# taz.de -- 25 kişiyi tutuklatan isimsiz ihbar mektubu: „Kolay gelsin. KCK’lılar bir şeyler yapıyor abi“
       
       > Dokuz ilde eş zamanlı olarak düzenlenen operasyonlarda 141 kişi gözaltına
       > aldı, 25'i PKK/KCK üyeliğinden tutuklandı. Soruşturmayı başlatan yine
       > isimsiz bir ihbar mektubuydu.
       
 (IMG) Bild: Erdoğan, 2016: „İfşa edin. Savcılıklara bildirmeniz lazım. Bu bir vatanseverlik borcudur.“
       
       Diyarbakır Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 9 Ekim gecesi
       İstanbul ve Diyarbakır’ın da aralarında olduğu dokuz kentte operasyonlar
       düzenlendi. PKK’nin şehir yapılanması olarak tanımlanan KCK’ye yönelik
       olduğu belirtilen operasyonlarda, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve
       Demokratik Bölgeler Partili (DBP) siyasetçiler ile Kürt medyasında görev
       yapan gazeteciler gözaltına alındı.
       
       Gözaltına alınanlar arasında HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Şerif Camcı,
       Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Abdurrahman Gök ve Esra Solin Dal, Yeni Yaşam
       gazetesinden Semiha Alankuş, Jin News’ten Kibriye Evren de vardı.
       
       Başsavcılık’tan yapılan resmi açıklamaya göreyse toplamda 151 şüpheli
       hakkında gözaltı kararı bulunuyordu. 183 farklı adrese operasyon
       düzenlendi, 141 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 25'i
       tutuklandı. Adreslerde yapılan araştırmalarda çok sayıda „örgütsel doküman
       ve dijital materyal“ ele geçirildi.
       
       Peki, bu operasyon hangi gerekçeyle yapıldı? Taz’ın ulaştığı soruşturma
       tutanaklarına göre başsavcılığın düğmeye basmasının nedeni, emniyete
       gönderilen isimsiz bir ihbar mesajı.
       
       ## „Gizli toplantılar yapıyorlar. Durdurun“
       
       Salı gecesi düzenlenen operasyonda 'ihbarcılık’ yine devredeydi. Öyle ki,
       Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu
       tarafından başlatılan soruşturma, emniyete gönderilen bir ihbar
       e-postasıyla başladı.
       
       Jin News’ten gazeteci Kibriye Evren’in dosyasındaki tutanağa giren
       e-postada, adının saklı kalmasını isteyen ihbarcı şunları yazıyordu: “Kolay
       gelsin. KCK’lılar, bir şeyler yapıyor abi. Gizli toplantılar yapıyorlar.
       Irak’a, Kandil’e, Erbil’e gidip geliyorlar. Bazen pasaportla, bazen kaçak
       gidip geliyorlar. Orada toplantılar yapıp emirleri Türkiye’ye getiriyorlar.
       Avrupa’ya da gidip toplantı yapıyorlar. Diyarbakır’da çok fazla evleri var.
       Bu evlerde gizli toplantılar yapıyorlar. Durdurun.“
       
       Özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ihbar, Türkiye
       toplumunda büyük bir yer etmeye başladı. Başta Cumhurbaşkanı Tayyip
       Erdoğan, İçişleri Bakanlığı ve hatta iktidara yakın medya da terör
       örgütleriyle mücadele edilmesi için halka ihbar etmeleri yönünde çağrılar
       yapmıştı.
       
       Erdoğan’ın 10 Ağustos 2016’da terör örgütlerini kastederek yaptığı
       konuşmadaki sözleri, Türkiye’de yargı ve kolluk kuvvetlerinin geldiği
       noktanın da bir özeti niteliğindeydi: “Bunların arasında dostlarınız,
       arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları ifşa edin. Savcılıklara
       bildirmeniz lazım. Bu bir vatanseverlik borcudur. Herkesi istihbarat
       bilemeyebilir, emniyet bilemeyebilir ya da yetişemeyebilir; bakın adamlar
       kaçıyor.“
       
       ## „Deprem oluyor sandım“
       
       Sabaha karşı yapılan ev baskınlarında gözaltına alınanlardan biri de
       DBP’nin Diyarbakır eski il eş başkanı, siyasetçi Ruken Akça’ydı.
       
       Üç gün gözaltında tutulan Akça yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Evde
       tek başımaydım. Korkunç bir gürültüyle uyandım. Deprem oluyor, apartman
       yıkılıyor sandım. Yatak odasından salona gittiğimde, kapının kırılmaya
       çalışıldığını anladım ve 'Kimsiniz? Ne istiyorsunuz’ diye sordum.
       Polislermiş.“
       
       Kapıyı açar açmaz ellerinde uzun namlulu silahlar olan onlarca özel harekat
       polisini karşısında gören Akça, ters kelepçe ile gözaltına alındı. Akça, üç
       saat süren ev araması sırasında bazı mobilyalarına zarar verildiğini
       anlattı. Ardından emniyete götürülen Akça, operasyonda gözaltına alınan
       diğer Kürt siyasetçiler ve gazetecilerle aynı hücrede üç gün sorgulanmayı
       bekledi.
       
       ## Akça'nın sorgusundan
       
       Akça’ya göre isimsiz ihbar mektubuyla başlatılan operasyon ciddiyetten
       uzak. Böyle düşünmesinin nedeniyse sorguda yöneltilen sorular: “Kentte
       örgüte ait pek çok güvenli ev olduğunu, bunlardan birinin de bana ait
       olduğunu iddia ettiler. ‚Herkesin evi kendisi için güvenlidir. Güvensiz ev
       mi olur’ dedim. KCK örgütü üyesi olduğuma dair tek bir delil olmamasına
       karşın çok emindiler ve ‘Örgüte ne gibi yardımlar yapıyorsun’ diye
       sordular. Hatta örgütteki kod adımı dahi sordular. Herhangi bir kod adımın
       olmadığını, doğduğum günden bu yana herkesin beni 'Ruken’ diye çağırdığını
       söyledim onlara.“
       
       Sorgusunun ardından Cuma günü serbest kalan Kürt siyasetçi, operasyonun
       iktidarın gündem değişikliğine ihtiyaç duyması nedeniyle yapıldığını
       savundu; “Bakın, Pastör Andrew Brunson için neler yazıldı, neler çizildi.
       Şimdi köşeye sıkıştıkları için serbest bıraktılar. Önemli meseleler
       konuşulmasın, tartışılmasın diye gündemi değiştirmek istiyorlar. 12 Eylül
       1980’deki cunta döneminde de, 1990’larda da Kürtler tutuklandı, faili
       meçhul cinayetlere kurban edildi. İktidarlar değişiyor ama zihniyet asla
       değişmiyor.“
       
       ## „Darp var, işkence var“
       
       HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de, gözaltına alınan gazeteci ile
       siyasetçilere fiziksel şiddet uygulandığını, savunma haklarının
       engellendiğini ifade etti. “Darp var, işkence var, akla hayale sığmayacak
       uygulamalar var“ diyen Temelli, Derya Aslan adlı bir HDP’liye gözaltı
       sırasında ters kelepçe takıldığını, plastik kelepçenin çıkarılması için
       polislerce bıçak kullanıldığı sırada da Aslan’ın yaralandığını söyledi.
       
       14 Oct 2018
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Tunca Öğreten
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Özgürlükler
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA