# taz.de -- HDP Bağlar Belediyesi'nden Zübeyde Zümrüt: „Usülsüzlikleri raporlaştırıyoruz“
       
       > HDP'nin Bağlar Belediyesi'nde seçilmesine rağmen göreve gelmesi
       > engellenen Zübeyde Zümrüt ile belediye meclisinin AKP'li başkana karşı
       > verdiği mücadeleyi konuştuk.
       
 (IMG) Bild: Belediye meclisi, AKP'nin „çay ve simit parasıyle geçinin“ tavsiyesini AKP'lilere karşı uyguluyor
       
       Diyarbakır'ın en kalabalık nüfuslu ilçesi Bağlar'da oyların sadece yüzde
       25'ini alan AKP'li adayın YSK tarafından başkan yapılması belediyede karar
       alma süreçlerini zorlaştırıyor. 37 üyesininin 30'unun HDP'li olduğu meclis
       ile AKP'li belediye başkanı sıklıkla karşı karşıya geliyor. Başkan Hüseyin
       Beyoğlu, göreve başlamasının ardından belediye birimlerinin meclis
       üyelerine bilgi akışı yapmasını yasakladı. Seçimlere eşbaşkan olarak giren
       ve kazanan, ancak YSK'nın kararının ardından şu anda partisi HDP'nin
       meclisteki grup sözcülüğünü üstlenen Zübeyde Zümrüt ile konuştuk.
       
       Bağlar'da yüzde 70'in üzerinde oy alan partinin belediye eşbaşkanı olarak
       seçilmenize rağmen göreve başlamanız engellendi. Bu durumda seçimlerin bir
       önemi kaldı mı sizin için? 
       
       Türkiye'de aslında seçim anlamını yitirdi. Yöneten „ben kazanamazsam karar
       alırım seçime giderim“ diyor. Seçim toplumu demoralize ediyor. Bağlarda AKP
       genel başkanı bile aday olsa, yüzde 25'ten fazla oy alamaz, bunu
       biliyorlar. Biz 7 Haziran'da da buna tanık olduk. O zaman da Türkiye'deki
       halklarda demokrasi inancı zirve yapsa da bu durum tek adamın işine
       gelmedi. 7 Haziran seçimlerini iptal edip, Kasım'da yeniden seçim yaptı,
       Türkiye bir seçim ülkesi oldu. 31 Mart sonrasında Bağlar örneğinde de
       Türkiye bir kez daha seçim demokrasisine inancını yitirdi. Toplamda altı
       tane HDP belediyesine aynı uygulama yapıldı. Olması gereken seçimlerin
       yenilenmesi veya meclisin kendi içinde başkan seçmesiydi. Örneğin 2017
       yılındaki istifaların ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Melih
       Gökçek'in yerine ve İstanbul'da da Kadir Topbaş'ın yerine belediye meclis
       üyeleri arasından başkan seçildi.
       
       Mevcut durumda hangi kararları meclis verebiliyor, hangi kararlar merkezi
       hükümetin atanmış temsilcileri tarafından alınabiliyor? 
       
       15 Temmuz darbesi itibariyle cumhurbaşkanının çıkarttığı olağanüstü yasalar
       var. Bu yasalar AKP'nin tek adamlık modelini yerellere kadar indiriyorlar.
       Böyle bir yöntem izlediklerini belediyenin işleyişinde gördük. Merkezi
       hükümetin gücü tek adamın elinde toplayan yasaları aslında belediyeler için
       de geçerli. Bölgede, Kürdistan'da belediyelerin bir bütün olarak HDP'de
       olması ve Türkiye cephesinde belediyelerin kendilerinde (AKP'de) olması
       nedeniyle yeni bir mevzuat getirdiler. Şu anda belediye meclisinin yetkisi
       nedir: İmar ve tadilat konusunda karar veriyor. Plan ve bütçenin meclis
       tarafından yapılması gerekir. Plan ve bütçe oluşturulur. Onun dışında
       birçok konu meclise gelmiyor. Örneğin kadro değişimi belediye başkanının
       imzası ile yapılıyor, bunda meclisin yetkisi yok. Belediye başkanları kendi
       kafalarına göre insanları işe alabiliyorlar. Başkan, örtülü ödenekten kendi
       şahsı için de harcamalar yapabiliyor. Belediye mevzuatında son yıllarda
       yapılan değişiklikler, Türkiye'yi yönetenlerin nasıl bir sistem
       getirdiğinin bir göstergesi.
       
       Bağlar'da başkan, kardeşini yardımcısı olarak atadı fakat ardından kardeşi
       yardımcılıktan istifa etti. 
       
       Kendi kardeşini memur kadrosundan başkan yardımcısı olarak atamıştı.
       Kardeşi istifa etti ama memur olarak çalışmaya devam ediyor. Kendi
       baldızını memur kadrosundan başkan yardımcılığına getirmişti. Gene akrabası
       olan ve aynı zamanda özel kalem müdürü olan Sıddık Ayçıl da istifa etti.
       
       Neden istifa ettiler? 
       
       Muhalefet etkili oldu. Üç dört ay içinde belediyeyi aile kurumuna
       dönüştürme girişimleri açığa çıktı. Eşi her gün belediyeye girip çıkıyor,
       belediye başkanı gibi davranıyor. Bu bir taklittir. Geldiği siyasal
       geleneği taklit ediyor. Bugün saraya bakın; çocuk enişte damat eş vs. bir
       bütün olarak kamuoyunun önünde. Kendisi de oraya özeniyor bence.
       
       Kısıtlı yetkiyle mecliste nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz? 
       
       Biz şu anda güçlü bir muhalefet yürütüyoruz. her türlü usulsüzlüğe karşı
       mücadele etme ve hukuk yollarını arama çabası içindeyiz. Başkanın geldiği
       gün itibariyle verdiği ihalelerin usulsüzlüklerine dair somut verileri
       topluyoruz. Örneğin belediye başkanı araç kiralama ve temizlik
       ihalelelerini sadece belli firmalar için ihaleye açtı. Bu usulsüzlükleri şu
       anda raporlaştırıyoruz.
       
       Bulduğunuz usulsüzlüklere karşı ne yapabilirsiniz? 
       
       Gensoru verme yetkimiz var. Bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Vereceğimiz
       gensorunun hukukta da karşılığı var. Fakat Türkiye'de yasaların uygulanması
       tek adamın yetkisinde olduğundan, hukukun gerçekten esas alınarak cevap
       verilmesi konusunda fazla beklentimiz yok.
       
       Bağlar belediye başkanı Beyoğlu, bu hafta belediye meclisinden 235 milyon
       liralık hayli yüksek bir borçlanma yetkisi talep etti. Meclisin bunu
       reddetme hakkı var mı? 
       
       Biz bunun sonbaharda başlayacak bütçe çalışması kapsamında
       değerlendirilmesi gerektiğini söyledik. Halka hizmetin bir bütçesi olur. Şu
       anda belediyenin kasasında 22 milyon lira var. Bir ilçenin stratejik planı
       tüm sivil toplum örgütleri ve belediye meclisi ile tartışılmalı. Ama bu
       başkan ve çevresi amatörce bir çalışma yürütüyor ve bu nedenle meclisin
       projelerden haberi yok. Sadece bütçe talep edildi. Yatırım yapılacak ana
       başlıklar dile getirildi. Bunların içinde kentsel dönüşüm de vardı. Buna
       karşı çıkıyoruz. Politik ve insani olarak karşıyım. Aslında
       insansızlaştırmanın bir projesidir. Yerinde dönüşüm esas alınmalı. Aksi
       halde demografik değişim olarak görüyoruz ki buna onay vermeyiz. Bütçeyi
       reddettiğimiz zaman veya sınırlandırdığımız zaman merkezi hükümetten kaynak
       aktarılsa bile hayata geçirmeleri zorlaşır. İktidarın kasasında para
       kalmadı, belediyesine para aktarması da ayrı bir sorun. İlçeyi yeniden inşa
       edeceklerine bu nedenle inanmıyoruz.
       
       AKP eski il başkanı da olan Bağlar Belediyesi etik komisyonu başkanı
       Muhammed Akar, aynı zamanda meclis üyeleri arasından başkan yardımcısı
       olarak atanan tek kişi. Ve meclis bu kişinin 160 lira ödenek almasına karar
       verdi. AKP'liler bu kararı „yasaya da, ahlaka da“ aykırı buldu. Bu kararı
       nasıl aldınız? 
       
       Hak etmedikleri bu belediyede yine de mesai harcıyorlarsa bu emeğin
       karşılığı vardır. Emekçinin hak ve hukukunu savunuyoruz ama Bağlar
       Belediyesi'nin AKP tarafından gasp edilmesi kabul edilemez. AKP'nin seçim
       döneminde sloganları „belediyecilik bir gönül işidir, gönül işi bizim
       işimizdir.“di. Biz de dedik „al sana gönül işi.“ Kendi cebinden yol parası
       vermesin. Simit yiyip çay içebilir. 20 iş günü üzerinden iki otobüs bileti
       ile bir simit ve bir çayın masrafını 160 lira olarak hesaplayıp sunduk
       meclise. Bunun ekonomik krizle bağlantısını kurduk. Bu kişileri getiren
       anlayış ekonomik krizi de getirdi, ardından AKP'nin bakanı, bir memura çay
       ve simit masrafı üzerinden asgari ücret hesabı yaptırmıştı. Biz de aynısını
       onlara uyguladık.
       
       9 Aug 2019
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Figen Güneş
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Politika
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA