# taz.de -- Temel Karamollaoğlu: „AKP'liler korktuğu için bizi dinlemek istemiyor“
> Son seçimlerde yüzde 0.68 almasına rağmen 24 Haziran seçimleri öncesi
> adından söz ettiren ve AKP tabanından oy almayı amaçlayan Saadet
> Partisi'nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu'yla
> konuştuk.
Milli Görüş’ün kurucusu olarak Türkiye’nin 16 yıllık iktidar partisini de
içinden çıkaran Saadet Partisi, yıllardır AKP’den oyunu çekmeyen tabanına,
AKP-MHP birlikteliğinin sunduğu ittifak olanağına güvenerek meydanlara
çıkıyor. Kampanyasını başlatmadan hemen önce Temel Karamollaoğlu ile
konuştuk.
taz.gazete: Son genel seçimlerde yüzde 0.68 almış bir parti olarak medyada
bu kadar geniş yer bulmanızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Saadet Partisi
neden siyasetin gündeminde?
Temel Karamollaoğlu: Tavrımızı çok net ortaya koyduk. Kısır çekişmelerden
uzak durmaya çalışıyoruz. Siyaseti, siyasetçilerin birbirlerini karalama,
itham etme vesilesi olmaktan çıkarmaya ihtiyacımız var. İç barışın
sağlanması da buna dayanıyor. İçinde yaşadığımız dünyanın nasıl bir dünya
olduğunu, problemlerimizin nerden kaynaklandığını ve üstesinden gelebilmek
için nasıl siyaset izlemeliyiz, bunu anlatmaya çalıştım. Garip olanı birçok
yerde “neden bu güne kadar yoktunuz“ deniyor. Biz hep vardık da bugüne
kadar siz bizi dinlemiyordunuz belki.
Söylemleriniz hakkında “sol tandaslı“ yorumları yapılıyor...
Sol kesimin dikkatini çeken söylemlerimiz sosyal adaletle ilgili. Aslında
biz buna her zaman inandık. Biz de sosyal demokratları tanımamışız belki.
Vurgu yaptığımız noktaların onlar tarafından kabul göreceğini beklememişiz.
Böyle bir çevrede kabul görmesinden de mutluluk duyuyoruz.
Size son zamanlarda özellikle sosyal medyada “Comandante Temel“ diyorlar.
Bu tanımlamayı nasıl buldunuz?
Sıfatlar yakıştırıyorlar bana. Ne kadar yakışıyor kestiremiyorum ama.
Vatandaşların hoşuna gidiyor. Beni de rahatsız etmiyor.
Milli görüşün kurucularındansınız ve AKP de bu görüşten çıktı. Siz de
Erdoğan ile Refah Partisi’nde birlikte siyaset yaptınız. Bir dava
arkadaşlığı var. Ne değişti?
„Batının bir parçası olursanız batının aleti haline gelirsiniz“ dedik, onu
fark edemediler. Bizden ayrılırken önce milli görüş gömleğini çıkardılar.
Avrupa Birliği’ni medeniyet projesi olarak belirlediler. AB’yi belli
noktalarda mesafe katetmiş bir birlik bunu kabul edilyorum. Ancak dünya
politikası söz konusu olduğu zaman AB’nin maalesef bir sömürgecilik yanı
var. Avrupa dünyaya barış ve huzuru getiremez.
İkincisi Amerika’yı kendi stratejik müttefikleri kabul ettiler. ABD,
Suriye’de alenen PYD’ye destekleme noktasında binlerce tırlık silahı
vererek nasıl stratejik müttefik olabileceğini gösterdi. O zaman isyan
ettiler ama faydası olmadı. Üçüncüsü „Biz artık devleti ekonominin dışına
çekeceğiz, kapitalist bir ekonomik sistemi benimseyeceğiz“ dediler. Ama
geldiğimiz noktada bütün fabrikalar özelleşti, tarımda sanayide çıkmazın
içine girdiler. Ekonomide tosladılar. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
manifesto deklarasyonu yapması akıl alır değil. Sanki bugüne kadar
muhalefetteymiş gibi, kendi yaptıkları yanlışlara karşı „hodrimeydan
bunları düzelteceğiz“ diyorlar.
Seçimler erkene alınmadan önce Erdoğan'ın size ittifak teklifi yaptığı
yazıldı. Erdoğan'ın TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'u „ikna“
için gönderdiği belirtildi. Size ne söylendi? Niçin kabul etmediniz?
Birtakım uyum yasaları meclisten geçmedi, gecikti. Bunlarla ilgili bir
çalışma yaptık ve bütün parti başkanlarına ilettik. AK Parti’den de randevu
istedik. Bu tekliflerin sunulduğu görüşmede, 'birliktelik olabilir mi?’
denildi. Bunun üzerine Şentop gönderildi. İttifakın ancak ilkeler etrafında
olabileceğini söyledik. Kutuplaşmaya karşıyız, kuvvetler ayrılığına önem
veriyoruz, tek adama razı değiliz, yargı bağımsız olmalı ilkelerini sunduk.
Buna liyakat, adalet gibi şeyler ekledik. Ama bugünkü hükümetin ne yazık ki
böyle bir vizyonu yok.
AK Parti'nin İslami kesimle arasında kurduğu bağın zayıfladığını düşünüyor
musunuz? AK Parti’ye oy veren taban size kayar mı?
İnşallah öyle olur. İktidarı destekleyen inançlı kesim geçmişte kendilerine
karşı uygulanan politikalardan zarar gördüler. Özellikle 28 Şubat’ta. AK
Parti’nin doğmasında 28 Şubat’ın rolü büyük. Çünkü başörtülüler toplumda
hakarete uğramakla kalmadı, tamamen dışlandı. Ak Parti bu problemi çözdü.
Bundan memnunuz. Ama Türkiye’nin problemleri sadece başörtüsü değil ki.
Şimdi AK Parti’ye bağlı kesim gözü korktuğu için bizi dinlemek istemiyor.
Dinlese bizi anlayacak. Eskiden sol kesim dinlemiyordu onlar anladı. Şimdi
onlar dinlemiyor.
Erbakan bugün hayatta olsaydı eski çırağı Erdoğan hakkında ne söylerdi?
Erbakan'ın yerli milli söylemini kullanan AKP özelleştirmeler yoluyla bir
nevi kendi söylemiyle çelişmiyor mu?
“Beni bunların günahına ortak etmeyin“ sözü olurdu. Onlarla aynı
prensipteymişiz gibi göstermeleri büyük hata. Çünkü ne yerli oldular ne
milli oldular.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “geniş bir mutabakat olsaydı aday
olacaktım“ dedi. Bu konuda sizin ve CHP’nin konumu biliniyor. İYİ Parti mi
önünü kesti yoksa Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar mı?
Akar’ın ziyaretini kendisi açıkladı ama biz böyle kritik bir ortamda bu
ziyaretin pek de şık olmadığı kanaatindeyiz. Meral Hanım, baştan beri
„adayım“ dediği için çatı ittifakı doğmamış oldu. Biz AK Parti’den ümidini
kesen kesimin daha rahat Abdullah Bey’e destek vereceğini, diğer
tabanlardan da aynı destek alınırsa güçlü bir şekilde seçileceğini
düşündük. Ama İYİ Parti’nin farklı düşünmesi bunun önünü kesmiş oldu.
İttifak kurulan partilerle ikinci tur desteği konuşuldu mu? Yazılmayan bir
protokol var mı?
Hayır yok. İkinci tura kalırsa vatandaş parti liderlerine değil kendi
düşüncesi istikametinde oy verecektir.
Saadet ve CHP tabanları arasında geçmişten gelen derin görüş ayrılıkları
var. Buna rağmen partinin muhafazakar seçmeni CHP’nin içinde olduğu bir
ittifaka neden oy versin?
Büyük çoğunluğu alınan bu karara destek verecek. Ancak münferit insanlar
bazen geçmişi hatırlayarak buna karşı bir tavır belirliyorlar. Bugünkü CHP
dünkü CHP değil. Türkiye’nin geldiği nokta itibariyle geçmişte yapılan bir
takım hataları gördü ve anladı. Mesela başörtüsü düşmanlığı vardı belli bir
kesimde. Şimdi Muharrem İnce aday oldu. Gitti annesinin elini öptü. Bir de
baktık ki annesi de başörtülü bir hanım. Herkes gerilimden usandı. Komşuluk
yaptığımız insanlar bizden biraz farklı kanaatlere sahip ise düşman olmaya
mecbur değiliz.
Cezaevinde bir cumhurbaşkanı adayı var. Demirtaş’ın bu süreçte tutuklu
olmasını nasıl yorumlarsınız?
Açık ve net, bazı şüphelerden ve iddialardan dolayı hakkında kesinleşmiş
bir hüküm olmadan tutuklanması kabul edilemez. Hele de aday gösterilmişse…
Hükümetin adaylıklar kesinleştikten sonra Demirtaş’ı tahliye ettireceği
kanaatindeyim.
Kürt sorunu seçim bildirgenizde yer alıyor mu?
Ana dilde eğitim en önemli konulardan biri, bu çözülmeli. Bir toplumun
böyle bir talebi varsa karşılanmalıdır.
Cumhurbaşkanı seçilirseniz yapacağınız ilk iş ne olur?
Adalet mekanizmasının düzelmesi kanaatindeyim.
Almanya'da eskiden beri Saadet Partisi'nin bir etki alanı vardı. Seneler
içinde muhafazakar İslami taban AKP'ye kaymaya başladı. Onlara
sunabileceğiniz bir şey var mı?
Dışardaki seçmen hükümetin dış politikaya yönelik bazı tavırlarından
rahatsız. Ben buna 'hey heylenme’ diyorum. “Ey Merkel“ deyince ister
istemez Almanya’da Türklere karşı bir tepki oluşuyor. Biz AB ile ilişkileri
yeni bir raya oturtacağız; Biz sizin eşit haklara sahip bir üyeniz
olmayalım ama sizinle ayrıcalıklı bir ortaklığa girelim. Türkiye'de ise
daha hızlı bir kalkınma trandine girer, yeni iş alanları doğarsa
vatandaşların bir kısmının ülkeye dönebileceğini düşünüyorum. Bizim
Avrupa'daki seçmenlere söylediğimiz şu; söylemlerimizi biraz daha irdeleyin
ve bize destek verin.
Avusturya'da bir gazete sizin hakkında yazdığı yazıda Saadet Partisi'ni
antisemitik bir hareket olarak tanımlamış. Buna vereceğiniz cevap nedir?
Biz hiçbir zaman antisemitik olmadık, olmayız da. Ama biz antisiyonist
olduk. Çünkü bu siyonist idea Türkiye’nin bölünmesini de gündemine almış.
Bunu kabul edemeyiz.
Son olarak, T A M A M mı?
E inşallah. Biz bu seçimde başarılı olacağız. Zor görünüyor ama ben
başarılı olacağımızı hissediyorum.
10 May 2018
## AUTOREN
(DIR) Çınar Özer
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Politika
## ARTIKEL ZUM THEMA