# taz.de -- Kürt Film Festivali başlıyor: Yılmaz Güney'den biraz daha fazlası
       
       > 15-21 Haziran tarihleri arasında Berlin'de 7. kez gerçekleşecek olan Kürt
       > Film Festivali'nin ana temalarından biri özgürlük mücadelesi veren Kürt
       > kadınları.
       
 (IMG) Bild: Hüseyin Karabey'in yönettiği “Sesime Gel“ filminden bir kare.
       
       Yönetmen Zaynê Akyol'un “Gülistan“ filminin ana karakterlerinden biri olan
       Rojen için kadınlar ve erkekler arasındaki güç ilişkisi son derece açık:
       Evli olan bir kadın asla mutlu olamaz çünkü kendisi, köleliğe adanmış bir
       yaşam sürmektedir. Rojen'e göre kadın gerillalar bu yüzden yalnızca IŞİD
       çetelerine karşı değil, aynı zamanda kendi toplumlarındaki ataerkiyi yok
       etmek için de savaşıyorlar.
       
       Ataerkinin vücut bulmuş hali olan IŞİD'e karşı verilen savaş, cephedeki
       gerilim yüklü anların görüntüleriyle somutlaştırılıyor. Kadın özgürlüğü
       üzerine yapılan tartışmalar, Avrupa'da büyük çoğunlukla teorinin ötesine
       geçemezken PKK gerillaları, kadınları köleleştiren IŞİD'e karşı
       savaşıyorlar. Sozdar'a göre ahlaksızlıkların beden bulmuş hali olan
       kapitalist sistemin sürdürülebilmesi için ahlaki değerlerin temelini
       oluşturan kadınlara ihtiyacı yok. Bu yüzden sistem ilk olarak onları hedef
       alıyor; “Kadına saldır ki toplumu yok edebilesin.“
       
       Yönetmen, kadın gerilla taburuna eşlik ederken savaşçıların son derece
       tehlikeli gündelik gerçekliklerini resmediyor. Film, savaşçıların
       aralarında geçen konuşmalar üzerinden, özgürlük ve ölüm gibi kavramlara da
       açıklık getiriyor.
       
       ## Kürt toplumunun çeşitliliği
       
       Kurgu ve belgesel filmler, paneller, bir atölye ve kapanış partisi; Berlin
       Babylon'da gerçekleşecek Kürt Film Festivali, Berlinli izleyicilerle Kürt
       sinemacıları bir araya getirecek. Festivalin hedefi, izleyicilere Kürt
       toplumunun çeşitliliğini ve Kürt halkının mevcut siyasi durumunu yansıtacak
       bir program sunabilmek. Film gösterimlerinin yanı sıra planlanan
       etkinliklerle de filmlerde ele alınan konuların derinlemesine tartışılması
       ve izleyici için anlaşılır hale getirilmesi hedefleniyor.
       
       Festivalde gösterilecek filmlerin temalarını ana hatlarıyla gerillalar ve
       Kürt kadınlarının verdiği eşitlik mücadelesi oluşturuyor. Türkiye'deki
       şiddet iklimi, 1980 darbesi ve bunun sonuçları, Kürt bağımsızlık
       hareketinin de merkezinde bulunduğu özgürlük arayışı ve Türk hükümetinin
       uyguladığı keyfi şiddet de filmlerin üzerinde durduğu konular arasında.
       
       Hüseyin Karabey'in yönettiği “Sesime Gel“ filmi, bir Kürt köyünde yaşayan
       ve „silah bulundurduğu“ gerekçesiyle emniyet güçleri tarafından tutuklanan
       babası için endişe duyan küçük Jiyan'ın hikayesini anlatıyor. Jiyan'ın
       büyükannesi Berfe ise oğlunu polisten kurtarabilmek için gerçekte hiçbir
       zaman olmayan bir silahı aramaya koyuluyor.
       
       “Ermeniler de, Türkler de, Kürtler de ‚Van kedisi bize ait‘ diyorlar. Keşke
       kediye sorma şansımız olsaydı, belki en doğru cevabı o verirdi.“ Ayşe
       Polat'ın yönetmenliğindeki “Diğerleri“ belgeselinin kahramanlarından biri
       olan “öğretmen“in, Van kedisi tartışmasına getirdiği çözüm önerisi bu… Van
       kedisi, Van şehrinin sembolü olmasının yanı sıra şehre hakim olan
       kutuplaşmayı yansıtan bir ayna işlevi görüyor.
       
       ## Korsan rehberler, hazine avcıları, Van kedisi yetiştiricileri
       
       1915'te yaşadıkları topraklardan sürülüp katledilmelerinin ardından Van'ın
       Çatak ilçesinde, Ermenilerin artık neredeyse yalnızca anlatılan vahşet dolu
       hikayelerde isimleri geçiyor. İlçe, “bizler ve diğerleri“ anlayışının
       yarattığı gerilimin izlerini taşıyor. Çocuk yaştaki „korsan“ turist
       rehberi, hazine avcıları ve Van kedisi yetiştiricileri gibi alışılmamış
       meslek gruplarının hikayelerini de beyaz perdeye taşıyan film, izleyiciyi
       coğrafyadaki şiddet ve kutuplaşmanın biçimlendirdiği tarihsel
       gerçekliklerle besliyor.
       
       Festivalin organizatörlerden olan Mîtosfilm'in sözcüsü Janna Heine,
       Berlin'deki Kürt Film Festivali'nin 2002 senesinde, Kürt kültürüne ve Kürt
       film sanatına dikkat çekmek amacıyla düzenlenmeye başlandığını anlatıyor;
       “İran'dakine kıyasla Kürt sineması henüz çok genç ve fazla tanınmıyor.
       İnsanlar Yılmaz Güney'i tanıyor elbet ama sanatçıların çoğunu hem sanat
       filmlerine, hem de siyasi meselelere ilgi duyan bir kitleyle buluşturacak
       bir platform eksikliği vardı. 2013'ten bu yana Almanya'ya sığınan
       Kürtler'in sayısının 150 bini bulduğu söyleniyor. Bu da film seçkimizi daha
       da önemli bir hale getiriyor.“ Berlin'de şu anda yaşayan Kürt sayısı
       yaklaşık 50 bin civarı.
       
       Programda yer alan filmlerin yanı sıra Hüseyin Tabak, Ali Güler, Eyüp Burç,
       Ayoob Ramadan, Hussein Hassan, Ekrem Haydo ve Dr. Yılmaz Özdil'in
       katılacağı iki panel ve yönetmen Ayşe Polat tarafından yapılacak bir atölye
       düzenlenecek. Festival, DJ İPEK ve Kürt müzik grubu Nupelda'nın sahne
       alacağı bir kapanış partisiyle sona erecek.
       
       15 Jun 2017
       
       ## AUTOREN
       
 (DIR) Sibel Schick
       
       ## TAGS
       
 (DIR) taz.gazete
 (DIR) Kültür
 (DIR) taz.gazete
       
       ## ARTIKEL ZUM THEMA