# taz.de -- Anaakımda Lubunca: Siz de koli kesenlerden misiniz?
       
       > 80'lerin darbe sonrası baskı ortamında yaygınlaşan Lubunca, LGBTI+
       > hareketinin güçlenmesiyle birlikte popülerlik kazandı. Artık lubunya
       > olmayan pek çok insan da “koli kesiyor“.
       
 (IMG) Bild: Günümüzde Lubunca popüler kültürün parçası. Artık lubunya olmayanlar da “koli kesiyor“
       
       İstiklal’in arka sokağında bulunan Şiirci Kafe’de herkesin keyfi yerinde.
       Hava serinlemiş, mesailer bitmiş. Bir süredir LGBTİ+ hareketin içinde olan
       iki trans kadın Zelal Mermer ve Efruz Kaya masada oturuyorlar. Kamu
       görevlisi olarak çalışan Zelal, 2000’li yılların başında üniversitedeyken
       gay bir arkadaşından öğrendiği Lubunca dili üzerine konuşuyor. “Butlar
       budu“ demenin “büyükler büyüğü“ demekle aynı şey olmadığını söylüyor
       gülerek. İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okuyan, göçmen ve LGBTİ+ hakları
       alanlarında çalışan Efruz da ekliyor: “Madiliğin karşılığı kesinlikle
       çirkeflikten fazlası.“ Efruz, bu dilin ona bir aidiyet hissi verdiğini
       anlatıyor: “İlk duyduğumda karmaşık gelmişti. Kızlarla daha çok takılınca
       kullanmaya başladım. Onlar senelerdir güvenlik için kullanıyor. Ben ayrıca
       kimsenin bilmediği bir dili biliyor olmayı keyifli buluyorum.“
       
       Çoğunluğun heteroseksüel varsayıldığı bir dünyada açık kimlikli bir LGBTİ+
       olmanın barındırdığı önemli riskler var: Dışlanma, şiddet görme veya
       öldürülme ihtimalleri… Lubuncanın ortaya çıkışı aslında çok daha eskilere
       dayansa da bu dil, özellikle 1980 askeri darbe sonrası muhalif kesimlere ve
       azınlıklara yönelik baskının arttığı bir dönemde yaygınlık kazandı. Bu
       dönemde Beyoğlu'nda seks işçiliği yapan kadınlar, hem sokağa çıkma
       yasakları, hem de trans kadınlara adeta savaş açmış olan, dönemin Beyoğlu
       Emniyeti Müdürü Süleyman Ulusoy’la uğraşmak zorundaydı. Hortumla yaptığı
       işkenceler yüzünden “Hortum Süleyman“ lakabıyla tanınan Süleyman Ulusoy ve
       birimindeki görevliler, saç kesmekten zorla kıyafet değiştirmeye,
       işkenceden keyfi gözaltılara kadar uzanan uygulamalarla, sokakları
       kadınlara dar ediyordu.
       
       ## „Kendini korumak amaçlı bir argo“
       
       Seks işçiliği yapan trans kadınlar, sıklıkla polis ve asker şiddetiyle
       burun buruna geldiklerinde, bu gizli dili birbirlerini tehlikelere karşı
       korumak için, bir erken uyarı sistemi olarak kullandı. Lubunca, onlar için
       polisler ya da potansiyel müşteriler anlamadan iletişim kurmalarını
       sağlayan bir mekanizmaydı. 90’lardan beri trans hakları için çalışan ve
       2006 yılında Almanya'da hazırlanan Lubunca sözlüğün yazımında çalışmış olan
       Demet Demir, Lubuncanın daha eski jenerasyonda nasıl kullanıldığını şöyle
       aktarıyor: “Lubuncayı 1980’de Taksim’e ilk çıktığımda duydum. Daha çok seks
       işçiliği yapan translar ve feminen gayler tarafından kullanılıyordu. İlk
       duyduğumda tuhafıma gitmişti, öğrenmem zaman aldı. Kendini korumak amaçlı
       bir argoydu.“
       
       Lubuncanın yaygınlaşması 80’li yıllara denk gelse de, kökeni çok daha
       eskiye dayanıyor. Yüksek lisans tezini Lubunca üzerine yazmış bir dil
       bilimci olan Nicolas Kontovas'a göre Lubuncanın tek bir başlangıcı yok:
       „Osmanlının son zamanları ve Cumhuriyetin ilk zamanlarında Beyoğlu ve
       Şişli'de ortaya çıktı. İçinde Romanca, Ermenice ve Rumca gibi azınlık
       dilleri var.“ Bu dilin o zamanlarda da Türkçe konuşan LGBTİ+ gayrimüslimler
       ve gayrı resmi seks işçileri arasında kullandığını söyleyen Kontovas,
       Lubuncanın insanlara hem bir kimlik, hem de gizlilik sağladığını ifade
       ediyor.
       
       Lubunca, yalnızca Türkiye'ye ait bir dil de değil. Yunancada da “kaliernta“
       denen benzer bir dil var. Hatta para için kullanılan “belde“ gibi bazı
       kelimeler Yunanistan’da kullanılan Lubuncayla ortak. Endonezya, Güney
       Afrika ya da Pakistan’daki LGBTİ+ komüniteler içinde de benzer gizli diller
       kullanılıyor.
       
       ## „Pek çok insan „koli kesiyor““
       
       Lubunca, 2000'li yıllarda LGBTİ+ hareketinin görünür olmaya başlamasıyla
       çok daha bilinir oldu. Lubunya sözcüğü de, önceleri trans kadınlar ve
       feminen gay erkekleri kapsayan bir sözcük olarak kabul görse de, bugün
       Türkiye'deki aktivist çevreler bu sözcüğü çeşitli queer kimlikler için
       sahipleniyor ve kendilerinden lubunya olarak bahsediyorlar. Günümüzde
       Lubunca, türlü internet siteleri, online sözlükler ve listeler aracılığıyla
       popüler kültürde giderek daha fazla yer buluyor; lubunya olmasalar da pek
       çok insan “koli kesiyor,“ ya da “madilik çıkarıyor“. Efruz, Lubuncanın
       kullanımındaki değişimini anlatırken gözlerini deviriyor: “Daha anaakım
       olduğu kesin. Kerimcan Durmaz gibi internet fenomenlerinin de etkisi var
       bunda.“ Zelal devam ediyor: “Fatih Ürek kullanırken küçümseniyordu. Şimdi
       işler değişti…“
       
       Zelal ve Efruz dilin kullanımının cis-gayler tarafından değiştirilmesi ve
       anaakımlaştırılmasına da temkinli yaklaşıyorlar. Trans seks işçileriyle
       Lubunca konuşan diğer kesimler arasında ciddi sınıfsal farklar olduğunu
       düşünüyorlar. Bunun yanı sıra, dilin kendisi de yayıldıkça değişiyor.
       Lubuncadaki pek çok kelimenin artık farklı anlamlarda kullanıldığından
       bahsediyor Zelal. Paparon'un (polis) artık “beybi“ olmasını, askerler için
       kullanılan balina kelimesinin 80’ler ve askeri darbe etkisi geçtikten sonra
       hiç kullanılmamasını bunlara örnek olarak gösteriyor. Zelal dili doğru
       kullanmaya devam edebilmek için, sık sık Aksaray’da çalışan gacılardan
       (seks işçisi trans kadınlar) teyit aldığını ifade ediyor. Bu altkültürün
       tecrübe aktarmak ve korunmak için hala gerekli olduğunu ve aynı zamanda
       yeni jenerasyonlara aktarılması gerektiğini vurguluyor.
       
       Lubuncanın değişimi, dil bilimci Nicolas Kontovas'ı şaşırtmıyor: “Homojen
       bir LGBT toplumu olmadığı için bu değişimler aslında normal. Topluluk küçük
       olduğu için de bu tarz değişimler kolay oluyor.“ Kontovas, yine de dili
       hala en çok trans öznelerin kullandığını hatırlatıyor: “En sıkı tutunduğu
       köşe trans seks işçileri aslında. Orada hala eski ateşiyle yanıyor. Bu
       komünitede az insan kalır ya da bu insanların gizlenmeye duyduğu ihtiyaç
       ortadan kalkarsa Lubunca da daha az kullanılır.“
       
       Haziran'ın son haftasına tekabül eden Onur Haftası'nı düzenleyen komite,
       özellikle son iki senedir yazdıkları basın metinlerinde Lubuncayı sık sık
       kullanıyor. Bu, Lubuncayı politik alanda da daha görünür kılıyor. Bu yılki
       Onur Haftası kapsamında düzenlenen etkinliklerin arasında „Lubunca şarkı
       yazım atölyesi“ de var. Türkçe pop şarkılarına kuir müdahalelerde bulunan
       „Korospular“ müzik grubundan iki kişinin yürüttüğü bu atölye, “ana akım
       şarkıları Lubunca sözlerle yeniden yorumlama“ya odaklanıyor. Efruz ve Zelal
       bunun ne kadar ilginç olabileceğinden bahsediyorlar. Onur Ayı ile birlikte
       yükselen gerilim ve tehditleri, hedef göstermeler üzerine konuşuyorlar.
       Pazar günü gerçekleşmesi planlanan Onur Yürüyüşü'ne getirilen yasağa rağmen
       gullüm (gırgır) enerjileri yerinde.
       
       28 Jun 2019
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Lara Özlen
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Kültür
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA