# taz.de -- Frankfurt Kitap Fuarı: Türkiye'de hiçbir şey bitmiş değil
> Frankfurt Kitap Fuarı'nın gündeminde Türkiye de vardı: Türkiye'den gelen
> katılımcılarla düzenlenen panellerde ülkenin içinde bulunduğu durum ve
> baskılara rağmen verilen özgürlük mücadeleleri konuşuldu.
(IMG) Bild: „Türkiye'den Kritik Sesler“ isimli panel büyük ilgi gördü.
Dünyanın en büyük kitap fuarı olan Franfurt Kitap Fuarı'nın „onur konuğu“
Fransa olsa da, gündemdeki bir diğer ülke de Türkiye'ydi. 11-15 Ekim
tarihleri arasında düzenlenen fuarın açılış konuşmasında Almanya Yayıncılar
Derneği başkanı Heinrich Riethmüller, „Türkiye hala dünyanın en büyük
gazeteci ve yazar hapishanesi“ dedi.
Basın ve ifade özgürlüğü konularının ele alındığı fuarda yer alan çeşitli
etkinliklerde Türkiye'deki güncel durum, Almanya-Türkiye ilişkileri, hak
ihlalleri, özgürlük ve demokratik mücadeleler ele alındı. Bu etkinliklerden
biri, „Deniz Yücel'e Özgürlük“ girişimi tarafından düzenlenen yazar Aslı
Erdoğan, gazeteci İrfan Aktan, avukat Can Atalay ve Yonca Şık'ın katıldığı
„Türkiye'den Kritik Sesler“ paneliydi.
„AKP'nin gücünde Avrupa'nın payı var“
Yoğun ilgi gören panelde, Türkiye'den Almanya'ya verilen en dikkat çekici
mesaj gazeteci İrfan Aktan'dan geldi: „Türkiye otoriter düzene teslim olmuş
değil. Merak etmeyin, sokakta sürekli ağlayarak gezmiyoruz.“ Ahmet Şık'ın
avukatlığını yapan Can Atalay da Türkiye'de hala pek çok demokratik
mücadelenin devam ettiğini vurgularken, Avrupa tarafından ancak Gezi
Direnişi'nden bu yana eleştirilen AKP'nin, bugünkü güce sahip olmasında
yine Avrupa'nın büyük payı olduğunu hatırlattı. Atalay'ın sözlerini yazar
Aslı Erdoğan tamamladı: „Korkunç, karanlık bir dönemin geldiğini
görmeliydik, çok fazla ipucu vardı.“
“Tabii bir feministin başına gelebilecek en absürt şey, sürekli kocası
adına söz söylemek zorunda kalmak“ diye sözlerine başlayan Yonca Şık ise,
eşi Ahmet Şık ve ceaevindeki gazeteciler hakkında hazırlanan iddianamelerin
içinin tamamen boş olduğunu ve bu belgelerin hukuki metin olarak
değerlendirilemeyeceğini belirtti. Türkiye’de hala gazetecilik yapan ve
tutuklu meslektaşları için mücadele edenler olduğunun altını çizen Şık,
„Dönem dönem kriminalize edilmelerine ragmen mücadele etmekten
vazgeçmiyorlar“ dedi.
Aslı Erdoğan, insan hakları savunucusu ve yayıncı Ragıp Zarakolu ve Alman
yayıncı Christoph Links ile birlikte katıldığı „Sansüre Karşı Kitaplar“
panelinde ise cezaevinde geçirdiği süreçte kendisine verilen desteğin
önemine değinerek, „Beni yediler ama sindiremediler. Edebiyatın gücünü
küçümsüyorlar“ dedi.
„Tutuklu Kürt gazetecilerin adını bilen var mı?“
Fuarda Der Spiegel Türkiye Temsilcisi Maximillian Popp'un moderasyonunu
yaptığı ve gazeteciler Nurcan Baysal ile Onur Burçak Belli'nin katıldığı
„Türkiye'deki kriz üzerine gazetecilere özgü çözümler“ başlıklı bir panel
daha gerçekleşti. Kürt gazeteci Nurcan Baysal, Türkiye'de tutuklu bulunan
gazetecilerin çoğunluğunun Kürt olduğuna dikkat çekti. Bu gazetecilerin
Avrupa medyasında yer bulmamasını eleştiren Baysal, izleyicilere
„Türkiye'de tutuklu bir Kürt gazetecinin ismini bilen var mı?“ diye sordu.
Soruya cevap verebilen ise çıkmadı.
Gazeteci Onur Burçak Belli, Türkiye'deki gazetecilerin ve aktivistlerin
baskıyla mücadele ederken bir yandan da ülkedeki kötümser algıyla başa
çıkmak zorunda olduklarını söyledi ve ekledi; „Türkiye henüz bir
diktatörlük değil. Bu iklimde bile tabanda bu mücadeleyi sürdüren çok fazla
insan var. Bu insanlara nefes boşluğu yaratmak gerekiyor.“
Elbette Frankfurt Kitap Fuarı'nda Türkiye üzerine dolaşan tartışmaların
diğer tarafı da sergileniyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kiraladığı
ve diğer ülkelere göre çok daha büyük bir alana sahip olan 300 metrekarelik
stantta, çoğunlukla İslam temalı kitaplar yer alıyordu. Tüm bunların yanı
sıra ilgi çeken başka bir kitap vardı: 15 Temmuz darbe girişimindeki
kahramanlık hikayelerini anlatan ve ücretsiz olarak dağıtılan bir kitap.
17 Oct 2017
## AUTOREN
(DIR) Volkan Ağar
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) Özgürlükler
(DIR) Kültür
(DIR) taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA