# taz.de -- Adnan Oktar: Kadın istismarcısı, sahte peygamber
> Adnan Oktar ve müritleri tutuklandı, mal varlıklarına el koyuldu. 1990’lı
> yıllarda başlatılan soruşturmalarla bugünkü suçlamalar aynı.
(IMG) Bild: “Kadınları köle olarak görürdü. 'Bana hizmet ederek İslam’a hizmet ediyorsunuz’ derdi.“
Platin saçlı, dolgun dudaklı, dekolteli, bol makyajlı bir kadın, „çok
sevdiğim bir tanemle sohbetimize başlıyoruz“ sözleriyle programı açıyor.
Oktar, “maşallah, maşallah“ sözleriyle karşılık veriyor. Karşılıklı birkaç
iltifattan sonra din üzerine sohbetler ediliyor. Oktar’ın karşısında
birbirine benzeyen kadınlar oturuyor. Her dediğine onaylar bir tavır ile
“inşallah, maşallah“ yanıtını veriyorlar. Bazı programlarda ise kadınlar,
Oktar ile karşılıklı dans ediyorlar.
Türkiye kamuoyu bu sohbetleri renkli ve gülünç buldu; ekrandaki kadınların
halleri ve kullandıkları ifadelerle dalga geçildi. Ekrandaki görüntünün
aslında bir paravan olduğu, 11 Temmuz günü yapılan operasyonla bir kez daha
ortaya çıktı.
Kamuoyunda 'Adnan Hoca’ olarak bilinen Adnan Oktar, 11 Temmuz günü, Mali
Suçlar Şubesine bağlı polisler tarafından İstanbul Çengelköy'deki evinde
gözaltına alındı ve akabinde tutuklandı. İnsanların sohbetlerini ve
tavırlarını ciddiye almadığı Oktar'a ve müritleri olduğu iddia edilen 235
kişiye 31 ayrı suçlama yöneltildi; haklarında yakalama kararı çıkartıldı.
Suç örgütü kurmak, çocuk istismarı, suç uydurma, iftira, siyasi ve askeri
casusluk, yöneltilen suçlamalardan sadece bazıları.
## Taciz ve şiddet
Televizyon programında yer alan kadınlardan bir tanesi, 2017 yılında
örgütten kaçan Ceylan Özgül’dü. O programları “örgütün üzerini örtmek için
kullanılan bir paravan“ olarak adlandırıyor Özgül. taz.gazete'ye yaptığı
açıklamada “Adnan Hoca“ ile geçirdiği zamanı anlattı.
İstanbul Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık son sınıf
öğrencisiyken sevgilisi aracılığıyla Oktar’ın örgütü ile tanışmıştı. Dindar
bir kız olarak yaşamak istiyordu. Yaklaşık 10 yıl örgütün içinde kaldı.
Oktar’ın kitapları için bilgi toplayan ekipteydi. Defalarca şiddete maruz
kaldı, ailesi ile görüşmesi yasaklandı. 2013 yılında kaçmayı denedi ama
yakalandı;
“Orada yaşanılanlar dramdı. Kara para aklama, dolandırıcılık… Bağış adı
altında milyonlar toplanıyordu. Müritlerin de parasını elinden alıyordu.“
Özgül, 7, 10, 16 yaşında kız çocuklarının taciz edildiğini, kadınlara Adnan
Oktar tarafından şiddet uyguladığını anlatıyor;
“Kadınları köle olarak görürdü. 'Bana hizmet ederek İslam’a hizmet
ediyorsunuz’ derdi. Kişisel ilişkisi yoktur kimseyle. Cinsel ilişkiye
hastalığı nedeniyle giremiyordu. Cinsellik yaşayamıyor ama farklı metotlar
uyguluyordu. Yaş fark etmiyordu, her kıza aynı şeyi yapıyordu. Detaylarını
veremeyeceğim yöntemler. Dövme, saç ve kaş kazıma seansları vardı.“
Kadınların yeşil reçeteli narkotik ilaçlar ve bağımlılık yapan maddeler
kullandığını belirten Özgül, „Amaç, onu sorgulamamızı engellemekti“
ifadelerini kullanıyor.
## Adnan Oktar kimdir?
Adnan Oktar, 2 Şubat 1956 tarihinde Ankara’da doğdu. Üniversite yıllarında
kendi tabiriyle “Adnan Hoca Grubu“ isimli yapıyı oluşturmaya başladı.
Grubun ilk oluşumu ilk üniversitesi Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Fakültesi’nde oldu. Kendi ifadesiyle “öğrenci olayları (sağ-sol
çatışmaları) nedeniyle“ üniversiteyi yarım bıraktı.
O dönemde bazı dergi ve gazetelerde fikirlerini yazmaya başladı. Oktar,
peygamber isimleri olan Harun ve Yahya isimleri birleştirip Harun Yahya
adıyla “Yahudilik – Masonluk“ isimli bir kitap yazdı. Ateizm, Darwinizm ve
Yahudilik karşıtı görüşler savundu. Evrim teorisinin hedefinin “insanları
İslami anlayıştan uzaklaştırmak“ olduğunu iddia etti. 1986'da Bulvar
Gazetesi'nde yazdığı bir yazıdan dolayı “Ümmetçilik propagandası“ yapmak
suçundan tutuklandı. Önce 9 ay cezaevinde kaldı. 1987’de Adli Tıp Oktar
hakkında 'paranoid şizofreni’ teşhisi koydu. Oktar cezaevinden gönderildiği
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 10 ay geçirdi.
Oktar yıllar sonra bu raporları yalanlarken; “İftira sebebiyle akıl
hastanesinde tutuldum, o günler benim şerefimdir“ dedi. Burada geçirdiği
sürede, o dönem stajyer doktor olarak hastaneyi ziyaret eden Oktar Babuna
ile tanıştı. Babuna, seneler içinde Adnan Oktar'a yakın isimlerden biri
haline geldi. 1999 yılında lösemi hastası olduğu gerekçesiyle adına ilik
toplama kampanyası düzenlenen Babuna için 160 bin kişiden kan örneği
alınmış, bunlar ABD’ye gönderilmiş, kampanya dahilinde paralar toplanmıştı.
Adnan Oktar, sonradan Babuna için başlatılan kampanyanın baş aktörü
olduğunu ifade etmişti.
Anne Semin Babuna, Oktar Babuna ile birlikte 4 çocuğunu daha „sahte
peygamber“ olarak tanımladığı Adnan Oktar'ın tarikatine kaptırdığını
söylüyor. Tarikata yapılan operasyonun ardından Kanal D'ye yaptığı
açıklamada, çocuklarının tüm mal varlıklarının Adnan Oktar tarikatine
aktarıldığını ifade etti.
## „Tehdit ile menfaat“
1999 yılının Kasım ayında Oktar’ın evine baskın düzenlendi. 70 kişi
gözaltına alındı. Ocak 2000’de „tehdit ile menfaat sağlamak ve çıkar amaçlı
örgüt kurmak“ suçlarından dava açıldı. 12 Ocak 2000 tarihinde Hürriyet
gazetesinde yer alan haberde, Adnan Oktar’ın „sindirmek istediği kişilere
komplo düzenlediğini, cinsel münasebette bulunurken gizli video
görüntülerini çektirdiğini“ itiraf ettiği yazıldı.
Oktar'ın itiraflarına göre, şantaj listesinde politika dünyasından eski
Başbakan Mesut Yılmaz, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve yine Ağar’dan
sonra İçişleri Bakanlığı yapan, şimdi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener
de vardı. Ocak 2007'de ise Adnan Hoca delil yetersizliğinden beraat etti.
## Aynı suçlamalar, yeni soruşturma
Aslında yıllar önce açılan soruşturmalardaki suçlamaların aynısı bugün de
Oktar’ın dosyasında yer alıyor. Oktar hakkında 31 ayrı suç istinadı bulunan
Oktar’ın dosyasında 235 şüpheli daha var. Bunlardan 192'si yakalandı, 43'ü
ise aranıyor. Gözaltına alınanlar arasında iki polis de var. Operasyonda
hem evlere hem de A9 televizyonuna yapılan baskında pek çok uzun namlulu
silah bulundu. Adnan Oktar'ın mal varlıklarına el koyulurken şirketlerine
kayyım atandı.
## Akıllarda kalan soru
Adnan Oktar’ın daha önce aldığı şizofreni raporları ise yeniden gündeme
geldi. Oktar’ın avukatlarından Atanur Demir konu hakkında gazetecilere
yaptığı açıklamasında, “Akıl sağlığının yerinde olup olmaması ile ilgili
mesele adli tıp tarafından verilecek bir raporla sabit olur. Bu cezasızlık
sebebidir. Ancak şu an gündemimizde savunma olarak böyle bir düşüncemiz
yok“ dedi.
Tüm bunlardan sonra akıllarda kalan soru, bu operasyonun neden şimdi
yapıldığı. 1990’lı yıllardan bu yana var olan ve sonuca bağlanmayan
operasyonlarda suçlamalar aynıyken değişen neydi? Yapılan operasyonun
nedeninini 24 Haziran seçimlerine bağlayanlar olduğu kadar, Türkiye’deki
çeşitli tarikatların, örgütlerin „temizlenmesi“ olarak yorumlayanlar da
var. Ancak bu iddiaları destekleyecek somut deliller hala mevcut değil.
17 Jul 2018
## AUTOREN
(DIR) Çınar Özer
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Toplum
(DIR) taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA