       
       Politikacılar, mahkemeler ve bahis firmaları senelerdir spor bahislerinin
       hukuken nasıl düzenlenmesi gerektiği ile ilgili tartışmalar sürdürüyorlar.
       Avrupa Adalet Divanı, 2010’da verdiği bir kararla spor bahisleri alanında
       Almanya’da yürürlükte olan devlet tekelini kaldırdı. O gün bu gündür kavga
       bitmiyor. Spor bahislerini düzenleyen yasal alan da o zamandan beri
       belirsizliğini koruyor. Bu belirsizlik bahis oynatan şirketlerin işine
       geliyor, zira sektörün ekonomik hacmi hayli büyük: Alman Spor Bahisçileri
       Birliği verilerine göre geçtiğimiz yıl Almanya’da 8 milyar avroluk spor
       bahisi oynanmış.
       
       1 Ocak 2020 tarihi itibariyle bu sınırsız özgürlük muhtemelen son bulacak.
       Çünkü eyalet hükümetleri, geçtiğimiz yıl kumar yasalarında değişikliğe
       gitmek amacıyla yeni bir antlaşma imzaladılar. Şimdi bu anlaşmanın eyalet
       parlamentoları tarafından onaylanması gerekiyor. Kanundaki değişikliğin
       ardından Berlin şehri, bahis bayilerini çok daha etkili bir şekilde kontrol
       edebilecek. Buchholz bu gelişmeyi son derece sevindirici buluyor. Diğer
       taraftan, ruhsat verilecek firma sayısının 20 ile sınırlandırılmayacak
       olmasına öfkeleniyor. Kendisi, bu sorunun eyaletler arasındaki kaos
       ortamında tıkanıp kalmaması için federal düzeyde çözülmesi gerektiği
       kanaatinde.
       
       Tipico, Xtip, Bwin gibi firmaların da üyesi olduğu Alman Spor Bahisçileri
       Birliği Genel Müdürü Luka Andric de bu işin federal seviyede çözülmesi
       gerektiğini düşünüyor. Bahis firmalarının her eyalette başka kurallarla
       karşı karşıya kalmamaları için eyaletlerüstü bir denetleme mercii olmasını
       istiyor. Ancak onun gerekçeleri Bucholz'unkilerden farklı. Andric, devletin
       Avrupa Adalet Divanı'nın kararına rağmen spor bahisleri tekelini elinde
       tutmaya çalışmasından şikayetçi: „Devlet geçmiş yıllarda bahis oyunlarıyla
       ilgili federal kanunda köklü bir reform yapmayı hep erteledi.“ Cazip ve
       legal bir alternatif oluşturulmadığı sürece „kamu hukukunun işkence
       aparatlarının“ başarılı olacağına inanmıyor. Andric’e göre, kumar oynamak
       isteyen insanlar nihayetinde bunun için öyle ya da böyle bir yol
       bulacaklardır. Bu nedenle mühim olan bu ihtiyacı kanuni bir çerçeve içine
       kanalize etmektir.
       
       Ruhsatların sayısı artık sınırlandırılmayacak olsa da, yeni düzenleme,
       gelecek için yeni olanaklar da sunuyor. Eğer kanun onaylanırsa, mesafe
       düzenlemesi gibi uygulamaların hayata geçirilmesi mümkün olacak. Kanuna
       göre iki bahis bayisi arasında en azından 500 metre olması ve bayilerin
       okullara en az 200 metre mesafede bulunması gerekecek. Buna karşın Andric,
       Berlin Senatosu tarafından planlanan mesafe düzenlemesini gerekli görmüyor
       „Eğer kanuni bir çerçeve sarih olarak çizilirse piyasa kendini, kendi
       başına temizleyecektir.“
       
       Spor bahisleri oynatan firmaların bir süredir arafta olan hukuki durumları
       yeni yılla beraber belirginlik kazanacak. Bu bayiler daha iyi
       denetlenebilir hale gelince Berlin’de muhtemelen daha az bahis bayisi
       olacak. Ama tamamen yok olmayacakları kesin.
       
       ## „Bahis bayileri buluşma noktası işlevi görüyor“
       
       Bu bahis bayileri, bazı bağımlılar için bir sosyalleşme merkezi, hatta bir
       tür sığınak işlevi de görüyor. Enes de bahis dükkânlarının kendisi ve
       arkadaşları için adeta evlerinin oturma odaları gibi olduğunu anlatıyor.
       Bazen maçın başlama düdüğü çalınmadan bir sarım esrar içtiklerini, ya da
       yanında içecek bir şeyle birlikte köşedeki büfeden ekmek arası döner
       aldıklarını söylüyor. Ama bir zaman sonra artık arkadaş grubu ve
       birliktelik arka plana düşmüş, bunların yerini oynadığı bahisler ve bahis
       dükkanları almış.
       
       Angelina Krüger, Berlin Senatosu bünyesinde „Kumar Oyunları“ adlı önleyici
       tedavi projesini yönetiyor. Bu proje Senato tarafından mağdurlara
       danışmanlık yapılması ve kumar bağımlılığı üzerine bilgi verilmesi için
       hayata geçirilmiş. Krüger mağdurların toplumun her sınıf ve çevresinden
       olabileceğini belirtse de, özellikle yüksek riskli grupların mevcudiyetini
       ekliyor: Genç erkekler, yabancı kökenli olanlar ve düşük eğitim düzeyinden
       insanlar. Bu risk faktörleri Federal Halk Sağlığı Eğitim Merkezi'nin
       yaptırdığı örnekleme araştırmasında ortaya çıkıyor. Krüger, alt gelir
       diliminin mensuplarını ve işsizleri de risk grupları olarak adlandırıyor.
       Risk neden özellikle bu gruplarda yüksek? Krüger bahis bayilerini
       demokratikleşme mekânları olarak niteliyor: „Nereden geldiklerinden, hangi
       dili konuştuklarından ve eğitim düzeylerinden bağımsız olarak bu mekânlarda
       kabul görüyorlar. Topluma kendini kabul ettirme şansı az olan insanlar için
       bu mekânlar, günlerini geçirmeleri için bir alternatif teşkil ediyor.“
       
       Sosyal hizmetler uzmanı Gordon Emons da Krüger'i teyit ediyor: „Bir şeyler
       içmek için buluşuyorlar. Bu arada ufak tefek bahisler oynuyorlar.“ Emons'un
       yöneticisi olduğu ve kumar bağımlıları için önde gelen başvuru
       adreslerinden olan Café Beispiellos Danışma Merkezi, mağdurlar ve onların
       çevresindekiler olmak üzere her sene ortalama bin kişiye hizmet veriyor.
       Bunların arasında göçmen ailelerden gelenlerin yüzde 38'lik bir paya sahip
       olduklarını ve bu payın çoğunluğunun da Türkiye kökenli ailelerin çocukları
       olduğunu söylüyor. Ancak Emons elindeki sayıların, sadece danışma merkezine
       gitmek gibi ağır bir adımı atmaya cesaret edebilmiş olanları kapsadığının
       da farkında.
       
       „Bağımlılığın ardında hep bir takım hikayeler yatar. Mağdurların
       biyografilerine baktığınızda, şunu fark edersiniz: Kumar bağımlılığı
       sıklıkla düşük özsaygı, çocukluk ve gençlikte yaşanmış travmatik hadiseler
       ve sorunlu ilişkilerle alakalıdır“, diyor Emons. Oyuncuları iki kategoriye
       ayırıyor, ama bunlara atfettiği özelliklerin bir arada da mevcut
       olabileceğini ekliyor: Duygularını bastırmaya çalışan oyuncular ve heyecan
       arayanlar. Birinci grup şöyle düşünüyor: „Kumar oynadığımda kendime ait bir
       dünyadayım ve her şeyi unutabilirim“. İkinci grup ise riski sevdiği için
       kumar oynuyor.
       
       Enes'in hikayesi de Emons'un bahsettiği bu iki kategoriyi içinde
       barındırıyor. Bir yandan futbola duyduğu ilginin öneminden söz ederken,
       diğer yandan kırgınlıklarını anlatıyor. Bir otomotiv teknikeri olan
       babasından söz açıyor, diş hekimi yardımcısı olan annesinden; annesiyle
       babasının o yedi yaşındayken boşanmalarından; babasının onunla hiç
       ilgilenmemesinden: „Bunda birçok hazmedilememiş duygu da rol oynuyor.“ Enes
       yaşadıklarının ardından, mağdurların birbirlerine yardım etmeye çalıştığı
       bir gruba bir kez daha katıldığını söylüyor. Ve hayatının geriye kalan her
       anında, taşıyacağı ağır yükten bahsediyor: Kumarın baştan çıkarma gücü.
       
       *İsim redaksiyon tarafından değiştirilmiştir 
       
       Almancasından çeviren: Hulki Demirel
       
       30 Sep 2019
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Volkan Ağar
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Toplum
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA