# taz.de -- Fotoğrafçı Eylül Aslan'la röportaj: „Vücut benim. İstersem gösteririm“
       
       > Fotoğrafçı Eylül Aslan, Tinder uygulaması üzerinden buluştuğu 20 erkeği
       > fotoğrafladı. Aslan, projenin yürümesi için kendisini de savunmasız hale
       > getirmek zorundaydı.
       
 (IMG) Bild: „Trompe L'Oeil“ kitabından bir kare.
       
       Bacak, boyun, meme ucu – her insanın kendi vücudunda beğenmediği bir kısım
       vardır. Ya da tam aksine, çok sevdiği… Fotoğrafçı Eylül Aslan, tanışma
       uygulaması Tinder üzerinden 20 erkekle buluşup, kendi vücutlarında en çok
       ve en az beğendikleri parçaları çekmiş. Fotoğraflar, Eylül Aslan'ın bu
       hafta Almanya'da çıkacak olan „Trompe L’Oeil“ kitabında yer alacak. 1990
       İstanbul doğumlu ve 2013'ten beri Berlin'de yaşayan fotoğrafçıyla
       toplumdaki güzellik ideallerini ve Türkiye toplumunun tabularını konuştuk.
       
       ## taz: Tinder üzerinden yirmi erkekle buluşup, vücutlarının fotoğraflarını
       çektiniz. Onları nasıl ikna edebildiniz?
       
       Eylül Aslan: Tinder profilime şunu yazdım: „Merhaba, adım Eylül. Sanat
       projem için manken arıyorum. Sadece projeyle ilgileniyorsan sağa kaydır
       (Tinder'da bir profili beğendiğinde yapılan hareket), çünkü ben arkadaş
       bulmak için burada değilim.“
       
       ## Yani en baştan projenizden bahsettiniz?
       
       Evet. Ama aynı anda projenin içeriği ile ilgili çok fazla bir şey
       söyleyemedim. Çünkü projemin hangi yöne doğru şekilleneceği, çalışma
       sırasında belli oldu. Bazı erkekler elbet tedirgindi, bazıları da gayet
       rahattı. Ama şunu fark ettim, bu projenin yürümesi için, kendimi de
       savunmasız hale getirmeliydim.
       
       ## Nasıl yani?
       
       Buluştuğum erkeklere, vücutlarının hangi bölümlerini beğenip
       beğenmediklerini sorduktan sonra, aynı soruyu onlara benim vücudumla ilgili
       sordum. Bazıları, „giyinik halde göremem ki“ dedi. Ben de ayağa kalkıp
       döndüm. Soyunmadım ama yine de tuhaf bir durumdu.
       
       ## Fotoğraflarınız kitap halinde yayınlanacak. Kitap neden „Trompe L’Oeil“
       adını taşıyor?
       
       Fransızca'da „Trompe L’Oeil“ gözün yanılması demek. Bu fikir, Tinder
       profillerine bakarken aklıma geldi. İnsanlar orada yayınladıkları
       resimlerde sadece güzel buldukları taraflarını gösteriyorlar. Mesela güzel
       kollu bir erkek vardı. Profil resminde bir şeye uzanıyor, bu yüzden kasları
       ortaya cıkıyor. Ama adamla buluştuğumda, kollarının gayet ince olduğunu
       fark ettim. Resimler bizi böyle yanıltabiliyor. Diğer yandan zaten
       Tinder'in mantığı bu: Milisaniyeler içinde kimi çekici bulduğuna karar
       verdirmek.
       
       ## Tinder ve sosyal medya, güzellik ideallerimizi nasıl etkiliyor?
       
       Aslında tek tip bir güzellik anlayışı her zaman vardı. Arap kızların Kim
       Kardashian'a benzemek istemeleri sadece sosyal medyayla alakalı değil. Ama
       artık internet sayesinde her saniye „güzelliği“ tanımlayan resimlere
       erişebiliyoruz. Bu çok manipülatif bir şey. Oysa neyin güzel ve neyin
       çirkin olduğuna dair bir yönerge yok. Ben yirmi erkeğe neremi
       beğendiklerini sordum. Her biri bana farklı bir cevap verdi.
       
       ## Peki bu proje kendi vücudunuza olan bakışınızı değiştirdi mi?
       
       Beni şaşırtan şey şuydu: Kendi vücudumun beğenmediğim yerlerini erkekler ya
       hiç görmedi, ya da beğendiklerini söylediler. Kendimle daha barışık olmayı
       öğrendim. Diğer yandan, resimlerde çok özgüvenli duran kişiler kendi
       vücutlarında beğendikleri hiçbir şey olmadığını söylediler.
       
       ## Bu projeyi Türkiye'de gerçekleştirebilir miydiniz?
       
       Tanımadığım erkeklerle Tinder üzerinden buluşup, fotoğraflarını çekmek mi?
       Asla! Deli miyim? Orada kadınlara karşı çok farklı bir tavır var.
       
       ## Ama nü fotograf çekmeye Türkiye'de başlamıştınız, değil mi?
       
       Aslında benim yaptığıma nü denmez, çünkü her şeyi göstermiyorum. Daha
       gizemli bir stilim var. Mesela göğüs göstermek yerine, sadece göğsün dibini
       göstermek bana daha seksi geliyor. Suratları neredeyse hiç göstermiyorum.
       Kendi vücudumla da deneyler yaptım. Benim yarı çıplak vücudumu gösteren bir
       resimde suratım da görünse, sorun olur.
       
       ## Berlin'de yarı çıplak bir fotoğrafçı mı? Çok da büyük bir sorun değil
       gibi.
       
       Doğru, burada muhafazakar bile görünüyor olabilirim.
       
       ## Türkiye'den eleştiriler geleceğini düşünüyor musunuz?
       
       Kitapta popomu ve göğsümü gösteriyorum, başta korktum aslında. Babam
       görürse, beni öldürür diye. Ama sonuçta benim vücudum ve kızı poposunu
       göstermek istiyorsa, babam da buna saygı duymalı. Ben kendimi bir kültür
       içinde hapsolmuş hissettiğim için fotoğraf çekmeye başladım. Türkiye'de bir
       kadın olarak yetişmek bir savaş gibiydi. Cinsellik hakkında konuşmak tabu,
       ama benim için cinsellik her zaman çok önemliydi. Bu kitabı bastırmak için
       yıllardır biriktirdiğim tüm parayı harcadım. Her şeyimi harcıyorsam, o
       zaman meme ucumu da koyacağım o kitaba dedim.
       
       ## Kitap Türkiye'de de satılacak mı?
       
       Açıkçası, orada satılmasını istemiyorum. Hem babam yüzünden, hem de
       Türkiye'nin böyle bir kitaba hazır olduğunu düşünmüyorum. Ama isteyen
       internet üzerinden sipariş edebilir.
       
       27 Jun 2017
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Verena Niepel
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Kültür
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA