# taz.de -- Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak: Ağırlaştırılmış müebbet
       
       > Alman gazeteci Deniz Yücel'in tahliye edildiği gün Silivri Cezaevi'in
       > karşısında kurulan başka bir mahkemede 6 kişiye ağırlaştırılmış müebbet
       > hapis cezası verildi.
       
 (IMG) Bild: “Ben hapishanede ölmeye hazırım, ya siz?“
       
       Gazeteci Ahmet Altan, beyaz gömleğiyle sanıklar için ayrılmış bölümde ilk
       sıranın en başında oturuyor. Yanında oturan diğre 5 tutuklu sanık arasında
       Türkiye’nin tanınmış gazetecilerinden Nazlı Ilıcak'ın yanı sıra iktisat
       profesörü ve gazeteci Mehmet Altan da var. Sanık yakınlarının, uluslararası
       gözlemcilerin ve Başbakanlık’tan onaylı kartı bulunmayan gazetecilerin
       alınmadığı koca mahkeme salonu neredeyse bomboş. Sanıklar hakkındaki hükmün
       açıklanmasını basın odasındaki ekrandan izliyoruz. Altan, bir kolunu
       yanındaki korkuluğa koymuş, ara ara elindeki küçük şişeden su içiyor.
       Savunmasında, mahkeme heyetine, “Ben hapishanede ölmeye hazırım, ya siz?“
       diye soran Altan, hüküm okunurken de rahat görünüyor.
       
       Cuma günü, İstanbul’da Silivri Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda
       gazetecilerin darbeye iştirak etmekten yargılandığı davalarda ilk hüküm
       açıklanıyor: Altı tutuklu sanığın tamamı için ağırlaştırılmış müebbet!
       
       26. Ağır Ceza mahkemesinin aldığı, en karamsar beklentileri de aşan karara
       göre kapatılan Taraf Gazetesi’nde bir dönem yayın yönetmenliği yapmış olan
       gazeteci ve yazar Ahmet Altan, kardeşi iktisat profesörü ve köşe yazarı
       Mehmet Altan, 73 yaşındaki deneyimli gazeteci Nazlı Ilıcak, kapatılan Zaman
       Gazetesi görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı ve marka pazarlama müdürü Yakup
       Şimşek ile Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olan Şükrü Tuğrul Özşengül
       hayatlarının geri kalan kısmını ağırlaştırılmış şartlarda cezaevinde
       geçirecek.
       
       Tutuksuz sanık reklam ajansı sahibi Tibet Sanlıman beraat ederken,
       gazeteciler “Cebir ve şiddet kullanarak Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya,
       değiştirmeye veya fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs“ten hüküm giydi.
       
       Tek kişilik hücre, 15 günde bir görüş 
       
       Mahkeme, duruşmalardaki hal ve tavırlarını öne sürerek sanıklardan
       hiçbirisinin cezasını düşürüp, müebbet hapis cezasına çevirmedi.
       
       İdam cezası yerine getirilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası; mahkumun
       hayatının sonuna kadar tek kişilik bir hücrede kalıp, günde bir saat
       havalandırmaya çıkabilmesi ve sadece “iyi hal“ görülmesi halinde diğer
       hükümlülerle sınırlı temas edebilmesi anlamına geliyor. Bu cezayı alanlar
       sadece birinci derece akrabalarıyla, 15 günde bir, 1 saat görüşebiliyorlar.
       
       üebbet hapis cezasında mahkumlar 24 yıl sonra şartlı tahliye olurken,
       ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında en az 30 yıl geçmesi gerekiyor.
       Müebbet hapis cezasında böyle ağır tecrit koşulları da yok. Mahkumlar,
       başka mahkumlarla birlikte kalıp, akrabaları yanında ismini verdikleri üç
       ziyaretçiyle de haftada bir görüşebiliyorlar.
       
       Altan kardeşlerin avukatı Figen Albuga Çalıkuşu, taz.gazete'ye yaptığı
       açıklamada sanıkların mahkemeye hiçbir saygısızlık yapmadıklarına dikkat
       çekerek, verilen hüküm ve cezada indirime gidilmemesini “düşman hukuku“
       olarak niteledi. (Alman Ceza Hukukçusu Prof. Günther Jakobs tarafından 1985
       yılında formüle edilen “Feindstrafrecht“ düşman hukuku kavramı,
       yargılananların “hakları olan vatandaş“ değil tehlikeli bir düşman olarak
       görüldüğü bir anlayışı ifade ediyor.)
       
       Anayasa mahkemesi kararı uygulanmadı 
       
       Ahmet ve Mehmet Altan, darbeden bir gece önce katıldıkları televizyon
       programındaki sözleri '’darbe yanlısı subliminal mesaj’’ içerdiği
       iddiasıyla 10 Eylül 2016’da gözaltına alınarak tutuklanmışlardı. Ahmet
       Altan, 14 Temmuz günü Can Erzincan TV'de Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan ile
       birlikte katıldığı programda, “Türkiye’de gerçekleşmiş askeri darbelerin
       önünü açan gelişmeler her ne ise, Erdoğan bugün aynı kararları vererek o
       yolları teker teker açıyor“ ifadelerini kullanmıştı.
       
