# taz.de -- Uyuşturucuya özendirme suçu: Pucca'ya verilen hapis cezasına itiraz
       
       > Blog yazarı ve sosyal medya fenomeni Pucca, insanları uyuşturucuya
       > özendirdiği gerekçesiyle 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Karara itiraz
       > eden başsavcılık, Pucca'nın beraatini istedi.
       
 (IMG) Bild: Pucca, milyonlarca “iradeleri oturmamış insanı“ uyuşturucu kullanımına mı özendirdi?
       
       Türkiye’de insanların attıkları bir tweet yüzünden cezaevine girmesi
       şaşırtıcı bir durum değil. Ancak bir başsavcılığın, kendi hazırladığı
       iddianame sonucu mahkemede hapis cezası alan birine verilen cezaya itiraz
       etmesi ve bu kişinin beraatini talep etmesi neresinden bakarsanız
       şaşırtıcı. Bu davanın sanığı, Türkiyeli sosyal medya fenomeni Pucca. Pucca,
       yaklaşık iki milyon takipçisini “uyuşturucu kullanımına özendirdiği“
       suçlamasıyla Temmuz ayında beş buçuk yıl hapis ve yaklaşık 67 bin lira para
       cezasına mahkum edilmişti.
       
       32 yaşındaki Pınar Karagöz, Koreli bir anime karakterinden aldığı “Pucca“
       mahlasıyla kendi blogunda 12 yıldır yazılar yazıyor. Genellikle popüler
       kültüre ve magazin gündemine dair konuları kaleme alan ve sosyal medyada
       paylaşımlar yapan Pucca, aynı zamanda üvey babası tarafından maruz kaldığı
       cinsel şiddet gibi konuları da işliyor. Pucca, Türkiye internet dünyasının
       en sevilen figürleri arasında.
       
       İstanbul Anadolu 52. Asliye Ceza Mahkemesi, Pucca hakkında verdiği ağır
       mahkumiyet kararını 23 Temmuz’da tam da bu gerekçe ile meşrulaştırdı.
       Kararda, „Sosyal medyanın toplumlarda yarattığı etkiye bakınca; bu imkan
       kullanılarak dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerde belli bir ideoloji
       çerçevesinde yapılan örgütlenmeler ile hükümetlerin devrilmesi sonucuna
       gidecek kadar neticeler elde edilebilmiştir. Bu nedenle sosyal medya
       aracılığı ile kitlelere ulaşma, onları etkileme, yönlendirme imkanı klasik
       basın araçları televizyon, radyo ve gazeteye kıyasla daha kolay, daha ucuz
       ve elverişlidir.“ ifadelerine yer verildi.
       
       ## „İradeleri oturmamış insanları“ uyuşturucuya özendirmek
       
       Pucca, suçlamaya konu olan tweetlerinin birinde Kanal D’de yayımlanan
       “Kısmetse Olur“ programını uyuşturucuya benzetmişti. Bir diğer tweetinde
       ise Netflix dizisi Escobar’a gönderme yaparak, fakir ailelerin “uyuşturucu
       sayesinde evlerine ekmek götürdüğünü“ dile getirmişti. Ayrıca takipçilerine
       bir uyuşturucu kullanma hakları olsa hangi uyuşturucuyu seçeceklerini
       sormuştu.
       
       Mahkeme, Pucca’nın bu ifadelerinin milyonlarca “iradeleri oturmamış insanı“
       uyuşturucu kullanımına özendireceğinden emindi. Yalnızca gerçekten ağır bir
       ceza bu tehlikeye bir son verebilirdi. Hakim, savcının iddianamede yer
       verdiği argümanlara katıldı ve ilk defa ünlü bir isim uyuşturucu tüketimine
       özendirme suçuyla böylesine ağır bir şekilde cezalandırılmış oldu.
       
       İstanbul Anadolu Başsavcılığı ise 31 Temmuz günü istinaf mahkemesine itiraz
       etti. Başsavcılık, itirazında mahkemenin Pucca hakkında verdiği kararın
       gerekçelerine karşı çıktı: “Düşünce ve ifade hürriyeti yalnızca iyi
       karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda
       kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran bilgiler ya da düşünceler
       için de geçerlidir(…) Toplum tarafından kınanan ya da ayıplanan her düşünce
       ve eylemin karşılığı ceza hukuku kapsamında suç ve ceza olarak
       değerlendirilemez.“
       
       Pucca’ya verilen hapis cezasının yasal gerekçesi, Türk Ceza Kanunu’nda yer
       alan ve kaynağı 1988 Viyana Sözleşmesi'nden bulunan Uyuşturucu
       Kaçakçılığının Önlenmesi maddesine dayandırılıyor. Bu madde, uyuşturucu
       tüketiminin alenen teşvik edilmesini yasaklıyor. Ancak maddenin uygulanış
       şekli oldukça tartışmalı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde bu konuyla ilgili
       araştırma yapan ceza hukukçusu Sinan Altunç, aleni yayınlarda özendirme
       olabilmesi için, kişinin başkalarını uyuşturucu veya uyarıcı madde
       kullanmaya özendirecek nitelikte söz ve davranışlar gerçekleştirmesi ve bu
       özendirmeyi isteyerek yapması gerektiğinin altını çiziyor.
       
       Böyle bir niyet tespit edilmediği takdirde, söz konusu yayının ifade
       özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor. Altunç, yasanın sanat
       eserlerinin içerikleri hakkında uygulanması ile sosyal medyada yapılan
       paylaşımlara uygulanması arasında fark olduğunu düşündüğünü söylese de,
       bunun ifade özgürlüğü kapsamında kaldığının kabul edilmesi gerektiğini
       belirtiyor.
       
       ## Devletin ifade özgürlüğü karşısındaki tutumu
       
       Söz konusu kanun maddesi, yürürlüğe girdiği 2005 yılından bu yana pek çok
       kez kullanıldı. Örneğin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, 2005’te „Fuck on
       Cocain“ isimli bir şarkıyı radyoda çalmanın uyuşturucuyu özendirdiği için
       yasaya aykırı olduğunu belirtti. Son dönemlerdeyse, Türk Ceza Kanunu’nun
       yoruma fazlasıyla açık bu maddesinin yargılamalara konu olmasında bir artış
       olduğundan söz etmek mümkün. Bu kanun genelde, nadiren siyasi ifadelerde
       bulunan ancak kamuya mal olmuş kişilere karşı kullanılıyor. 2018 yılının
       Mayıs ayında, Ankaralı [1][rap sanatçısı Ezhel], şarkılarında ve sosyal
       medya paylaşımlarında esrar kullanımını teşvik etmekten yargılandı. Ezhel,
       şarkılarında açıkça siyasi bir mesaj vermekten ziyade [2][karşı kültürü
       temsil eden bir sanatçı.] Bir ay boyunca tutuklu kalan Ezhel ardından
       beraat etti.
       
       Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, Aralık 2018’de sosyal medya
       üzerinden gençleri uyuşturucu madde kullanmaya teşvik ettikleri ileri
       sürülen kişilere yönelik 26 ilde eş zamanlı operasyon düzenledi. Yapılan
       baskınlarda gözaltına alınan 11 kişi arasında, Deep Turkish Web isimli
       amatör Youtube kanalında kendi çektikleri videoları paylaşan Erdi ve Emre
       Kızgır kardeşler de vardı. Suçlamaya konu edilen ve bir okul tiyatrosunu
       andıran hayali karakterlerin [3][parodisinin yapıldığı videoda,]
       kardeşlerden birisi bir hap atıyormuş gibi yaptıktan bir süre sonra, pembe
       bulutların olduğu bir arka planda görülüyordu. Bu banal mizah savcıya çok
       gelmiş olmalı ki, kardeşler için beş ila on yıl arası hapis cezası talep
       edildi.
       
       Ceza hukukçusu Altunç, yargılamalara yol açan kanun maddesini hükümetin
       istenmeyen seslere karşı kullandığı bir araç olarak görmüyor: “Elimizde
       halihazırda devletin bu yolla sanatsal ifade özgürlüğüne müdahale ettiğini
       gösterecek yeterli sayısal veri yok.“ Altunç için sorunlu olan yasa değil,
       yasanın yorumlanması: “Devletin ifade özgürlüğü karşısındaki tutumuna
       bakmak gerekli. Bilhassa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önündeki
       davalara baktığımızda, Türkiye'ye karşı çok sayıda başvuru olduğu
       görülmektedir.“ Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında verdiği bir kararda,
       “Devlet, sanat eserini yaratan kişilerin ifade özgürlüklerine gereksiz
       müdahalelerde bulunmama yükümlülüğü konusunda daha hassas davranmalıdır.“
       ifadelerine yer vermişti.
       
       ## „Can sıkan hesapları dize getirmek için kullanışlı bir araç“
       
       Avukat Hande Kuday, duruma farklı bir pencereden bakıyor. Kuday için
       uyuşturucu tüketimine teşvik suçlaması, “oturtulmaya çalışılan düşman
       hukukunun alternatif cezalandırma araçlarından biri.“ Kuday’a göre 190/2
       maddesi, “can sıkan hesapları dize getirmek ve onları örnek alanların da
       gözünü korkutmak için“ kullanışlı bir araç.
       
       Pucca, 2013 yılında televizyonda yayınlanan bir Ramazan programına katılan
       konuşmacılardan biri, hamile kadının sokakta gezmesinin estetik olmadığını
       ifade etmişti. Pucca, bu konuyla ilgili alaylı bir tweet atınca hakkında
       soruşturma başlatılmıştı. Kendisi bu günden beri hükümetin hedefinde.
       Normalde güncel siyaset ile ilgili çok sık paylaşım yapmayan Pucca, 2018
       yılında CHP’nin başkan adayı Muharrem İnce’yi desteklediği için hükümet
       yanlısı troll hesapların yoğun saldırısına uğramıştı. Kuday, Pucca’nın bu
       paylaşımlarıyla “Siyasete ilgi duymayan, oy verme hevesi bile olmayan
       birçok sosyal medya kullanıcısının kafasında bir fikir oluşturduğunu“ ifade
       ediyor.
       
       İstanbul Anadolu Başsavcılığı, 31 Temmuz günü istinaf mahkemesine yaptığı
       itirazın geniş kapsamlı sonuçları olabilir. İtirazda başsavcılık,
       mahkemenin Pucca hakkında verdiği kararın gerekçelerine karşı çıkıyor:
       “Düşünce ve ifade hürriyeti yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya
       önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya
       da kaygı uyandıran bilgiler ya da düşünceler için de geçerlidir(…) Toplum
       tarafından kınanan ya da ayıplanan her düşünce ve eylemin karşılığı ceza
       hukuku kapsamında suç ve ceza olarak değerlendirilemez.“
       
       ## Türkiye'nin bir uyuşturucu sorunu var
       
       Türkiye’nin gerçekten bir [4][uyuşturucu sorunu olduğu] ve uluslararası
       narkotik ağları için bir geçiş ülkesi olduğu su götürmez bir gerçek.
       Emniyet Genel Müdürlüğü'nün [5][verilerine göre], bu yılın ilk altı ayında
       yapılan operasyonlarda yalnızca dokuz tondan fazla eroin ele geçirilmedi,
       aynı zamanda yedi milyon adet captagona (fenetilin) ve beş milyon adet
       ekstazi hapına da el konuldu. Fenetilin özellikle cihat savaşçıları
       arasında popüler olarak kullanılan bir doping.
       
       Türkiye hükümeti uyuşturucuyla mücadele konusunda giderek sertleşen bir
       politika uyguluyor. 2018 yılının Ocak ayında İçişleri Bakanı Süleyman
       Soylu, uyuşturucu satıcılarının yakalandıkları yerde “ayaklarının kırılması
       gerektiğini“ söylemişti. 2019 yılının ilk altı ayında 83.881 kişi
       uyuşturucuyla alakalı suçlardan gözaltına alındı. 2018 yılında yaklaşık154
       bin kişiye uyuşturucuyla alakalı suçlar yüzünden dava açıldı. 2018’de
       karara bağlanan davaların ise yüzde 64’ü mahkumiyetle sonuçlandı.
       
       Neyse ki bu sert yaklaşım keyifli bir akşam geçirmek isteyen herkesi
       etkilemiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeğenlerinden Mehmet Erdoğan, 2010
       yılında 50 kilo esrarla yakalandı. Bir süre tutuklu kaldıktan sonra
       mahkemede yaptığı savunmada tüm miktarın kişisel kullanımı için olduğunu ve
       [6][uyuşturucu satıcılığı yapma niyeti olmadığını söyleyen] Erdoğan,
       denetimli serbestlikle paçayı kurtarmıştı. Aslında bu vaka, kişisel
       kullanım için oldukça yüksek miktarda uyuşturucu bulunduran kişilerin
       davaları için emsal teşkil etmeliydi. Böylece Erdoğan’ın aleni davranışının
       “iradeleri oturmamış insanları“ uyuşturucu kullanımına özendirmesi gibi bir
       durum da söz konusu olmazdı.
       
       Almancadan çeviren: Merve Namlı 
       
       Katkıda bulunan: Meltem Yılmaz
       
       1 Aug 2019
       
       ## LINKS
       
 (DIR) [1] https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5509735
 (DIR) [2] https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5582764&searchterm=ezhel
 (DIR) [3] https://www.dailymotion.com/video/x6iyj4v
 (DIR) [4] https://gazete.taz.de/tr/article/?article=!5598139
 (DIR) [5] https://www.egm.gov.tr/ocak
 (DIR) [6] http://www.radikal.com.tr/turkiye/50-kilo-esrarla-yakalandi-iciciyim-dedi-kurtuldu-1054496/
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Oliver Kontny
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Toplum
 (DIR) Özgürlükler
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA