# taz.de -- Ahmet çıkacak, yine yazacak: Zoraki nikâhtan zoraki darbeye
> 30 Aralık'tan bu yana tutuklu bulunan gazeteci Ahmet Şık'ın, Cumhuriyet
> Gazetesi'nde yayınlanan 15 Temmuz Darbesi incelemesinden
(IMG) Bild: Darbe girişiminin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü binası
Gülen Cemaati’nin, devlet içinde yaklaşık 50 yıldır örgütlenme faaliyeti
yürüttüğü biliniyor. Ancak Cemaat’in gücünün zirvesine ulaşması, AKP
iktidarının 2007-2012 yılları arasındaki döneminde oldu. Cemaat, AKP
iktidarının sağladığı olanaklarla devlet içindeki örgütlenmesinin doruğuna
ulaştı. Ortada mücadele edecek düşman kalmayınca iki “ortak“, devlet
gücünün ve ganimetinin paylaşımında birbirine düştü.
2013’teki yolsuzluk soruşturmalarından sonra başlayan 'düşmanlık’,
Türkiye’yi hâlâ pek çok insanın kafasında soru işaretleri bırakan 15 Temmuz
gecesine taşıdı. Cemaat ve AKP'nin arasındaki ilişki, 2013’te hükümeti ve
Erdoğan’ı hedef alan yolsuzluk ve MİT TIR’ları soruşturmalarıyla, geri
dönülemez bir savaşa dönüştü. Hemen ardından gelen yerel seçimlerde oy
kaybetmesine rağmen birinci parti çıkan AKP, birkaç ay sonra Erdoğan’ı
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna taşıyınca, Cemaat için sonun başlangıcına
gelindi.
## Cemaat'e yönelik operasyonlar
Yargı ve emniyetteki tasfiyelerin yanı sıra, Cemaat’in finansal
kaynaklarını da kurutmak için birçok holdinge ve Cemaat’e ait oldukları
bilinen medya organlarına kayyım atamalarıyla el konuldu. 15 Temmuz günü
gerçekleşen ve 248 kişinin cuntacılara direnirken öldüğü darbe girişiminin
önlenmesi Türkiye’nin daha kanlı bir sürecin içine girmesini de engelledi.
Bir kısım muhalifin hâlen Erdoğan’ın bir senaryosu olduğuna inandığı darbe
girişimi, ortalığa saçılan birçok bilgiye rağmen hâlâ karanlık yanlar
barındırıyor.
Darbe girişiminin ardından Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) adıyla anılan
Gülen Cemaati kadrolarına yönelik başlatılan büyük gözaltı, tutuklama ve
tasfiye harekâtı, zamanla içine her kesimden muhalifleri alarak
genişletildi. Yaklaşık 40 bin kişi de “darbe şüphelisi“ olarak tutuklandı.
Birbiriyle çelişen iddia ve ifadelerle herkes “FETÖ’cü olmak“ suçlamasıyla
karşı karşıya kalırken, Gülen Cemaati’ni iktidarına ortak edip suça ortak
olduğu ileri sürülen AKP eleştirilerden uzak tutuluyor. Yalanlanmayan
iddialar ve cevapsız kalan sorular, darbe kalkışmasının, AKP’nin ya da
Erdoğan’ın, gücünü arttırmak için hayata geçirdiği bir senaryo olduğu
kuşkularını besliyor.
## Fark edilmedi mi?
1990’lı yıllardan itibaren ordu, polis, yargı ve MİT’ten oluşan güvenlik
bürokrasisi başta olmak üzere, devlet içinde Fethullahçı örgütlenmeye
yönelik çok sayıda haber, yazı, kitap ve raporlara rağmen bu iddialara
kulak asılmadığını da birlikte düşününce yanıtı aranması gereken önemli bir
soru karşımıza çıkıyor: “Bu hakikat fark edilmemiş mi? Yoksa fark edilmek
mi istenmemiş?“
Bütün yaşananlar göz önüne alındığında, “Gülen Cemaati ordu ve bürokrasi
içinde gerçekten bu kadar iyi örgütlenmişse, darbe yapmaya ihtiyacı var
mıydı“ diye de sorabilirsiniz. Ama Cemaat en son 2013 yolsuzluk
soruşturmalarıyla AKP ve Erdoğan’a yönelik niyetini açık ettiği halde, 248
insanın hayatını kaybetmesine yol açan darbe girişiminin neden
önlen(e)mediği çok daha yakıcı ve anlamlı bir soru.
## Cemaat orduyu nasıl ele geçirdi
Darbe kalkışmasından birkaç gün önce Ankara’da hazırlanan iddianamede,
“TSK, 2003’ten sonra Fethullahçı olduğunu bildiği hiç kimsenin ilişiğini
kesmedi. Bundan sonra inisiyatif örgüte geçmiştir. Ergenekon ve diğer
askeri davalar örgütün TSK üzerinde egemen olması için
gerçekleştirilmiştir“ değerlendirmesi yapılmıştı. Savcı Okan Bato, eğer 15
Temmuz kalkışması olmasaydı, ertesi sabah erken saatlerde TSK, içindeki
Cemaat örgütlenmesine yönelik büyük bir operasyon kararı almıştı. Bu
gelişmelerden haberdar olan darbeci askerler, 16 Temmuz sabahı 03:00’te
başlatılacak darbe girişimini, deşifre olunduğu anlaşılınca öne çekti.
## Adım adım kanlı geceye doğru
Henüz son şekli verilmeyen polis fezlekesine göre, darbenin altyapısı için
çalışmalar Ocak 2016’da başlatıldı. 15 Temmuz günü öğle saatlerinde
Genelkurmay’da hazırlıkların sürdüğü saatlerde, H.A. isimli meçhul bir
subayın yaptığı ihbar üzerine tüm Türkiye hava sahasında bulunan askeri
helikopter ve uçaklara uçuş yasağı getirilirken, havada bulunanlara da üsse
dönme emri verilmesi kararlaştırıldı.
Darbe girişimi gecesi saat 21:00’de, Tümgeneral Mehmet Dişli, Genelkurmay
Başkanı Hulusi Akar’ın odasına giderek onu darbeye ikna etmeye çalıştı.
Başarısız olunca, bir süre sonra Genelkurmay Karargâhı’ndan silah sesleri
yükseliyor, savaş uçakları Ankara’da alçak uçuş yapıyor, İstanbul’da
köprüler zırhlı birlikler tarafından kapatılıyordu.
## ‚Allah’ın büyük lütfu‘
Ankara ve İstanbul’da patlama ve silah sesleri duyulduğu haberleri sosyal
medyadan yayılırken, darbe girişimi olduğunu açıklayan ilk yetkili isim
Başbakan Binali Yıldırım oldu. Erdoğan, televizyonda ilk kez göründüğünde
saatler 00:24 idi. Açıklamasında, kent meydanlarına ve havaalanlarına
çağırdığı vatandaşlardan darbeye karşı direnmelerini istedi.
Erdoğan’ın televizyon ekranından yaptığı çağrı karşılığını bulmuş ve
vatandaşların büyük bir kısmı İstanbul'daki Atatürk Havalimanı’na gitmişti.
Saatler 03:18’i gösterirken Erdoğan’ın uçağı piste indiğinde, ona suikast
düzenleyecekleri iddia edilen timleri taşıyan helikopterler daha yeni
Marmaris’te alçalmaya başlamıştı.
Erdoğan, yaptığı konuşmada, kalkışmanın failinin Gülen Cemaati olduğunu
sıklıkla belirtmişti. Kalkışma hazırlıklarının saatler öncesinden tespit
edildiği anlamına gelen “Bugün bildiğiniz gibi öğleden sonra bir
hareketlilik ne yazık ki silahlı kuvvetlerimizin içinde mevcuttu“ cümlesini
belki de ağzından kaçırmıştı. Erdoğan’ın ağzından kaçanlar bununla da
sınırlı kalmamış ve eklemişti: “Bu hareket, Allah’ın bize büyük bir
lütfudur.“
*Bu yazının 6 yazıdan oluşan orjinal versiyonu, 8 Aralık 2016'dan itibaren
Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlandı.
*26 gündür tutuklu bulunan gazeteci Ahmet Şık, taz.gazete için bir yazı
üzerinde çalışıyordu. Şık, 30 Aralık 2016 günü tutuklandı. 5 yıl önce Gülen
Cemaati hakkında yazdığı kitabın ardından hedef gösterilen ve Ergenekon'dan
tutuklanan Şık, bugün Gülen propagandası yaptığı gerekçesiyle hapiste. 15
Temmuz Darbesi üzerine yaptığı detaylı incelemeyi Alman okuruna sunmak ve
Ahmet Şık'ın hapisten tekrar çıkıp tekrar yazacağı gerçeğiyle dayanışmak
için bu yazıyı yayınlıyoruz.
25 Jan 2017
## AUTOREN
(DIR) Ahmet Şık
## TAGS
(DIR) taz.gazete
(DIR) taz.gazete
(DIR) Politika
(DIR) taz.gazete
(DIR) taz.gazete
## ARTIKEL ZUM THEMA
(DIR) Putschversuch in der Türkei: Das bittere Ende einer Zweckehe
Die AKP und Gülen arbeiteten lange als Verbündete – oben angelangt, wollten
sie nicht teilen. Wie es zum Putschversuch im Juli 2016 kam.
(DIR) Vereitelter Putschversuch: Das bittere Ende einer Zweckehe
AKP-Regierung und Gülen arbeiteten lange als Verbündete – oben angelangt
wollten sie nicht teilen. Wie es zum Putschversuch im Juli 2016 kam.