       Anayasa Mahkemesi (AYM), Mehmet Altan’ın tutukluluğuna yapılan itirazı bir
       yıldan uzun bir süre geçtikten sonra değerlendirdi. 14 Ocak’ta verilen,
       tutuklu diğer gazeteciler için emsal niteliğindeki kararında hak ihlali
       olduğuna hükmetti. Ancak alt mahkemeler, Anayasa Mahkemesi’nin “yetki
       gaspı“ yaptığını öne sürerek Mehmet Altan’ı tahliye etmeyi reddetti. Bu
       kararla birlikte Türkiye'de ilk defa alt bir mahkeme, anayasa uyarınca
       verdiği kararların tamamıyla “bağlayıcı“ olması gereken, ülkenin en yüksek
       mahkemesi AYM'nin kararına uymamış oldu.
       
       AYM kararında, Mehmet Altan’ın tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen iki
       köşe yazısı ve bir TV programının ayrıca bir dolarlık banknot ve Bank Asya
       hesabının tutuklama için yeterli delil olamayacağına hükmetmişti.
       
       Mehmet Altan’a soru: “Darbeyi neden kestiremediniz?“ 
       
       Davanın 12-16 Şubat tarihlerinde görülen son duruşmasında yaptığı savunmada
       Mehmet Altan, “Mağdur edilmemin en tatsız tarafı suç olmayan, yersiz,
       anlamsız suçlamalara cevap vermek, bunlara karşı savunma yapmak durumunda
       kalmak“ dedi. Altan bu sözlerinden bir süre sonra da hakimin “ ‚Darbelerin
       Ekonomisi‘ diye kitap yazdınız, buna rağmen neden 15 Temmuz darbesini
       kestiremediniz?“ sorusuna muhattap oldu. Altan, “Ben siyasetçi değilim,
       profesörüm. O kitap darbelerin ekonomiyle ilişkisini teorik olarak
       inceleyen bir kitap“ şeklinde yanıt verdi.
       
       “Adalet muhaliflerin cezalandırılması olarak görülüyor“
       
       Ahmet Altan ise savunmasında, hakkındaki darbe suçlamasının “açık bir
       yalan“ olduğunu belirtti. Gülen cemaatinin üst düzey yöneticilerinden olan
       Alaattin Kaya’yla “sık sık“ görüştüğü deliline ilişkin olarak ise,
       dosyadaki kayıtlara göre Kaya’yla 10 yılda sadece iki kere konuştuğuna
       dikkat çekti.
       
       Ahmet Altan savunmasında “Türkiye’de artık adaleti 'ötekinin
       cezalandırılması’ olarak gören bir yargı ve medya var. 'Öteki’ de biziz.
       AKP’nin bütün muhalifleri.“ dedi.
       
       Altan’a ilişkin deliller Taraf gazetesinin yayın yönetmenliğini yaptığı
       dönemde çıkan bazı haberler, üç köşe yazısı, televizyon programında yaptığı
       yorumlar, HTS(cep telefonu) kayıtları ve tanık ifadelerinden oluşuyor.
       
       Ilıcak: BBC de mi suçlu? 
       
       Nazlı Ilıcak da suçlamaları reddederken, Ergenekon davasının firari savcısı
       Zekeriya Öz ile 2015 yılında yaptığı röportajla ilgili, „O dönemde terör
       örgütü üyesi değildi. (…) Aynı dönemde BBC de Zekeriya Öz ile röportaj
       yaptı, BBC de mi onu aklamaya çalıştı?“ diye sordu. Ilıcak önceki duruşmada
       yaptığı savunmada da FETÖ’nün terör örgütü olduğunu 15 Temmuz’dan sonra
       anladığını da söylemişti.
       
       Davada, Zaman gazetesinin 5 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe yapılacağı
       mesajının yer aldığı iddia edilen reklam filmiyle ilişkili olarak
       yargılanan Zaman çalışanları Yakup Şimşek ve Fevzi Yazıcı ve darbe
       gecesindeki televizyonda yaptığı açıklamalarla ilgili yargılanan Tuğrul
       Özşengül de haklarında yapılan suçlamaları reddetti.
       
       Silivri’de yapılan duruşmanın karar oturumunu hiçbir milletvekili yada da
       yabancı misyon temsilcisi izlemedi. Türkiye’den ve yurtdışından gazetecilik
       örgütlerinin de davaya ilgisi son derece cılızdı. Türkiye’den sadece P24,
       uluslararası örgütlerden ise RSF ve Article 19 Silivri’ye gelmişti. Öte
       yandan, hükmün verilmesinin ardından dün gece İnsan Hakları İzleme
       Örgütü’nden, Uluslararası Basın Enstitüsü’ne kadar pek çok örgüt, kararın
       basın özgürlüğüne darbe olduğuna ilişkin açıklamalar yaptı.
       
       AİHM’den karar bekleniyor 
       
       Avukat Figen Çalıkuşu, hukuki sürecin bitmediğini üst mahkemelerde itirazda
       bulunacaklarını belirterek, “Hukuk uyanacak“dedi. Altanlar’ın avukatları
       AİHM’den kısa süre içinde karar çıkmasını bekliyorlar.
       
       Çalıkuşu, kararın ardından görüştüğü Ahmet ve Mehmet Altan’ın durumuna
       ilişkin olarak ise şunları söyledi:“Bu kadar ağır bir düşmanlık, onları
       içlerinde şaşırtıyor olabilir ama 'Bu da oldu, devam’ diyorlar. Şuna
       inanıyorlar, bu büyük düşmanlık, onların haklılığını, demokrasi ve hukuk
       mücadelesini büyüterek dünyaya duyuruyor.“
       
       17 Feb 2018
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Tuğba Tekerek
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Özgürlükler
 (DIR) Türkei
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA