# taz.de -- CHP vekili İbrahim Kaboğlu mahkemede: „Hukukçu olarak utanç duyuyorum“
       
       > Anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, barış bildirisine imza attığı için
       > hakim karşısındaydı. Davanın siyasi bir dava olduğunu vurgulayan
       > Kaboğlu'nun talepleri reddedildi.
       
 (IMG) Bild: İbrahim Kaboğlu ve Lüksemburg Büyükelçisi Georges Faber mahkeme salonunun önünde.
       
       “Bu Suça Ortak Olmayacağız“ bildirisine imza attığı için “Silahlı terör
       örgütünün basın yoluyla propagandasını yapmak“ suçundan 7 yıl 6 aya kadar
       hapis cezasıyla yargılanan CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim
       Kaboğlu’nun davası Çarşamba günü Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
       
       Milletvekili olması sebebiyle davası Ankara'da görülen İbrahim Kaboğlu,
       aynı zamanda dokunulmazlığa sahip. Bu nedenle duruşmaya katılmama hakkı
       olsa da savunma yapmaya gelen Kaboğlu: “40 yıllık akademisyen, bir yargı
       mensubu ve bir milletvekili olarak hukuka olan inancım nedeniyle buradayım“
       ifadelerini kullandı.
       
       Aynı zamanda anayasa profesörü olan Kaboğlu, mahkemede İstanbul Ağır Ceza
       Mahkemesi’nin verdiği yetkisizlik kararının Anayasa’ya aykırı olduğunu
       belirtti. OHAL'de çıkartılan KHK’nın kanun olamayacağını anlatan Kaboğlu
       şunları söyledi:
       
       “KHK’nın çıkartıldığı dönem ile benim suçlandığım zaman arasında fark var.
       Düzenleme 2018’de yapıldı. Suçlandığım metin ise 2016’da kamuoyuna
       duyuruldu. Burada düzenlemeyi geçmişe uygulama çabası var. Burada
       İstanbul’da 2 yıl önce başlatılan savcılık kovuşturmasından bu güne
       gelinceye kadar siyasal gidişatın gölgesi söz konusudur.“
       
       ## „Bu bir barış çağrısıdır“
       
       Davanın usul yönünden de hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Kaboğlu, davanın
       açılış tarzı ve yürütülme şeklinin Anayasa'nın yaklaşık 20 maddesine aykırı
       olduğunu ifade etti. Kaboğlu, imzacısı olduğu barış bildirisi hakkında da
       şunları söyledi:
       
       “Bu bir barış çağrısıdır, şiddet içermemektedir. İfade özgürlüğünden
       yararlanan bir metindir. Sözcüklere katılmayabilirsiniz. Bir kolektif
       metinde tüm kavramların kişiler tarafından onaylamasını bekleyemezsiniz.
       Burada metnin özüne bakmak gerekir.“
       
       Mahkemenin yetkisizlik kararı vererek dosyayı yeniden İstanbul’a
       gönderilmesini talep eden Kaboğlu, “Ben hukuka inancımı yitirmedim,
       yitirmeyeceğim. Türkiye derin bir hukuk krizi yaşamaktadır ve bu bir beka
       sorunudur. Sizlerin vereceği yetkisizlik kararı hukukun normalleşmesine
       katkı sağlayacaktır“ dedi.
       
       Mahkeme heyetinin talebi reddetmesinin üzerine Kaboğlu, usul yönünden
       itirazlarına devam etti. Savunmasını ayakta yapan Kaboğlu, “Oturarak
       konuşabilirsiniz, bizim şekilci bir tavrımız yok“ diyen heyete “Zul olan
       burada sanık olmamdır. Ben saatlerce ayakta kalabilirim“ cevabını verdi.
       
       ## „Bu sürece tabi tutulmam anayasayanın ihlalidir“
       
       “Hiçbir zaman şiddet çağrısı, ırkçılık söylemlerim olmadı. Tam tersine
       barış, birliktelik, insan haklarına dayanan cumhuriyet için çağrım
       olmuştur. Böyle bir kişi için yapay bir iddianame düzenleyerek bu şekilde
       bir sürece tabi tutulmak Anayasa’nın ihlali anlamına geliyor“ diyen
       Kaboğlu, milletvekili olduğu için davanın durdurulmasını talep etti. Ayrıca
       694 sayılı OHAL KHK’sı ile yeniden düzenlenen Ceza Muhakemesi Kanunu 161/9
       ve geçici 3. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa
       Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti.
       
       Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi talep edilen madde, milletvekillerinin 1
       Şubat 2018’den haklarında açılan soruşturma ve kovuşturmaları yürütmede
       Ankara’daki mahkemelerin yetkili olduğunu hükmediyor.
       
       Savcı mütalaası iki talebin de reddi yönünde karar verilmesini talep
       ederken, mahkeme de Kaboğlu’nun milletvekilli seçilmesinin yargılandığı suç
       bakımından yasama dokunulmazlığı sağlamayacağını belirterek savcı
       mütalaasını kabul etti. Bu durum tutanağa “dokunulmazlığı kendiliğinden
       kaldırılmıştır“ şeklinde geçildi.
       
       Bu karar başta Kaboğlu olmak üzere salondaki avukatları şaşırttı.
       Anayasa’ya göre, mahkeme bir milletvekilinin dokunulmazlığının
       düşürülmesine karar veremez; bu karar Meclis’e aittir. Kaboğlu karar ile
       ilgili “Bu dava siyasal bir davadır ve hukukçu olarak utanç duyuyorum“
       ifadelerini kullandı. Duruşma 18 Temmuz’a ertelendi.
       
       27 Feb 2019
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Çınar Özer
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Özgürlükler
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA